Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
go in
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"go in"
in Turkish English Dictionary : 39 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
go in
n.
güneş veya ayın bulutla örtülmesi
2
General
go in
v.
uymak
3
General
go in
v.
girmek
4
General
go in
v.
bulutla örtülmek (güneş/ay)
5
General
go in
v.
içeriye girmek
6
General
go in
v.
içeri girmek
7
General
go in
v.
-e sığmak
Phrasals
8
Phrasals
go in
v.
bir yerden girmek
9
Phrasals
go in
v.
bir şey aracılığıyla girmek
10
Phrasals
go in
v.
ziyarete gitmek
11
Phrasals
go in
v.
gitmek
12
Phrasals
go in
v.
bir yerde tutulmak/muhafaza edilmek
13
Phrasals
go in
v.
bir yere koyulmak
14
Phrasals
go in
v.
bir şeyin içinde durmak
15
Phrasals
go in
v.
yeri bir şeyin içi olmak
16
Phrasals
go in
v.
içeriği olmak
17
Phrasals
go in
v.
bileşeni olmak
18
Phrasals
go in
v.
gözden kaybolmak
19
Phrasals
go in
v.
görünür olmamak
20
Phrasals
go in
v.
anlaşılmak
21
Phrasals
go in
v.
iyi anlaşılmak
22
Phrasals
go in
v.
idrak edilmek
23
Phrasals
go in
v.
kararmak
24
Phrasals
go in
v.
önü kapanmak
25
Phrasals
go in
v.
bulutların arkasına gizlenmek
26
Phrasals
go in
v.
gölgelenmek
27
Phrasals
go in
v.
perdelenmek
28
Phrasals
go in
v.
bir girişime/teşebbüse katılmak
29
Phrasals
go in
v.
belirli bir yere gitmek
30
Phrasals
go in
v.
bir yere ait olmak
31
Phrasals
go in
v.
bir yere uymak
32
Phrasals
go in
v.
bir yerin olmak
33
Phrasals
go in
v.
eklenen malzeme olmak
34
Phrasals
go in
v.
eklenen içerik olmak
35
Phrasals
go in
v.
öğrenilmek
36
Phrasals
go in
v.
ortak bir girişimde/teşebbüste yer almak
37
Phrasals
go in
v.
saldırmak üzere yaklaşmak
Sport
38
Sport
go in
v.
(krikette) oyuna girmek
Card
39
Card
go in
v.
pokerde oyunun açılışını yapmak
Meanings of
"go in"
with other terms in English Turkish Dictionary : 360 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
go in full sail
v.
pupa yelken gitmek
2
General
not to go in
v.
sığmamak
3
General
go in for
v.
ilgilenmek
4
General
go around in circles
v.
harman çevirmek
5
General
go in for
v.
alışkanlık edinmek
6
General
go halves in
v.
yarı yarıya paylaşmak
7
General
go up in smoke
v.
havaya gitmek
8
General
go black in the face
v.
çok kızmak
9
General
go up in price
v.
fiyatlanmak
10
General
go in for
v.
sınava girmek
11
General
go down in value
v.
değeri düşmek
12
General
go in for
v.
bir şeyi yapmaktan hoşlanmak
13
General
go in circles
v.
harmanlamak
14
General
go in for an examination
v.
sınava girmek
15
General
go in haste
v.
koşmak
16
General
go in for
v.
uğraşmak
17
General
go for a walk in the fresh air
v.
hava almak
18
General
go in for something
v.
katılmak
19
General
go in for
v.
sınav olmak
20
General
go about in disguise
v.
tebdil gezmek
21
General
go up in smoke
v.
yok olmak
22
General
go up in flames
v.
tamamıyla yanmak
23
General
go in with someone on
v.
bir şeyde biriyle ortak olmak
24
General
go in for
v.
bir şeyin meraklısı olmak
25
General
go up in smoke
v.
tamamıyla yanmak
26
General
go in for
v.
yarışmada yer almak
27
General
go in for
v.
katılmak
28
General
go in search of
v.
araştırmasına girmek
29
General
go up in smoke
v.
duman olmak
30
General
go up in smoke
v.
heba olmak
31
General
go up in smoke
v.
havaya uçmak
32
General
go down in history
v.
tarihe geçmek
33
General
go in for
v.
