heyecanlı - Turkish English Dictionary
History

heyecanlı



Meanings of "heyecanlı" in English Turkish Dictionary : 132 result(s)

Turkish English
Common Usage
heyecanlı exciting adj.
heyecanlı excited adj.
General
heyecanlı alive adj.
heyecanlı emotionalistic adj.
heyecanlı zealous adj.
heyecanlı atwitter adj.
heyecanlı rhapsodical adj.
heyecanlı gripping adj.
heyecanlı effusive adj.
heyecanlı nail biting adj.
heyecanlı emotional adj.
heyecanlı rhapsodic adj.
heyecanlı glowing adj.
heyecanlı febrile adj.
heyecanlı thrilled adj.
heyecanlı warm adj.
heyecanlı crazed adj.
heyecanlı redhot adj.
heyecanlı nervous adj.
heyecanlı hectic adj.
heyecanlı inspired adj.
heyecanlı het up adj.
heyecanlı spirited adj.
heyecanlı excitable adj.
heyecanlı agitated adj.
heyecanlı stormy adj.
heyecanlı agog adj.
heyecanlı astir adj.
heyecanlı stirring adj.
heyecanlı feverish adj.
heyecanlı impassioned adj.
heyecanlı tiptoe adj.
heyecanlı passionate adj.
heyecanlı vibrant adj.
heyecanlı gone adj.
heyecanlı sensational adj.
heyecanlı aglow adj.
heyecanlı dramatic adj.
heyecanlı hot adj.
heyecanlı tremulous adj.
heyecanlı excited adj.
heyecanlı ardent adj.
heyecanlı heated adj.
heyecanlı thrilling adj.
heyecanlı declamatory adj.
heyecanlı hectical adj.
heyecanlı breathtaking adj.
heyecanlı delirious adj.
heyecanlı action-packed adj.
heyecanlı wrought up adj.
heyecanlı jumpy adj.
heyecanlı lyrical adj.
heyecanlı uptight adj.
heyecanlı timid adj.
heyecanlı edgy adj.
heyecanlı psyched adj.
heyecanlı psyched out adj.
heyecanlı exciteful adj.
heyecanlı twitchy adj.
heyecanlı stirred up adj.
heyecanlı fluttery adj.
heyecanlı pulsating adj.
heyecanlı abubble adj.
heyecanlı aflutter adj.
heyecanlı redheaded adj.
heyecanlı tense adj.
heyecanlı tinglish adj.
heyecanlı twittery adj.
heyecanlı yeasty adj.
heyecanlı athrill adj.
heyecanlı atwitter adj.
heyecanlı zestful adj.
heyecanlı zealed adj.
heyecanlı zealful adj.
heyecanlı zealot adj.
heyecanlı zealotical adj.
heyecanlı kicky adj.
heyecanlı evangelic adj.
heyecanlı lively adj.
heyecanlı bubbling adj.
heyecanlı delirant [obsolete] adj.
heyecanlı impassionable adj.
heyecanlı impassionate adj.
heyecanlı pink adj.
heyecanlı piqued adj.
heyecanlı fiddle-footed adj.
heyecanlı crunked adj.
heyecanlı sloppy adj.
heyecanlı stirred adj.
heyecanlı supercharged adj.
heyecanlı in a blaze expr.
Colloquial
heyecanlı hyper n.
heyecanlı aerated adj.
heyecanlı clutched adj.
heyecanlı fired up adj.
heyecanlı jacked up adj.
heyecanlı jacked adj.
heyecanlı high adj.
heyecanlı (all) fired up adj.
heyecanlı gone under adj.
heyecanlı kacking adj.
heyecanlı kakking adj.
Idioms
heyecanlı nerve-shredding adj.
heyecanlı fired up adj.
heyecanlı all agog adj.
heyecanlı all agog adj.
heyecanlı in a flutter expr.
heyecanlı full of butterflies expr.
heyecanlı in a whirl expr.
heyecanlı on the edge of (one's) chair expr.
heyecanlı on the edge of (one's) seat expr.
heyecanlı on the edge of seat expr.
Electric
heyecanlı exciting adj.
Psychology
heyecanlı emotive adj.
Archaic
heyecanlı upwrought adj.
heyecanlı excitive adj.
heyecanlı quiverish adj.
heyecanlı oragious [obsolete] adj.
Slang
heyecanlı charged up adj.
heyecanlı charged (up) adj.
heyecanlı switched on adj.
heyecanlı het up adj.
heyecanlı amped adj.
heyecanlı hopped up adj.
heyecanlı bangin' adj.
heyecanlı banging adj.
heyecanlı hepped up adj.
heyecanlı juiced adj.
heyecanlı lit adj.
heyecanlı turnt adj.
heyecanlı fresh adj.
British Slang
heyecanlı stoked adj.

Meanings of "heyecanlı" with other terms in English Turkish Dictionary : 270 result(s)

Turkish English
General
en heyecanlı yeri thick n.
heyecanlı olay rouser n.
heyecanlı kimse emotionalist n.
heyecanlı ve şaşkın bir hal fluster n.
heyecanlı roman shocker n.
heyecanlı hikaye thriller n.
heyecanlı konuşmacı rhapsodist n.
heyecanlı konuşma declamation n.
heyecanlı ucuz roman dime novel n.
heyecanlı olaylar dizisi drama n.
heyecanlı hikaye shocker n.
heyecanlı bekleyiş nervous waiting n.
heyecanlı konuşmacı tub-thumper n.
heyecanlı yarış cliffhanger n.
heyecanlı film thriller n.
heyecanlı kitap thriller n.
heyecanlı oyun thriller n.
heyecanlı kitap exciting book n.
heyecanlı kalabalık excited crowd n.
heyecanlı ve gergin tip jitterbug n.
heyecanlı/gerilim dolu hikaye chiller n.
heyecanlı yarış cliff-hanger n.
(heyecanlı/hareketli)tekne/(deniz) motoru gezisi boat ride n.
mücadeleyi heyecanlı kılan zorluk challenge n.
heyecanlı olma ebriety n.
heyecanlı samimiyet empressement n.
heyecanlı olma zealotism n.
heyecanlı olma uptightness n.
heyecanlı bir dönemden sonra gelen düşüş hangover n.
heyecanlı nutuk harangue n.
şiddetli ve heyecanlı aktivite hell n.
şiddetli ve heyecanlı etkinlik hell n.
spor müsabakasında heyecanlı ağız dalaşı rhubarb n.
çılgın ve heyecanlı girişim risky venture n.
çılgın ve heyecanlı girişim escapade n.
heyecanlı bekleyiş doodah [uk] n.
heyecanlı olma fantigue n.
heyecanlı olma flap n.
aşırı heyecanlı kimse frenetic n.
aşırı heyecanlı olmak freneticism n.
vahşi ve heyecanlı olma freneticism n.
aşırı heyecanlı olma frenziedness n.
heyecanlı yolculuk a wild ride n.
heyecanlı macera a wild ride n.
heyecanlı deneyim a wild ride n.
heyecanlı kimse spunkie [scotland] n.
heyecanlı olmak be worked up v.
heyecanlı konuşma yapmak declaim v.
çok heyecanlı olmak be all keyed up v.
heyecanlı kılmak sensationalize v.
heyecanlı bir şekilde bağırarak konuşmak rant v.
heyecanlı hale getirmek spice v.
kulağa heyecanlı gelmek sound exciting v.
heyecanlı kılmak sensationalise v.
heyecanlı olmak rapturize v.
(heyecanlı bir şeye) kapılmak yield v.
(heyecanlı bir şekilde) çok konuşmak effuse v.
hızlı ve heyecanlı bir şekilde konuşmak burble v.
şaşırtıcı veya heyecanlı bir ziyarette bulunmak descend v.
çok heyecanlı frenetic adj.
aşırı heyecanlı overwrought adj.
aşırı heyecanlı overwork adj.
çok heyecanlı overwrought adj.
aşırı heyecanlı overanxious adj.
çok heyecanlı keyed up adj.
aşırı heyecanlı overheated adj.
çok heyecanlı ve başarılı/ses getiren rip-roaring adj.
aşırı heyecanlı overexcited adj.
haddinden fazla heyecanlı overexcited adj.
aşırı heyecanlı/endişeli strung up adj.
çok heyecanlı very exciting adj.
çok heyecanlı aflame adj.
aşırı heyecanlı red-hot adj.
heyecanlı olmayan unfired adj.
heyecanlı olmayan unsensational adj.
aşırı veya utandırıcı derecede heyecanlı messy adj.
nefes kesici, heyecanlı yazma stiline ait breathless adj.
nefes kesici, heyecanlı yazma stiline özgü breathless adj.
çok heyecanlı hyperkinetic adj.
çok heyecanlı gaga adj.
hızlı ve heyecanlı konuşan burbling adj.
aşırı heyecanlı overexcitable adj.
mutlu, heyecanlı ve enerjik in high spirits adj.
heyecanlı ve merak uyandıran driving adj.
çok heyecanlı phrenetic adj.
çok heyecanlı frenetical adj.
çok heyecanlı phrensied adj.
çok heyecanlı phrentic [obsolete] adj.
heyecanlı bir şekilde burbly adv.
heyecanlı bir şekilde excitingly adv.
heyecanlı bir şekilde emotionally adv.
heyecanlı bir şekilde hecticly adv.
en canlı ve heyecanlı durumunda in a full swing adv.
heyecanlı bir şekilde rhapsodically adv.
heyecanlı bir biçimde frenetically adv.
heyecanlı bir halde warmly adv.
heyecanlı bir şekilde inspiredly adv.
heyecanlı olarak hectically adv.
gergin/heyecanlı biçimde nervously adv.
heyecanlı bir şekilde athrill adv.
heyecanlı biçimde faint-heartedly adv.
aşırı heyecanlı ve hızlı bir şekilde sonically adv.
heyecanlı bir şekilde onaylama anlamına gelen bir ünlem olé interj.
Phrasals
heyecanlı hale getirmek spice up v.
romantik/heyecanlı bir seyahate çıkarmak whisk away v.
daha heyecanlı hale getirmek open up v.
daha heyecanlı hale gelmek open up v.
(bir şey) için heyecanlı olduğu bilinmek live for (something) v.
Phrases
(bir şeyin) coşkulu/heyecanlı/etkili bir şekilde birden bitmesini anlatan bir söz elvis has left the building expr.
çok heyecanlı more than a little excited expr.
oldukça heyecanlı more than a little excited expr.
Colloquial
heyecanlı kitap page-turner n.
heyecanlı ama zevksiz şey cheap thrill n.
heyecanlı/ateşli çevreci duck-squeezer n.
heyecanlı çevreci eco nut n.
heyecanlı çevreci eco freak n.
sessiz ve heyecanlı mırıldanmalar ripple of excitement n.
heyecanlı şey thriller-diller n.
heyecanlı film, kitap, televizyon programı thriller-diller n.
aşırı heyecanlı kimse hyper n.
çok heyecanlı olmak wig v.
daha heyecanlı hale getirmek sauce up v.
heyecanlı olmak get hyped v.
aşırı heyecanlı torqued up adj.
daha heyecanlı veya çekici hale getirilmiş amped-up adj.
çok heyecanlı wham-bang adj.
bir şey hakkında heyecanlı high on something adj.
hakkında heyecanlı high on adj.
heyecanlı ve hararetli hot and heavy adj.
coşkulu ve heyecanlı hot and heavy adj.
çok heyecanlı knee-trembling adj.
bir şeyden dolayı aşırı heyecanlı jacked up on (something) adj.
heyecanlı faaliyet ile öne çıkan hot adj.
(bir şeyle) ilgili heyecanlı excited about (something) adj.
(bir şey) için heyecanlı excited about (something) adj.
(bir şey) hakkında heyecanlı excited about (something) adj.
heyecanlı konuşmalar içeren buzzy adj.
aşırı heyecanlı up to high doh [scotland] adv.
çok eğlenceli veya heyecanlı better than sex expr.
heyecanlı/gergin bir şekilde beklemek sweat it out expr.
Idioms
çok heyecanlı kimse veya şey a three-alarm fire n.
çok heyecanlı kimse veya şey a five-alarm fire n.
(takibin) en heyecanlı anı in full cry n.
çok heyecanlı kimse a bag/bundle of nerves n.
çok heyecanlı kimse bundle of nerves n.
çok heyecanlı bir oyuncak (lunaparkta) e-ticket ride n.
