Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
hükümdar
Meanings of
"hükümdar"
in English Turkish Dictionary : 35 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
hükümdar
ruler
n.
2
Common Usage
hükümdar
sovereign
n.
3
Common Usage
hükümdar
emperor
n.
General
4
General
hükümdar
throne
n.
5
General
hükümdar
suzerain
n.
6
General
hükümdar
lord
n.
7
General
hükümdar
crown
n.
8
General
hükümdar
dynast
n.
9
General
hükümdar
potentate
n.
10
General
hükümdar
sultan
n.
11
General
hükümdar
rex
n.
12
General
hükümdar
prince
n.
13
General
hükümdar
wielder
n.
14
General
hükümdar
monarch
n.
15
General
hükümdar
archon
n.
16
General
hükümdar
decreer
n.
17
General
hükümdar
crowned head
n.
18
General
hükümdar
magister
n.
19
General
hükümdar
gubernator
n.
20
General
hükümdar
dominator
n.
21
General
hükümdar
padishah
n.
22
General
hükümdar
paramount
n.
23
General
hükümdar
potent [obsolete]
n.
24
General
hükümdar
sovereignty
n.
25
General
hükümdar
sovran
n.
26
General
hükümdar
sovranty
n.
Law
27
Law
hükümdar
overruler
n.
Politics
28
Politics
hükümdar
reigner
n.
29
Politics
hükümdar
sovereign
n.
30
Politics
hükümdar
crown
n.
31
Politics
hükümdar
regent
n.
32
Politics
hükümdar
potentate
n.
33
Politics
hükümdar
prince
n.
34
Politics
hükümdar
monarch
n.
Latin
35
Latin
hükümdar
princeps
n.
Meanings of
"hükümdar"
with other terms in English Turkish Dictionary : 97 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
hükümdar makamına ait mücevherat
crown jewels
n.
2
General
başında tek bir hükümdar olan devlet veya ülke
monarchy
n.
3
General
hükümdar ve maiyeti
court
n.
4
General
zalim hükümdar
tyrant
n.
5
General
zorba hükümdar
tyrant
n.
6
General
hükümdar mührü
privy signet
n.
7
General
mutlak hükümdar
monarch
n.
8
General
hükümdar asası
sceptre
n.
9
General
hükümdar asası
scepter
n.
10
General
hükümdar vekili olarak görev yapan kimse
vice regent
n.
11
General
ulu hükümdar
dread sovereign
n.
12
General
kadın hükümdar
monarchess [obsolete]
n.
13
General
M.Ö. 4. yüzyılda sirakuza'da hükümdar olan dionysios'un sarayında yaşamış ve dünyaca ünlü damokles'in kılıcı deyiminin zamanımıza kadar gelmesine sebep olmuş kişi
damocles
n.
14
General
kadın hükümdar
gouvernante [obsolete]
n.
15
General
kadın hükümdar
governante [obsolete]
n.
16
General
hükümdar giysileri
robes
n.
17
General
ortak hükümdar
cosovereign
n.
18
General
eş hükümdar
cosovereign
n.
19
General
ortak hükümdar
cosupreme
n.
20
General
eş hükümdar
cosupreme
n.
21
General
geçici hükümdar
interrex
n.
22
General
hükümdar tebaası
people
n.
23
General
hükümdar veya devlet eliyle verilen itibara sahip bir grup insan
order
n.
24
General
selef hükümdar
preregnant
n.
25
General
kadın hükümdar
queen
n.
26
General
çıkmak (hükümdar tahta)
accede to
v.
27
General
hükümdar olmak
monarch (it)
v.
28
General
hükümdar işlevi görmek
monarchize
v.
29
General
hükümdar olarak yönetmek
monarchize
v.
30
General
hükümdar işlevi görmek
monarchise
v.
31
General
hükümdar olarak yönetmek
monarchise
v.
32
General
hükümdar asası olmayan
unsceptered
adj.
33
General
hükümdar asasından edilmiş
unsceptered
adj.
34
General
hükümdar asası olmayan
unsceptred
adj.
35
General
hükümdar ve tebaa arasındaki ilişkiyi belirten bir edat
of
prep.
Proverb
36
Proverb
cehennemde hükümdar olmak cennette hizmetçi olmaktan iyidir
better to reign in hell than serve in heaven
Idioms
37
Idioms
herhangi bir hükümdar
king or kaiser [old-fashioned]
n.
38
Idioms
herhangi bir fani hükümdar/hükmeden
king or kaiser [old-fashioned]
n.
Law
39
Law
hükümdar katili
regicide
n.
40
Law
hükümdar adına çıkarılan ve herhangi bir imtiyaza sahip olduğunu iddia eden şahıstan iddiasının mesnedini soran karar
quo warranto
n.
41
Law
hükümdar ile tebaası arasında karşılıklı faydaya dayalı ilişki
liegance
n.