ilerlemek için bir kariyer seçmek
34
General
go for a walk in the moonlight
v.
mehtaba çıkmak
35
General
go up in smoke
v.
yanıp kül olmak
36
General
go in a mad frenzy
v.
keçileri kaçırmak
37
General
(for a law) go in effect
v.
yürürlüğe girmek
38
General
go up in the lift
v.
asansörle çıkmak
39
General
go down in the lift
v.
asansörle inmek
40
General
go back in time
v.
geçmişe gitmek
41
General
go back in time
v.
zamanda geriye gitmek
42
General
go around in circles
v.
boşa uğraşmak
43
General
go in for
v.
yer almak
44
General
go in the matter
v.
işi incelemek
45
General
go in a partnership with someone
v.
ortak olmak
46
General
go in business
v.
bir işe başlamak
47
General
go in effect
v.
yürürlüğe girmek
48
General
go out in public
v.
toplum içine çıkmak
49
General
go out in public
v.
insan içine çıkmak
50
General
go in and out
v.
girip-çıkmak
51
General
go in further detail
v.
ayrıntılara girişmek
52
General
go a long way in doing something
v.
çok yararlı olmak
53
General
go off in all these other directions
v.
bambaşka yönlere gitmek
54
General
go in the back room
v.
arka odaya gitmek
55
General
go in for an operation
v.
ameliyat olmak için hastaneye yatmak
56
General
go in pairs
v.
çiftler halinde gitmek
57
General
go in pairs
v.
ikişerli olarak gitmek
58
General
go in the right direction
v.
doğru yoldan gitmek
59
General
go in pairs
v.
çifter çifter gitmek
60
General
go in suitcase
v.
(bir başka ülkeye giderken) bavulda taşınmak
61
General
in one go
adv.
bir seferde
62
General
in one go
adv.
bir kerede
Phrasals
63
Phrasals
go in for
v.
desteklemek
64
Phrasals
go in for
v.
onaylamak
65
Phrasals
go in for
v.
göze çarpan bir özelliği olmak
66
Phrasals
go down (in history) (as someone or something)
v.
(biri/bir şey olarak tarihe) geçmek
67
Phrasals
go down (in history) (as someone or something)
v.
(biri/bir şey olarak tarihe) adını yazdırmak
68
Phrasals
go in off (of) (something)
v.
(bir şeyden) sekip girmek
69
Phrasals
go in off (of) (something)
v.
(bir şeye) çarpıp girmek
70
Phrasals
go in on (something)
v.
(bir şeyi) paylaşmak
71
Phrasals
go in on (something)
v.
(bir şeye/şeyde) ortak olmak
72
Phrasals
go in on (something)
v.
(bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
73
Phrasals
go in on (something)
v.
(bir şeye) ortak girişmek
74
Phrasals
go in search of the golden fleece
v.
tehlikeli/zor bir maceraya atılmak
75
Phrasals
go in with
v.
ile ortak olmak
76
Phrasals
go in with
v.
ile ortaklaşa yapmak/almak
77
Phrasals
go in with (someone)
v.
(biriyle) ortak olmak
78
Phrasals
go in with (someone)
v.
(biriyle) ortaklaşa almak/yapmak
79
Phrasals
go in with someone (on something)
v.
(biriyle bir şeyde) ortak olmak
80
Phrasals
go in with someone (on something)
v.
(biriyle bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
81
Phrasals
go in with someone (on something)
v.
(biriyle bir şeye) ortaklaşa girişmek/girmek
82
Phrasals
things that go bump in the night
expr.
gece hayaletler/hortlaklar çıkacak sanma
Phrases
83
Phrases
go in peace!
expr.
esenlikle git!
Proverb
84
Proverb
only mad dogs and englishmen go out in the midday sun
öğlen güneşinin altında dışarı çıkılmaz
85
Proverb
only mad dogs and englishmen go out in the midday sun
güneş tepedeyken dışarı çıkılmaz
86
Proverb
only mad dogs and englishmen go out in the midday sun
bu sıcakta dışarı çıkılmaz
Colloquial
87
Colloquial
go in one ear and out the other
v.
bir kulağından girip öteki kulağından çıkmak
88
Colloquial
go in one's favour
v.
birinin lehine karar verilmek
89
Colloquial
go in and out
v.
girip girip çıkmak
90
Colloquial
go in and out
v.
