edebilmek - Turkish English Dictionary
History

edebilmek



Meanings of "edebilmek" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
General
edebilmek can v.

Meanings of "edebilmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 54 result(s)

Turkish English
General
baş edebilmek be able to cope with v.
baş edebilmek manage successfully v.
doğruyla yanlışı ayırt edebilmek know right from wrong v.
baş edebilmek cope with v.
(içki) etkilerini kontrol edebilmek hold v.
idare edebilmek cut v.
zapt edebilmek contain v.
Phrasals
dahil edebilmek get in v.
(biriyle/bir şeyle) baş edebilmek swing with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) rekabet edebilmek swing with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) mücadele edebilmek swing with (someone or something) v.
(biri/bir şey) olmadan devam edebilmek go without (someone or something) v.
(biri/bir şey) olmadan idare edebilmek go without (someone or something) v.
devam edebilmek/bir şey yapabilmek için (birini/bir şeyi) beklemek wait on (someone or something) v.
devam edebilmek/bir şey yapabilmek için (birini/bir şeyi) beklemek wait upon (someone or something) v.
Colloquial
(birinin) söylediklerini/anlattıklarını takip edebilmek/anlamak be with (one) v.
Idioms
bir kadın oyuncuyla flört edebilmek için sık sık tiyatroya veya canlı performanslara giden adam stage-door johnny n.
direksiyonu tek elle de idare edebilmek için direksiyona takılan topuz necker's knob [dated] n.
direksiyonu tek elle de idare edebilmek için direksiyona takılan topuz necking knob [dated] n.
büyük başarı elde edebilmek able to cut it v.
ayırt edebilmek tell which is which v.
ayırt edebilmek know which is which v.
idare edebilmek be able to cut something v.
iki şeyi ayırt edebilmek know a hawk from a handsaw v.
(bir alanda) özgürce hareket edebilmek get the run of (some place) v.
(bir alanda) serbestçe hareket edebilmek get the run of (some place) v.
yorulmadan yardım edebilmek have a broad back v.
bıkmadan yardım edebilmek have a broad back v.
başkalarından gelen sözlü saldırı ve eleştirileri göz ardı edebilmek have a hide like a rhinoceros v.
başkalarından gelen sözlü saldırı ve eleştirileri göz ardı edebilmek have a skin like a rhinoceros v.
tolere edebilmek have a head for v.
tolere edebilmek have a good head for v.
tolere edebilmek have a strong head for v.
(birden fazla kişiyi) kafasında ayırt edebilmek keep (two or more people) straight (in one's mind/head) v.
(birden fazla kişiyi) birbirinden ayırt edebilmek keep (two or more people) straight (in one's mind/head) v.
kendini idare edebilmek stand on one's own v.
kendini idare edebilmek stand on its own v.
gördüğü zararı, engelleri, kayıpları, başarısızlıkları tolere edebilmek take a licking and keep on ticking v.
arada bir iki laf edebilmek able to get a word in edgewise v.
fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar tahammül edebilmek able to take just so much v.
fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar tahammül edebilmek able to take only so much v.
bir şeyi telaffuz edebilmek get your tongue round something [uk] v.
bir şeyi telaffuz edebilmek get your tongue round/around something v.
'-i iyi kontrol edebilmek/yönetebilmek have a good command of v.
ile baş edebilmek have a way with v.
'-i idare edebilmek have a way with v.
biriyle/bir şeyle baş edebilmek have a way with someone or something v.
birini/bir şeyi idare edebilmek have a way with someone or something v.
kişileri ayırt edebilmek keep people straight v.
kişileri birbirinden ayırt edebilmek keep people straight v.
iki şeyi birbirinden ayırt edebilmek know chalk from cheese v.
Trade/Economic
bir girişime hızlıca kar edebilmek için kısa vadeli yatırım yapma carpetbagging n.
Linguistics
bir dilin fonemlerini yazılı kayıtlardan tespit edebilmek için gerekli en küçük birim graph n.
Slang
(bir şeyle) baş edebilmek able for (something) v.