|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
iş hayatında hiç başarı gösteremeyen kimse |
failure n.
|
|
2 |
General |
düşünce hayatında ortaya çıkan yeni akım |
current n.
|
|
3 |
General |
iş hayatında başarı |
success in business life n.
|
|
4 |
General |
şehrin kültürel hayatında sık sık boy gösteren kimse |
scenester n.
|
|
5 |
General |
iş hayatında ilerlemek |
get ahead v.
|
|
6 |
General |
hayatında özel bir yere sahip olmak |
have a special place in one's life v.
|
|
7 |
General |
iş hayatında yükselmek |
excel at the business life v.
|
|
8 |
General |
iş hayatında yükselmek |
come up in the business life v.
|
|
9 |
General |
iş hayatında yükselmek |
advance in the career v.
|
|
10 |
General |
iş hayatında yükselmek |
advance in the business life v.
|
|
11 |
General |
(iş hayatında vb) geri kalmak |
get behind (with) v.
|
|
12 |
General |
hayatında ilk defa |
for the first time in his life adv.
|
|
Phrasals |
|
13 |
Phrasals |
korkuları, eksikleri, fiziksel travmaları, bağımlılıkları gibi hayatında problemlere neden olan yanlarıyla yüzleşmek |
confront the demons v.
|
|
14 |
Phrasals |
korkuları, eksikleri, fiziksel travmaları, bağımlılıkları gibi hayatında problemlere neden olan yanlarıyla yüzleşmek |
confront one's demons v.
|
|
Phrases |
|
15 |
Phrases |
iş hayatında |
in business life expr.
|
|
Proverb |
|
16 |
Proverb |
güler yüzlü bir tutum insanı iş hayatında başarılı kılar |
a man without a smiling face must not open a shop
|
|
Colloquial |
|
17 |
Colloquial |
iş hayatında çok çabuk yükselen kimse |
ball of fire n.
|
|
|
18 |
Colloquial |
iş hayatında çok çabuk yükselen kimse |
whizz-kid n.
|
|
19 |
Colloquial |
iş hayatında çok çabuk yükselen kimse |
go-getter n.
|
|
20 |
Colloquial |
iş hayatında çok çabuk yükselen kimse |
whiz-kid n.
|
|
21 |
Colloquial |
(birinin hayatında) yeni bir adım |
a new lease of n.
|
|
22 |
Colloquial |
(birinin hayatında) yeni bir adım |
a new lease on life n.
|
|
23 |
Colloquial |
hayatında yaşadığı en büyük şok |
the shock of life n.
|
|
24 |
Colloquial |
okul hayatında/teorik bilgi konusunda başarılı olan kişi |
book smart n.
|
|
25 |
Colloquial |
hayatında hiçbir rol oynamamak |
play no part in one’s life v.
|
|
26 |
Colloquial |
(birinin) hayatında problem, baskı, stres yaratmak |
make life difficult (for somebody) v.
|
|
27 |
Colloquial |
iş hayatında yetki kullanan |
power adj.
|
|
28 |
Colloquial |
hepimizin hayatında |
in the lives of each of us expr.
|
|
29 |
Colloquial |
hayatında bir kez olsun babanı dinle |
for once in your life you listen to your father expr.
|
|
30 |
Colloquial |
cinsel hayatında var mı bir şeyler? |
getting any? expr.
|
|
31 |
Colloquial |
cinsel hayatında var mı bir hareket? |
getting any? expr.
|
|
32 |
Colloquial |
iş hayatında |
in work expr.
|
|
33 |
Colloquial |
hayatında hiç …? |
did you ever (something) expr.
|
|
Idioms |
|
34 |
Idioms |
kişinin hayatında en mutlu/başarılı olduğu zaman/dönem |
one's finest hour n.
|
|
35 |
Idioms |
akademik hayatında başarılı kimse |
pencil neck n.
|
|
36 |
Idioms |
hayatında en mutlu/başarılı olduğu zaman/dönem |
your finest hour n.
|
|
37 |
Idioms |
iş hayatında önemli bir başarıya imza atmak |
have had a good innings v.