çıkıp çıkıp girmek
91
Colloquial
go in and out
v.
bir girip bir çıkmak
92
Colloquial
go in and out
v.
gidip gelmek
93
Colloquial
go in and out
v.
gidip gidip gelmek
94
Colloquial
go in and out
v.
gelip gelip gitmek
95
Colloquial
go in and out
v.
bir çalışıp bir çalışmamak
96
Colloquial
go in and out
v.
kesik kesik çalışmak
97
Colloquial
go jump in the lake!
expr.
defol git ve beni rahatsız etme!
98
Colloquial
go in and win
expr.
gir ve kazan
99
Colloquial
go in peace!
expr.
güle güle git!
100
Colloquial
go in peace!
expr.
elveda!
101
Colloquial
in case things go wrong
expr.
işlerin yolunda gitmemesi durumunda
102
Colloquial
in case things go wrong
expr.
işlerin aksaması durumunda
103
Colloquial
in one go [uk]
expr.
bir seferde
104
Colloquial
in one go [uk]
expr.
bir kerede
105
Colloquial
in one go [uk]
expr.
bir defada
106
Colloquial
in one go [uk]
expr.
bir gidişte
107
Colloquial
in one go [uk]
expr.
bir oturuşta
108
Colloquial
at/in one go [uk]
expr.
bir çırpıda
109
Colloquial
at/in one go [uk]
expr.
bir hamlede
110
Colloquial
at/in one go [uk]
expr.
tek hareketle
111
Colloquial
at/in one go [uk]
expr.
aynı anda
112
Colloquial
at/in one go [uk]
expr.
tek vuruşta
113
Colloquial
at/in one go [uk]
expr.
aynı zamanda
114
Colloquial
at/in one go [uk]
expr.
bir kerde
115
Colloquial
at/in one go [uk]
expr.
tek seferde
116
Colloquial
at/in one go [uk]
expr.
bir oturuşta
117
Colloquial
go (and) jump in the lake
expr.
defol git ve beni rahatsız etme
118
Colloquial
go (and) jump in the lake
expr.
defol git
119
Colloquial
go (and) jump in the lake
expr.
git başımdan
Idioms
120
Idioms
have a light bulb go off in (one's) brain
v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
121
Idioms
have a light bulb go off in (one's) brain
v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
122
Idioms
have a light bulb go on in (one's) brain
v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
123
Idioms
have a light bulb go on in (one's) brain
v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
124
Idioms
have a light bulb go on (in (one's) head)
v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
125
Idioms
have a light bulb go on (in (one's) head)
v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
126
Idioms
have a light bulb go off (in (one's) head)
v.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
127
Idioms
have a light bulb go off (in (one's) head)
v.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
128
Idioms
go in with good cards
v.
(bir görüşmeye, sınava) başarı beklentisiyle girmek
129
Idioms
go in with good cards
v.
elinde iyi kartlarla bir işe girişmek
130
Idioms
go up in flames
v.
alev alev yanmak
131
Idioms
go to hell in a handbasket
v.
aniden kötüleşmek
132
Idioms
go to hell in a bucket
v.
aniden kötüleşmek
133
Idioms
go down in the world
v.
attan inip eşeğe binmek
134
Idioms
go in a body
v.
bir bütün halinde gitmek
135
Idioms
go in for something
v.
bir şeyden zevk almak
136
Idioms
go a long way in doing something
v.
bir şeyin yapılmasına katkıda bulunmak
137
Idioms
go hand in hand
v.
birlikte olmak
138
Idioms
go hand in hand
v.
bir arada olmak
139
Idioms
go down in flames
v.
başarısız olmak
140
Idioms
go in the hole
v.
borca girmek
141
Idioms
go down in flames
v.
başarısızlığa uğramak
142
Idioms
go in for something
v.
bir şeyi düzenli olarak yapmak
143
Idioms
go in at one ear and out at the other
v.
bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak
144
Idioms
go in one ear and out the other
v.
bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak
145
Idioms
go in the red
v.
borca girmek
146
Idioms
go out in search of
v.
bir şeyi aramaya/bulmaya çıkmak
147
Idioms
go in at one ear and out at the other
v.
bir kulağından girip öbüründen çıkmak
148
Idioms
go in for something
v.
bir şeyden keyif almak
149
Idioms
go to hell in a handbasket
v.
daha da kötüleşmek
150
Idioms
go to hell in a bucket
v.
daha da kötüleşmek
151
Idioms
go up in the air
v.
dinden imandan çıkmak
152
Idioms
go round in circles
v.
dönüp dolaşıp aynı yere gelmek
153
Idioms
go in the right direction
v.
doğru yolda olmak
154
Idioms
go down in the world
v.
düşmek
155
Idioms
go to hell in a handbasket
v.
giderek daha kötü bir hal almak
156
Idioms
go down in defeat
v.
hezimete uğramak
157
Idioms
go down in the world
v.
fakirleşmek
158
Idioms
go to hell in a handbasket
v.
giderek kötüleşmek
159
Idioms
go to hell in a handbasket
v.
gitgide kötüleşmek
160
Idioms
go home in a box
v.
eve bir tabut içinde dönmek (ülkesinden uzakta ölenler için kullanılır)
161
Idioms
go down in flames
v.
güme gitmek
162
Idioms
go to hell in a handbasket
v.
hızla kötüye gitmek
163
Idioms
go to hell in a bucket
v.
giderek kötüleşmek
164
Idioms
go to hell in a handcart
v.
hızla kötüye gitmek
165
Idioms
go down in the world
v.
eskiyip yıkılmaya yüz tutmak
166
Idioms
go to hell in a bucket
v.
giderek daha kötü bir hal almak
167
Idioms
go to hell in a bucket
v.
gitgide kötüleşmek
168
Idioms
go up in flames
v.
güme gitmek
169
Idioms
go in someone's favour
v.
lehine dönmek
170
Idioms
go up in the air
v.
muallakta kalmak
171
Idioms
go in someone's favour
v.
lehine değişmek
172
Idioms
go down in flames
v.
kötü/olumsuz sonuçlanmak
173
Idioms
go up in the air
v.
öfkeden köpürmek
174
Idioms
go in someone's favor
v.
lehine dönüşmek
175
Idioms
go up in flames
v.
kötü/olumsuz sonuçlanmak
176
Idioms
go round in circles
v.
kısır döngü içine girmek
177
Idioms
go in someone's favor
v.
lehine dönmek
178
Idioms
go in someone's favor
v.
lehine değişmek
179
Idioms
go in someone's favour
v.
lehine dönüşmek
180
Idioms
go up in smoke
v.
suya düşmek
181
Idioms
go in the red
v.
para kaybetmek
182
Idioms
go off in a huff
v.
sinirli bir şekilde çekip gitmek
183
Idioms
go off in a huff
v.
sinirlenerek çekip gitmek
184
Idioms
go off in a huff
v.
sinirle çıkıp gitmek
185
Idioms
go up in the air
v.
sinirden küplere binmek
186
Idioms
go up in the air
v.
sinirden çatlamak
187
Idioms
go down in defeat
v.
teslim bayrağı çekmek
188
Idioms
go in a body
v.
toplu halde gitmek
189
Idioms
go down in history
v.
tarihe geçmek
190
Idioms
go up in the air
v.
tepesi atmak
191
Idioms
go down in history
v.
tarihe yazılmak
192
Idioms
go round in circles
v.
yerinde saymak
193
Idioms
go cap in hand
v.
utana sıkıla yapmak/gelmek/gitmek
194
Idioms
go up in smoke
v.
(tüm varı yoğu) yok olmak
195
Idioms
go up in smoke
v.
yanıp kül olmak
196
Idioms
go up in smoke
v.
(tüm yatırımı) eriyip gitmek
197
Idioms
go in the red
v.
zarar etmek
198
Idioms
go down in flames
v.
(uçak) alev alıp düşmek
199
Idioms
go down in defeat
v.
yenilmek
200
Idioms
come/go cap in hand
v.
utana sıkıla istemek
201
Idioms
go down in flames
v.
(uçak) yere çakılmak
202
Idioms
go in the right direction
v.
yolunda gitmek
203
Idioms
go up in flames
v.
(tüm yatırımı) eriyip gitmek
204
Idioms
go hand in hand
v.
yan yana olmak
205
Idioms
come/go hat in hand
v.
utana sıkıla istemek
206
Idioms
go up in flames
v.
yanıp kül olmak
207
Idioms
go hat in hand
v.
utana sıkıla yapmak/gelmek/gitmek
208
Idioms
go up in flames
v.
(tüm varı yoğu) yok olmak
209
Idioms
go around in circles
v.
yerinde saymak
210
Idioms
go in off the deep end
v.
aniden öfkeye kapılmak
211
Idioms
go in off the deep end
v.
birden deliye dönmek
212
Idioms
go in off the deep end
v.
aklını kaçırmak
213
Idioms
go in off the deep end
v.
aklını kaybetmek
214
Idioms
go in off the deep end
v.
çıldırmak
215
Idioms
go in off the deep end
v.
cinnet getirmek/geçirmek
216
Idioms
go in off the deep end
v.
aklını oynatmak
217
Idioms
go in off the deep end
v.
çılgına dönmek
218
Idioms
go in off the deep end
v.
şalteri/sigortası atmak
219
Idioms
go in fear of (one's) life
v.
sürekli (kendi) hayatından korkmak
220
Idioms
go in fear of (one's) life
v.
sürekli (kendi) hayatından endişe etmek
221
Idioms
go in fear of (one's) life
v.
sürekli öldürülmekten korkmak
222
Idioms
go in fear of (one's) life
v.
öldürülme korkusuyla yaşamak
223
Idioms
go in fear of (one's) life
v.
ölüm korkusuyla yaşamak
224
Idioms
go in fear of (one's) life
v.
can korkusuyla yaşamak
225
Idioms
go in fear of (one's) life
v.
sürekli canından korkmak
226
Idioms
go in fear of (one's) life
v.
sürekli canının tehlikede olduğundan korkmak
227
Idioms
go in fear of one's life
v.
öldürülmekten korkmak
228
Idioms
go in fear of one's life
v.
öldürülme korkusuyla yaşamak
229
Idioms
go in fear of one's life
v.
canının tehlikede olduğundan korkmak
230
Idioms
go in fear of one's life
v.
can korkusuyla yaşamak
231
Idioms
go in fear of one's life
v.
hayatının tehlikede olduğundan korkmak
232
Idioms
go cap in hand (to someone) [uk]
v.
utana sıkıla (birinden) yardım istemek
233
Idioms
go cap in hand (to someone) [uk]
v.
utana sıkıla (birinden) maddi yardım/para istemek
234
Idioms
go cap in hand (to someone) [uk]
v.
başı önde (birinden) yardım/para istemek
235
Idioms
go cap in hand (to someone) [uk]
v.
(birinden) ezilip büzülerek yardım/para istemek
236
Idioms
go cap in hand (to someone) [uk]
v.
(birinden) mahcup bir şekilde yardım/para istemek
237
Idioms
go over (something) in (one's) mind
v.
(bir şeyi) düşünmek
238
Idioms
go over (something) in (one's) mind
v.
(bir şeye) anlam vermeye çalışmak
239
Idioms
go over (something) in (one's) mind
v.
(bir şeyi) zihninde evirip çevirmek
240
Idioms
go over (something) in (one's) mind
v.
(bir şeyi) düşünüp anlamaya çalışmak
241
Idioms
go over something in your mind
v.
başına gelen bir şeyi dikkatlice düşünmek
242
Idioms
go over something in your mind
v.
başına gelen bir şeyi ayrıntılı bir şekilde düşünmek
243
Idioms
go soft in the head
v.
aptallaşmak
244
Idioms
go soft in the head
v.
salaklaşmak
245
Idioms
go soft in the head
v.
akılsızlaşmak
246
Idioms
go soft in the head
v.
kafayı yemek
247
Idioms
go soft in the head
v.
aklını kaçırmak
248
Idioms
go soft in the head
v.
aklını kaybetmek
249
Idioms
be/go soft in the head
v.
aptal olmak
250
Idioms
be/go soft in the head
v.
kafasız olmak
251
Idioms
be/go soft in the head
v.
salak olmak
252
Idioms
be/go soft in the head
v.
akılsız olmak
253
Idioms
be/go soft in the head
v.
beyinsiz olmak
254
Idioms
be/go soft in the head
v.
kafayı yemiş olmak
255
Idioms
be/go soft in the head
v.
aklını kaçırmış olmak
256
Idioms
be/go soft in the head
v.
aklını kaybetmiş olmak
257
Idioms
be/go soft in the head
v.
kuş beyinli olmak
258
Idioms
be/go soft in the head
v.
kaz kafalı olmak
259
Idioms
go to heaven in a wheelbarrow
v.
cehenneme gitmek
260
Idioms
go to heaven in a wheelbarrow
v.
cehennemin dibine gitmek
261
Idioms
go to heaven in a wheelbarrow
v.
cehennemin dibini boylamak
262
Idioms
go up in the world
v.
terfi etmek
263
Idioms
go up in the world
v.
yükselmek
264
Idioms
go up in the world
v.
maddi durumunu iyileştirmek
265
Idioms
go up in the world
v.
yaşam standardını yükseltmek
266
Idioms
go up in the world
v.
daha başarılı olmak
267
Idioms
go up in the world
v.
başarısı artmak
268
Idioms
go down in the world
v.
daha az başarılı olmak
269
Idioms
go down in the world
v.
hayat standardı düşmek
270
Idioms
go down in the world
v.
maddi durumu kötüleşmek
271
Idioms
go down in the world
v.
daha fakir olmak
272
Idioms
go hand in hand
v.
ayrılmaz ikili olmak
273
Idioms
go in fear of your life
v.
hayatından endişe etmek/duymak
274
Idioms
go in fear of your life
v.
can güvenliği olmamak
275
Idioms
go in fear of your life
v.
öldürülme/saldırıya uğrama korkusuyla yaşamak
276
Idioms
go (in) for the kill
v.
öldürmek için yaklaşmak
277
Idioms
go (in) for the kill
v.
öldürmek niyetiyle yaklaşmak
278
Idioms
go (in) for the kill
v.
bir sonuca ulaşmak için yaklaşmak
279
Idioms
go (in) for the kill
v.
bir şey elde etmek için yaklaşmak
280
Idioms
go cap in hand (to somebody) [uk]
v.
utana sıkıla (birinden) yardım istemek
281
Idioms
go cap in hand (to somebody) [uk]
v.
başı önde (birinden) bir şey istemek/dilenmek
282
Idioms
go cap in hand (to somebody) [uk]
v.
(birinden) mahcup bir şekilde bir şey istemek/dilenmek
283
Idioms
go cap in hand (to somebody) [uk]
v.
utana sıkıla (birinden) maddi yardım/para istemek
284
Idioms
go cap in hand (to somebody) [uk]
v.
(birine) el açmak
285
Idioms
go hat in hand (to somebody) [us]
v.
utana sıkıla (birinden) yardım istemek
286
Idioms
go hat in hand (to somebody) [us]
v.
başı önde (birinden) bir şey istemek/dilenmek
287
Idioms
go hat in hand (to somebody) [us]
v.
(birinden) mahcup bir şekilde bir şey istemek/dilenmek
288
Idioms
go hat in hand (to somebody) [us]
v.
utana sıkıla (birinden) maddi yardım/para istemek
289
Idioms
go hat in hand (to somebody) [us]
v.
(birine) el açmak
290
Idioms
go down in history
v.
tarihe geçmek
291
Idioms
go down in history
v.
tarihe mal olmak
292
Idioms
go down in history
v.
adı tarihe geçmek
293
Idioms
go down in history
v.
tarih yazmak
294
Idioms
go down in history
v.
destan yazmak
295
Idioms
go hand in hand (with something)
v.
(bir şeyle) el ele gitmek
296
Idioms
go hand in hand (with something)
v.
(bir şeyle) paralel gitmek
297
Idioms
go hand in hand (with something)
v.
(bir şeyle) yakından bağlantılı ilerlemek
298
Idioms
go hand in hand (with something)
v.
(bir şeyle) birlikte/yakın ilişki içinde ilerlemek
299
Idioms
go hat in hand to someone [us]
v.
birinden utana sıkıla yardım/maddi estek istemek
300
Idioms
go hat in hand to someone [us]
v.
birinden başı önde yardım/maddi destek istemek
301
Idioms
go in (one's) favor
v.
(birinin) lehine olmak/karar verilmek
302
Idioms
go in (one's) favor
v.
(birinden) yana olmak/karar verilmek
303
Idioms
go in (one's) favor
v.
(birinin) yararına olmak
304
Idioms
go in a different direction
v.
farklı bir yöne gitmek
305
Idioms
go in a different direction
v.
farklı bir yol izlemek
306
Idioms
go in and out (of something)
v.