42
Law
hükümdar ile tebaası arasında bulunan karşılıklı faydaya dayalı ilişki
liegiancy
n.
43
Law
hükümdar ile tebaası arasında karşılıklı faydaya dayalı ilişki
ligeance
n.
44
Law
(eskiden fransız mahkemesi'nde yüksek rütbelilerin eşlerine tanınan) hükümdar huzurunda tabureye oturma ayrıcalığı
right of the tabouret
n.
45
Law
hükümdar ve maiyetinin huzuruna çıkma
presentation
n.
Politics
46
Politics
kadın hükümdar
regentess
n.
47
Politics
hükümdar katli
regicidism
n.
48
Politics
hükümdar veya naibin iktidarda olduğu dönem
regency
n.
49
Politics
(islam ülkelerinde) hükümdar
ameer
n.
50
Politics
bir hükümdar veya hükumetin yönetimi altındaki topraklar
domain
n.
51
Politics
hükümdar yönetimindeki özel meclis
privy council
n.
52
Politics
hükümdar onayı
royal assent
n.
53
Politics
hükümdar bütçesi
civil list
n.
54
Politics
hükümdar ve maiyeti
court
n.
55
Politics
hükümdar hazinesi
privy purse
n.
56
Politics
hükümdar ve maiyeti
royal court
n.
57
Politics
hükümdar hazinesi
fisk
n.
58
Politics
hükümdar hazinesi
fisc
n.
59
Politics
mutlak hükümdar
potentate
n.
60
Politics
yasal hükümdar
legal sovereign
n.
61
Politics
bağımsız ve mutlak güç sahibi bir kadın hükümdar
autocratrix
n.
62
Politics
kralın emri altındaki hükümdar
underking
n.
63
Politics
krala bağlı hükümdar
underking
n.
64
Politics
erkek hükümdar
male monarch
n.
65
Politics
(arnavutluk'ta) hükümdar
mpret
n.
66
Politics
hükümdar destekçisi
royalist
n.
67
Politics
hükümdar eşi
consort
n.
68
Politics
formalist hükümdar
pedantocrat
n.
69
Politics
dogmatik hükümdar
pedantocrat
n.
70
Politics
hükümdar ve tebaası arasında toplum sözleşmesi bulunduğu fikrine dayanan bir siyaset teorisi
contractualism
n.
71
Politics
ortak hükümdar
co-regent
n.
72
Politics
hükümdar oğlu
prince
n.
73
Politics
hükümdar torunu
prince
n.
74
Politics
kraliyet onayını belirtmek için hükümdar asasını dokundurmak
touch
v.
75
Politics
hükümdar yetkilerine sahip olup hükümdar unvanı olmayan
uncrowned
adj.
History
76
History
moğollar zamanında hindistan'da müslüman hükümdar
nabob
n.
77
History
geçmişte afganistan'da hükümdar
ameer
n.
78
History
(geçmişte türkiye'de) hükümdar
ameer
n.
79
History
moğollar zamanında hindistan'da müslüman hükümdar
nawab
n.
80
History
çing hanedanından çinli hükümdar
ch'ien-lung
n.
81
History
çing hanedanından çinli hükümdar
qianlong
n.
82
History
(hindistan'da) özellikle büyük bir eyaleti yöneten hükümdar
maharajah [india]
n.
83
History
hannover hanedanı'na mensup ingiliz hükümdar
hanoverian
n.
84
History
(feodalizmde) bir hükümdar veya prensin bir diğerine bağlılığını bildirmesi
liege homage
n.
85
History
konstantinopolis'in fethi sonrasında osmanlı'ya tabi olan önemsiz hristiyan hükümdar
despot
n.
86
History
(hint imparatoru olarak) ingiliz hükümdar
padishah
n.
87
History
hükümdar sofralarına nezaret edip yemekleri kontrol eden saray görevlisi
food taster
n.
88
History
(safevilerde) hükümdar
sophi
n.
89
History
(eski yunanistan'da) hükümdar ile ilgili
archontic
adj.
Archaeology
90
Archaeology
hükümdar alexander severus'un mezarında bulunan ünlü bir vazo
portland vase
n.
Religious
91
Religious
(gnostisizm'de) yüksek hükümdar ve oğlunun hükümdarlığı
ogdoad
n.
Ottoman Turkish
92
Ottoman Turkish
müslüman hükümdar, yargıç veya valilere verilen bir unvan
hakeem
n.
93
Ottoman Turkish
müslüman hükümdar
hakim
n.
Archaic
94
Archaic
hükümdar cüppesi
pluvial
n.
95
Archaic
otoriter bir hükümdar gibi
tyrannically
adv.
Star Wars
96
Star Wars
hükümdar-sınıfı
sovereign-class
n.
97
Star Wars
hükümdar-sınıfı süper yıldız destroyeri
sovereign-class super star destroyer
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of hükümdar
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy