earth to earth - Turkish English Dictionary
History

earth to earth

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "earth to earth" in Turkish English Dictionary : 1 result(s)

English Turkish
General
earth to earth adj. toprak toprağa

Meanings of "earth to earth" with other terms in English Turkish Dictionary : 133 result(s)

English Turkish
General
go to earth v. araziye uymak
come down to earth v. gerçekçi olmak
come down to earth v. hayal kurmaktan vazgeçmek
descend to earth v. dünyaya gelmek
come back to the earth v. dünyaya dönmek
return to the earth v. dünyaya dönmek
down to earth adj. pratik
down to earth adj. gerçekçi
down-to-earth adj. gerçekçi
down-to-earth adj. uygulanabilir
down-to-earth adj. gerçekleştirilebilir
down-to-earth adj. hissiz
friendly to the earth adj. çevre dostu
down-to-earth adj. makul
poised and down-to-earth adj. dengeli ve ayakları yere basan
poised yet down-to-earth adj. dengeli ve ayakları yere basan
Phrases
to the ends of the earth expr. dünyanın ucuna (kadar)
Colloquial
down-to-earth adj. aklı başında
down-to-earth adj. ayakları yere basan
down-to-earth adj. gerçekçi
down-to-earth expr. havalarda olmayan
down-to-earth expr. kendi halinde
earth to (someone) expr. dünyadan (birine)
earth to (someone) expr. dalgın birinin dikkatini çekmek için kullanılan bir ifade
earth to someone expr. dünyadan birine (ilgilenmeyen/dalgın birinin dikkatini çekmek için kullanılan bir ifade)
earth to someone expr. beni duyuyor musun?
Idioms
run somebody to earth v. arayıp bulmak
come back to earth with a bang/bump/jolt v. ayakları (tekrardan/yeniden) yere basmak
come back to earth v. ayakları yere basmak
come down to earth v. ayakları yere basmak
drop back to earth v. ayakları yere basmak
bring down to earth v. ayaklarının yere basmasını sağlamak
bring someone down to earth v. ayaklarının yere basmasını sağlamak
plummet to earth v. çok yüksekten yere çakılmak
bring someone down to earth v. hayal aleminden uyandırmak
come back to earth v. gerçeklerle yüzleşmek
bring down to earth v. gerçeklerle yüzleştirmek
come back to earth with a bang/bump/jolt v. gündelik hayata dönüş yapmak
move heaven and earth to do something v. her çareye başvurmak
go to the ends of the earth v. her yolu denemek
go to the ends of the earth v. her çareye başvurmak
move heaven and earth to do something v. her yolu denemek
come back to earth with a bang/bump/jolt v. gerçeğe dönmek
drop back to earth v. gerçeklerle yüzleşmek
bring someone down to earth v. gerçeklerle yüzleştirmek
bring down to earth v. hayal aleminden uyandırmak
go to the ends of the earth v. elinden gelen her şeyi yapmak
come back to earth v. gerçekleri kabul etmek
drop back to earth v. gerçekleri kabul etmek
go to earth v. kaybolmak
go to earth v. sırra kadem basmak
go to earth v. yer yarılıp da içine girmek
follow to the ends of the earth v. (birinin peşinden) dünyanın öbür ucuna kadar gitmek
plummet (down) to earth v. çok yüksekten yere düşmek/çakılmak
plummet to earth v. çok yüksekten hızla yere düşmek/çakılmak
bring (one) back (down) to earth v. (birini) gerçeklerle tekrar yüzleştirmek
bring (one) back (down) to earth v. (birinin) ayaklarını tekrar yere bastırmak
bring (one) back (down) to earth v. (birini) hayal aleminden uyandırmak
bring (one) back (down) to earth v. (birini) gerçek dünyaya döndürmek
come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v. gerçeklerle tekrar yüzleşmek (birini gerçeklerle tekrar yüzleştirmek)
come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v. ayakları tekrar yere basmak (birinin ayaklarını tekrar yere bastırmak)
come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v. hayal aleminden uyanmak (birini hayal aleminden uyandırmak)
come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) v. gerçek dünyaya dönmek (birini gerçek dünyaya döndürmek)
bring (one) down to earth v. (birini) gerçeklerle yüzleştirmek
bring (one) down to earth v. (birinin) ayaklarını yere bastırmak
bring (one) down to earth v. (birini) hayal aleminden uyandırmak
bring (one) down to earth v. (birini) gerçek dünyaya döndürmek
bring somebody down to earth (with a bang, bump) v. (bir anda) gerçeklerle yüzleştirmek
bring somebody down to earth (with a bang, bump) v. birini eşekten düşmüşe döndürmek
bring somebody down to earth (with a bang, bump) v. birini (bir anda) gerçeğe döndürmek
come (back) down to earth (with a bang, bump) v. gerçekler birinin yüzüne tokat gibi inmek
come (back) down to earth (with a bang, bump) v. (bir anda) gerçeklerle yüzleşmek
come (back) down to earth (with a bang, bump) v. eşekten düşmüşe dönmek
come (back) down to earth (with a bang, bump) v. (bir anda) gerçeğe dönmek
bring somebody/come down to earth v. ayaklarının yere basmasını sağlamak
bring somebody/come down to earth v. gerçeklerle yüzleştirmek/yüzleşmek
bring somebody/come down to earth v. hayal aleminden uyandırmak/uyanmak
come down to earth v. gerçekler yüzüne tokat gibi inmek
come down to earth v. bir anda gerçeklerle yüzleşmek
come down to earth v. eşekten düşmüşe dönmek
come down to earth v. bir anda gerçeğe dönmek
come down to earth with a bump v. gerçekler yüzüne tokat gibi inmek
come down to earth with a bump v. bir anda gerçeklerle yüzleşmek
come down to earth with a bump v. eşekten düşmüşe dönmek
come down to earth with a bump v. bir anda gerçeğe dönmek
come back (down) to earth v. dünyaya geri dönmek
come back (down) to earth v. rüyadan uyanmak
come back (down) to earth v. hayal dünyasından çıkıp gerçek dünyaya geri dönmek
come back (down) to earth v. dünyaya geri dönmek
come back (down) to earth v. rüyadan uyanmak
come back (down) to earth v. hayal dünyasından çıkıp gerçek dünyaya geri dönmek
come back (down) to earth v. bir anda tekrar gerçeklerle yüzleşmek
bring someone back (down) to earth v. birini dünyaya geri döndürmek
bring someone back (down) to earth v. birini rüyadan uyandırmak
bring someone back (down) to earth v. birini hayal dünyasından çıkarıp gerçek dünyaya geri döndürmek
bring someone back (down) to earth v. birini bir anda tekrar gerçeklerle yüzleştirmek
come down to earth with a bump v. gerçek dünyaya dönmek
come down to earth with a bump v. rüyadan uyanmak
come down to earth with a bump v. hayal dünyasından çıkıp gerçek dünyaya dönmek
come down to earth with a bump v. ayakları yere basmak
come down to earth with a bump v. gerçek dünyaya hızlı/sert bir iniş/dönüş yapmak
come down to earth with a bump v. bir anda gerçeklerle yüzleşmek
follow (one) to the ends of the earth v. (birinin) peşinden dünyanın öbür ucuna kadar gitmek
follow (one) to the ends of the earth v. (biri) dünyanın öbür ucuna gitse peşinden gitmek
go to earth/ground [uk] v. ortadan kaybolmak
go to earth/ground [uk] v. saklanmak
go to earth/ground [uk] v. sırra kadem basmak
go to earth/ground [uk] v. yer yarılıp da içine girmek
move heaven and earth to do v. yapmak için her yolu denemek
move heaven and earth to do v. yapmak için her çareye başvurmak
run (someone or something) to earth v. (birini/bir şeyi) arayıp bulmak
run (someone or something) to earth v. uzun süre aradıktan sonra (birinin/bir şeyin) yerini bulmak/tespit etmek
run (someone or something) to earth v. (birini/bir şeyi) uzun aramalardan sonra bulmak
run (someone or something) to earth v. (birini/bir şeyi) iz sürerek bulmak
run (someone or something) to earth v. (birini/bir şeyi) izini sürüp bulmak
run somebody/something to earth v. birini/bir şeyi uzun aramalardan sonra bulmak
run somebody/something to earth v. uzun süre aradıktan sonra birinin/bir şeyin yerini tespit etmek
run to earth v. bulmak
run to earth v. izini sürüp bulmak
back to earth adj. dünyaya dönmüş
back to earth adj. ayakları yere basan
back to earth adj. gerçeğe dönmüş
back to earth adj. gündelik hayata geri dönmüş
Speaking
what on earth happened to you? expr. allah aşkına sana ne oldu?
the earth shall be left to no one expr. dünya kimseye kalmaz
Technical
line to earth voltage n. faz toprak gerilimi
resistance to earth n. toprağa direnç
resistance to earth n. toprak direnci
satellite-to-earth link n. uydu-yer bağlantısı
Informatics
earth-to-satellite link n. yer-uydu bağı
Electric
line-to-earth short circuits n. hat toprak kısa devreleri
Construction
hydraulic breaker mounted to earth moving machine n. kazı makinesine monte hidrolik kırıcı
Literature
journey to the center of the earth n. dünyanın merkezine yolculuk