(bir şeye) girip girip çıkmak
307
Idioms
go in and out (of something)
v.
(bir şeye) girip çıkmak
308
Idioms
go in and out (of something)
v.
(bir şeye) çıkıp çıkıp girmek
309
Idioms
go in favor
v.
lehine dönüşmek
310
Idioms
go in favor
v.
lehine dönmek
311
Idioms
go in favor
v.
lehine değişmek
312
Idioms
go in off the deep end
v.
kendini kaptırmak
313
Idioms
go in off the deep end
v.
gaza gelmek
314
Idioms
go in off the deep end
v.
kendini kaybetmek
315
Idioms
go in off the deep end
v.
kontrolünü kaybetmek
316
Idioms
go out in search of (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) aramaya/bulmaya çıkmak
317
Idioms
go out in search of (someone or something)
v.
çıkıp (birini/bir şeyi) aramak
318
Idioms
go in to bat for someone [us]
v.
birine yardım etmek
319
Idioms
go in to bat for someone [us]
v.
birine yardım elini uzatmak
320
Idioms
go in to bat for someone [us]
v.
birinin elinden tutmak
321
Idioms
go in to bat for someone [us]
v.
birine arka çıkmak
322
Idioms
go in to bat for someone [us]
v.
birine destek olmak
323
Idioms
go weak in the knees
v.
dizlerinin bağı çözülmek
324
Idioms
go weak in the knees
v.
pelteye dönmek
325
Idioms
go weak in the knees
v.
dizleri tutmamak
326
Idioms
go weak in the knees
v.
eli ayağı boşalmak
327
Idioms
go hand in hand
expr.
çok yakın ilişkiler içinde
328
Idioms
go hand in hand
expr.
çok yakın
329
Idioms
go hand in hand
expr.
el ele
330
Idioms
go down in the world
yoksullaşmak
Speaking
331
Speaking
dining in or to go?
expr.
burada mı yiyeceksiniz paket mi olsun?
332
Speaking
don't go out on the balcony in bare feet
expr.
çıplak ayakla balkona çıkma
333
Speaking
go play in the traffic!
expr.
defol git!
334
Speaking
go play in the traffic!
expr.
çık git!
335
Speaking
let's go in the other room
expr.
diğer odaya gidelim
336
Speaking
don't go out on the balcony in bare feet
expr.
çıplak ayakla balkona çıkmayın
337
Speaking
go play in the traffic!
expr.
git başımdan!
338
Speaking
go play in the traffic!
expr.
git/çık git buradan!
339
Speaking
when you go up in front of the judge
expr.
hakimin karşısına çıktığında
340
Speaking
let's go back in time
expr.
hadi geçmişe dönelim
341
Speaking
don't go back in there
expr.
oraya geri dönme
342
Speaking
don't let anybody go in or out
expr.
kimsenin girip çıkmasına izin verme
343
Speaking
don't go in my room
expr.
odama girmeyin
344
Speaking
I cant go with you in what you say
expr.
sizinle hemfikir değilim
345
Speaking
don't go out on the balcony in bare feet
expr.
yalınayak balkona çıkma/çıkmayın
346
Speaking
if I could go back in time
expr.
zamanda geriye gidebilseydim
Trade/Economic
347
Trade/Economic
sell in may and go away
n.
mayısta sat ve git
348
Trade/Economic
sell in may and go away
n.
(mayıs ayında genelde belirsizlik hakim olduğundan) hazır seviye yüksekken hisse senetlerinin satılması
Football
349
Football
go in goal
v.
kaleye geçmek
Slang
350
Slang
go all in
v.
her şeyini masaya yatırmak
351
Slang
go all in
v.
her şeyini ortaya koymak
352
Slang
go over like a fart in church
v.
hoş karşılanmamak
353
Slang
go over like a fart in church
v.
kötü karşılanmak
354
Slang
go over like a fart in church
v.
hoşnutsuzlukla karşılanmak
355
Slang
go over like a fart in church
v.
memnuniyetsizlikle karşılanmak
356
Slang
go jump in a lake!
expr.
defol git!
357
Slang
go jump in the lake!
expr.
defol git!
358
Slang
go and play in the traffic
expr.
defol git gözüm görmesin seni
359
Slang
go jump in the lake!
expr.
git başımdan!
360
Slang
go jump in a lake!
expr.
git başımdan!
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of go in
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy