Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | içeri getirmek | usher v. |
Phrasals | ||
Phrasals | içeri getirmek | fetch in v. |
Phrasals | içeri getirmek | get in v. |
Phrasals | içeri getirmek | get in v. |
Phrasals | içeri getirmek | bring in v. |
Turkish | English | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | birini bir yere getirmek/içeri almak | bring someone or something in(to) some place v. |
Phrasals | birini bir yere getirmek/içeri almak | bring someone or something in v. |
Phrasals | alıp içeri getirmek | fetch in v. |
Phrasals | gidip içeri getirmek | fetch in v. |
Phrasals | gidip alıp içeri getirmek | fetch in v. |
Phrasals | sürükleyerek içeri getirmek/taşımak | drag in v. |
Phrasals | çekerek içeri getirmek/taşımak | drag in v. |
Phrasals | içeri bir şey getirmek/taşımak | fetch something in v. |
Phrasals | bir şeyi gidip alıp içeri getirmek | fetch something in v. |
Slang | ||
Slang | yasadışı maddeyi kıçında saklayarak içeri getirmek/sokmak | hoof v. |
Slang | yasadışı maddeyi kıçında saklayarak içeri getirmek/sokmak | hoop v. |