çok heyecanlı bir tur (lunapark oyuncakları için) e-ticket ride n.
hayatının en eğlenceli/heyecanlı/keyifli zamanı the time of (one's) life n.
hayatının en eğlenceli/heyecanlı/keyifli zamanı the time of your life n.
heyecanlı bir şekilde bağırarak konuşmak tear a cat v.
gereksiz yere heyecanlı davranmak blow a hype v.
(bir şey için) çok heyecanlı olmak be keen about v.
bir yere gitmek/bir olaya katılmak için çok heyecanlı olmak be there with bells on v.
bir şey hakkında heyecanlı olmak be keen about v.
(bir şey konusunda) heyecanlı olmak be keen about v.
aşırı heyecanlı bir mizaca sahip olmak have one's heart in one's mouth v.
aşırı heyecanlı bir mizaca sahip olmak have one's heart in one's boots v.
bir şey için çok heyecanlı olmak be in a fever about something v.
çok heyecanlı olmak get the jitters v.
çok heyecanlı olmak be a bundle of nerves v.
heyecanlı bir karaktere sahip olmak live on one's nerves v.
heyecanlı/eğlenceli olmak go over with a bang v.
heyecanlı biçimde koşuşmak rush around like a blue arsed fly v.
heyecanlı biçimde koşuşmak run around like a blue arsed fly v.
heyecanlı olmak be wound up v.
heyecanlı/eğlenceli olmak go with a bang v.
oldukça heyecanlı olmak climb the walls v.
oldukça heyecanlı olmak be climbing the walls v.
bir şey hakkında coşkulu/heyecanlı bir şekilde konuşmak wax lyrical about v.
bir şeyi heyecanlı bir şekilde anlatmak wax lyrical about v.
bir şey hakkında coşkulu/heyecanlı bir şekilde konuşmak wax lyrical over v.
bir şeyi heyecanlı bir şekilde anlatmak wax lyrical over v.
çok heyecanlı olmak be all het up v.
heyecanlı olmak be ill at ease v.
heyecanlı olmak be in a tizz v.
heyecanlı olmak be in a tizzy v.
(bir konuda) heyecanlı olmak/heyecanlanmak be/get in/into a tizzy/tizz (about something) v.
heyecanlı olmak be in a tizzle v.
(biri/bir şey) için çok heyecanlı olmak be keen about (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında çok heyecanlı olmak be keen about (someone or something) v.
(biri/bir şey) için çok heyecanlı olmak be keen on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında çok heyecanlı olmak be keen on (someone or something) v.
(bir şeyle) ilgili çok hevesli/heyecanlı olmak be potty about (something) [uk] v.
aşırı endişeli/heyecanlı olmak be tearing (one's) hair out v.
aşırı endişeli/heyecanlı olmak be tearing your hair out v.
aşırı endişeli/heyecanlı olmak be pulling your hair out v.
(biri/bir şey) için deli divane olmak, (biri/bir şey) için çok heyecanlı/hevesli olmak be wild about (someone or something) v.
heyecanlı olmak/heyecanlanmak be into a tizzy v.
heyecanlı olmak/heyecanlanmak be into a tizz v.
heyecanlı olmak/heyecanlanmak get into a tizzy v.
heyecanlı olmak/heyecanlanmak get in a tizz v.
heyecanlı olmak/heyecanlanmak be in a tizzy v.
heyecanlı olmak/heyecanlanmak be in a tizz v.
(bir şey hakkında çok) heyecanlı olmak be (all) steamed up (about/over something) v.
heyecanlı bir karaktere sahip olmak live on your nerves [uk] v.
çok heyecanlı all wound up adj.
aşırı heyecanlı stoked out of (one's) mind adj.
çok heyecanlı climbing the walls adj.
(biri/bir şey) için çok heyecanlı keen about (someone or something) adj.
(biri/bir şey) hakkında çok heyecanlı keen about (someone or something) adj.
(biri/bir şey) için çok heyecanlı keen on (someone or something) adj.
yapmak için çok heyecanlı keen on doing adj.
bir şey yapmak için çok heyecanlı keen on doing something adj.
(bir şey) için çok heyecanlı/hevesli wild about (something) adj.
heyecanlı/coşkulu/telaşlı bir durumda all of a doodah expr.
çok heyecanlı/panik içinde as nervous as a long-tailed cat in a room full of rockers expr.
heyecanlı olmayan cool and collected expr.
heyecanlı olmayan calm and collected expr.
en heyecanlı yerinde in the thick of it expr.
(biri) aşırı heyecanlı (one's) heart is in (one's) mouth expr.
aşırı heyecanlı at fever pitch expr.
aşırı heyecanlı one's heart is in mouth expr.
Speaking
anneni göreceğin için heyecanlı mısın? are you excited about seeing your mom? expr.
heyecanlı bir gündü it was an exciting day expr.
heyecanlı olmalı that must be exciting expr.
ne heyecanlı bir deneyim! what an exciting experience! expr.
neden heyecanlı bir şeyler yapmıyoruz? why don't we do something exciting? expr.
Trade/Economic
insanları etkileme ve onların grup amaçları doğrultusunda daha arzulu ve heyecanlı bir biçimde çaba göstermelerini sağlama sanat veya süreci leadership n.
Law
toplumun takip ettiği heyecanlı olay cause celebre n.
Television
en heyecanlı yerinde kesilen dizi film cliffhanger n.
en heyecanlı yerinde kesilen dizi film cliff-hanger n.
heyecanlı dizi cliffhanger n.
heyecanlı dizi film cliffhanger n.
heyecanlı resimli roman cliffhanger n.
heyecanlı resimli roman cliff-hanger n.
heyecanlı dizi cliff-hanger n.
heyecanlı dizi film cliff-hanger n.
etkinliğin en önemli ve heyecanlı bölümlerinden oluşturulan seçki highlights n.
Medical
çok heyecanlı phrenetical adj.
Psychology
zihni bulanık-heyecanlı confused-agitate adj.
çok heyecanlı phrensical [obsolete] adj.
Literature
heyecanlı konuşmacı rhapsode n.
heyecanlı konuşmacı rhapsoder n.
heyecanlı bir şekilde yazan veya konuşan kimse rhapsodist n.
Religious
(bir konuda) heyecanlı olmak evangelize v.
(bir konuda) heyecanlı olmak evangelise v.
(bir konuda) heyecanlı olmak evangelize v.
(bir konuda) heyecanlı olmak evangelise v.
Sport
maç veya müsabakanın heyecanlı sonu grandstand finish n.
daha heyecanlı ancak daha az düzenli ve daha tehlikeli olan off-piste adj.
Music
heyecanlı ve duygusal konuşma rhapsody n.
dramatik müzikte heyecanlı bölümlerde yapılan titretme hurry n.
heyecanlı bir tonda çalınan (klasik müzik parçası) tremolando adj.
heyecanlı bir tonda çalınan (klasik müzik parçası) tremulando adj.
heyecanlı bir tonda tremolando adv.
Cinema
heyecanlı dizi/film cliffhanger n.
Archaic
çılgın ve heyecanlı girişim sally n.
çok heyecanlı frenetical adj.
vahşi ve heyecanlı frenetical adj.
gergin ve aşırı heyecanlı frenetical adj.
Slang
heyecanlı kimse white knuckler n.
heyecanlı çevreci eagle freak n.
heyecanlı çevreci eco-freak n.
heyecanlı çevreci eco-nut n.
son derece heyecanlı şey dynamite n.
bilgisayarlar/teknoloji hakkında heyecanlı konuşmalar yapmak geek out v.
çok heyecanlı olmak get hype v.
heyecanlı olmak be kacking it v.
heyecanlı olmak be kakking it v.
hareketli ve heyecanlı olmak cook v.
mutlu ve heyecanlı up adj.
son derece heyecanlı jacked (up) adj.
biri/bir şey hakkında heyecanlı stoked on someone or something adj.
birinden/bir şeyden dolayı heyecanlı stoked on someone or something adj.
delicesine heyecanlı zonkers adj.
aşırı heyecanlı ve hızlı sonic adj.
heyecanlı bir biçimde wobbly adv.
British Slang
aşırı heyecanlı/telaşlı tip giddy kipper n.
son derece heyecanlı/korku verici bir an brown trouser moment n.
aşırı heyecanlı aerated adj.