|
|
|
38 |
Idioms |
(hayatında vb) değişiklik yapmak |
go through the changes v.
|
|
39 |
Idioms |
(birinin) hayatında problem, baskı, stres yaratmak |
make life difficult (for one) v.
|
|
40 |
Idioms |
(böyle bir şey) hayatında görülmemek |
be out of this world v.
|
|
41 |
Idioms |
hayatında büyük bir değişiklik yapmak |
turn 180 degrees v.
|
|
42 |
Idioms |
şans eseri hayatında bir kez ve kısa süreliğine karşılaşmak |
be (like) ships that pass in the night v.
|
|
43 |
Idioms |
hayatında en çok eğlendiği vakit/dönem olmak |
have the time of life v.
|
|
44 |
Idioms |
hayatında en çok eğlendiği vakit/dönem olmak |
have the time of your life v.
|
|
45 |
Idioms |
hayatında problem, baskı, stres yaratmak |
make life difficult v.
|
|
46 |
Idioms |
hayatında başarılı olmak |
make something of (one's) life v.
|
|
47 |
Idioms |
hayatında başarıyı elde etmek |
make something of (one's) life v.
|
|
48 |
Idioms |
hayatında bir yere gelmek |
make something of (one's) life v.
|
|
49 |
Idioms |
akademik hayatında başarılı |
pencil-necked adj.
|
|
50 |
Idioms |
(birinin) hayatında büyük yer tutan |
near and dear to (one) adj.
|
|
51 |
Idioms |
(birinin) hayatında büyük yer tutan |
near to (one's) heart adj.
|
|
Speaking |
|
52 |
Speaking |
hayatında özel biri var mı |
do you have someone special in your life n.
|
|
53 |
Speaking |
belki de birbirimizin hayatında olmamamız lazım |
maybe we're just not meant to be in each other's lives expr.
|
|
54 |
Speaking |
hayatında neler değişti? |
what has changed in your life? expr.
|
|
55 |
Speaking |
hayatında birisi var mı? |
do you have someone in your life? expr.
|
|
56 |
Speaking |
hayatında biri var mı? |
do you have someone in your life? expr.
|
|
57 |
Speaking |
hayatında bir değişiklik var mı? |
anything new down your way? expr.
|
|
58 |
Speaking |
hepimizin hayatında |
in the lives of all of us expr.
|
|
59 |
Speaking |
hayatında yeni bir başlangıç için asla çok geç değil |
it's never too late for a new beginning in your life expr.
|
|
60 |
Speaking |
hayatında yeni bir başlangıç yapmak için asla çok geç değil |
it's never too late for a new beginning in your life expr.
|
|
Trade/Economic |
|
61 |
Trade/Economic |
elektronik bilgi işleme yöntemlerinin ve bilgisayar ağlarının endüstri hayatında egemen olduğu toplum |
knowledge society n.
|
|
Math |
|
62 |
Math |
ticaret ve iş hayatında karşılaşılan sorulara aritmetik kurallarını uygulamayı sağlayan basit bir yöntem |
practice n.
|
|
Social Sciences |
|
63 |
Social Sciences |
kişinin hayatında önemli kabul edilen olay |
rite-of-passage n.
|
|
Education |
|
64 |
Education |
eğitim hayatında izlenecek yol |
track n.
|
|
Literature |
|
65 |
Literature |
(kurgu eser) yazarın hayatında gelişen olaylardan etkilenen |
semiautobiographical adj.
|
|
Slang |
|
66 |
Slang |
bir insanın aşk hayatında büyük değişimlere neden olan kimse |
game changer n.
|
|
67 |
Slang |
hayatında olması istenmeyen kişilerin hayali listesi |
drop-dead list n.
|
|
68 |
Slang |
birinin hayatında her türlü musibetten kanada'yı sorumlu tutması |
blame canada expr.
|
|
Modern Slang |
|
69 |
Modern Slang |
daha önce hayatında hiç alkollü içki içmemiş olma |
alcohol virginity n.
|
|