focused - Turkish English Dictionary

focused

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "focused" in Turkish English Dictionary : 7 result(s)

English Turkish
General
focused adj. odaklanmış
Now it seems that everything is focused around illegal immigration.
Şimdi her şey yasadışı göç etrafında odaklanmış gibi görünüyor.

More Sentences
Technical
focused adj. odaklanmış
Our task is to ensure that the good intentions are translated into practical measures and immediate, focused solutions.
Görevimiz, iyi niyetlerin pratik tedbirlere ve acil, odaklanmış çözümlere dönüştürülmesini sağlamaktır.

More Sentences
General
focused adj. üzerine odaklanılmış
focused adj. amacına kanalize olmuş
focused adj. sağlam kararlılık gösteren
Optics
focused adj. bir noktada birleşen (ışık ışınları)
focused adj. net görüntü elde edecek şekilde ayarlanmış (optik sistem)

Meanings of "focused" with other terms in English Turkish Dictionary : 28 result(s)

English Turkish
General
stay focused v. odaklan
Stay focused, therefore, on what you have presented.
Bu nedenle sunduğunuz şeye odaklanın.

More Sentences
stay focused v. odaklanmış kalmak
Tom was trying to stay focused.
Tom odaklanmış kalmaya çalışıyordu.

More Sentences
stay focused v. konsantrasyonunu bozma
Stay focused.
Konsantrasyonunu bozma.

More Sentences
Trade/Economic
customer-focused adj. müşteri odaklı
We are a value-driven, customer-focused, creative and responsible fashion company.
Değer odaklı, müşteri odaklı, yaratıcı ve sorumlu bir moda şirketiyiz.

More Sentences
General
focused group interviewing n. odaklanmış grup görüşmesi
be focused on v. üzerine odaklanılmış olmak
stay focused v. odaklanmak
stay focused v. dikkatin dağılmasın
stay focused v. konsantrasyonunu bozmamak
stay focused on the target v. hedefe kilitlenmek
emotion-focused adj. duygu odaklı
problem-focused adj. problem odaklı
value-focused adj. değer odaklı
Trade/Economic
taxpayer focused service principle n. mükellef odaklı hizmet ilkesi
focused interview n. bireye odaklı mülakat
focused interview n. robert merton tarafından geliştirilmiş ortak sorunları olan bireylerin kendilerini grupla birlikte açığa vurmalarını hedefleyen mülakat
focused marketing n. odaklanmış pazarlama
focused strategy n. bir kuruluşun temel faaliyetleri hariç tüm faaliyetlerini elden çıkarıp toplanan kaynakları rakiplerinin arasından sıyrılmasını sağlayacak becerilerine ayırdığı iş stratejisi
Politics
export-focused growth n. ihracat odaklı büyüme
Technical
focused receptivity n. odaklı alıcılık
focused infrared energy welding n. odaklanmış kızılötesi erke kaynağı
Computer
focused releases n. belirli bir konuya odaklanmış sürümler
Medical
fast (focused abdominal sonography for trauma) n. travma için karın odaklı sonografi
solution-focused strategic therapy n. çözüm odaklı stratejik terapi
Psychology
emotion-focused coping n. duygu odaklı başa çıkma
problem-focused coping n. problem odaklı başa çıkma
emotion-focused therapy n. duygu-odaklı terapi
solution-focused short-term psychological counseling n. çözüm odaklı kısa süreli psikolojik danışma