Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
Spanish - English
History
için çalışmak
Meanings of
"için çalışmak"
in English Turkish Dictionary : 2 result(s)
Category
Turkish
English
Phrasals
1
Phrasals
için çalışmak
join to
v.
2
Phrasals
için çalışmak
labor for
v.
Meanings of
"için çalışmak"
with other terms in English Turkish Dictionary : 113 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
taviz vermeye zorlamaya çalışmak için müzakereci tarafından bekletilme
holdout
n.
2
General
golf atışı çalışmak için uygun saha
practice range
n.
3
General
yerine çalışmak (geçici bir süre için başkasının)
substitute
v.
4
General
birisi için çalışmak
be in the employ of
v.
5
General
elde etmek için bütün gayretiyle çalışmak
gun for
v.
6
General
çalışmak (bir beceriyi/ yeteneği geliştirmek için)
practice
v.
7
General
birbirine zıt oldukları halde belirli bir amaç için birlikte çalışmak
be strange bedfellows
v.
8
General
geçici bir süre için başkasının yerine çalışmak
substitute
v.
9
General
başkasının yerine çalışmak (geçici bir süre için)
substitute
v.
10
General
sınav için çok çalışmak
cram
v.
11
General
müşteriyi daha pahalı olanı satın alması için ikna etmeye çalışmak
upsell
v.
12
General
bir şey için çalışmak
work for something
v.
13
General
bir şey için çalışmak
labor for something
v.
14
General
hükümet için çalışmak
work for the government
v.
15
General
konuyu pekiştirmek için çeşitli materyaller aracılığıyla daha fazla çalışmak
overlearn
v.
16
General
çalışmak (bir beceriyi/ yeteneği geliştirmek için)
practise
v.
17
General
bir amaç için çalışmak
work for a cause
v.
18
General
(bir edebi eser için) gece saatlerinde çok yoğun çalışmak
elucubrate [obsolete]
v.
19
General
bir hedef için birlikte çalışmak
pull
v.
20
General
(birini, bir grubu) bir şey yapmak için ikna etmeye çalışmak
woo
v.
21
General
bir anlaşmaya veya uzlaşıya varmak için ihtilaf yaratan iki veya daha fazla tarafla çalışmak
mediate
v.
22
General
(bir şeye karşı veya bir şey için) çalışmak
militate
v.
23
General
(motor) buharın küçük porsiyonlarda serbest kalması için çalışmak
prime
v.
24
General
çalışmak için ücret almayan
off-the-clock
adj.
Phrasals
25
Phrasals
öğrenmek/öğretmek için çok çalışmak
beat (someone or something) into (something)
v.
26
Phrasals
öğrenmek/öğretmek için çok çalışmak
beat something into someone
v.
27
Phrasals
kullanmaması için ikna etmeye çalışmak
steer away from (someone or something)
v.
28
Phrasals
bir şey için ter dökmek/çok çalışmak
sweat for
v.
29
Phrasals
birisi için çalışmak
work for someone
v.
30
Phrasals
biri için çalışmak
work for someone
v.
31
Phrasals
bir şey için çalışmak
work for
v.
32
Phrasals
birisi için çalışmak
labor for someone
v.
33
Phrasals
... için çalışmak
toil for
v.
34
Phrasals
(bir şirket) için çalışmak
work for
v.
35
Phrasals
bir şeyi bir duruma getirmek için çalışmak
work to (something)
v.
36
Phrasals
spor salonunda başkasının çalıştığı bir aletle çalışmak için izin istemek
work in
v.
37
Phrasals
(biriyle/bir şeyle bir şey) için çalışmak
join (someone or something) to (something)
v.
38
Phrasals
(biriyle/bir şeyle bir şey) yapmak için çalışmak
join (someone or something) to (something)
v.
39
Phrasals
amacına ulaşmak için sıkı çalışmak
lay about
v.
40
Phrasals
(bir şeyi yapmak) için eşek gibi çalışmak
break (one's) back to (do something)
v.
41
Phrasals
bir şey için hırsla çalışmak/uğraşmak
buck for something
v.
42
Phrasals
(biri/bir şey) için özenle/sıkı bir şekilde çalışmak
labor for (someone or something)
v.
43
Phrasals
(bir şey) için/uğruna çok çalışmak
labor for (something)
v.
44
Phrasals
(bir şey) için bir yol bulmaya çalışmak
maneuver for (something)
v.
45
Phrasals
(sınav, belge) için çalışmak
read for
v.
46
Phrasals
(bir şey) için çalışmak
study for (something)
v.
47
Phrasals
(bir şey) için ter dökmek/çok çalışmak
sweat for (something)
v.
48
Phrasals
(biri/bir kurum) için çalışmak
work for (someone or something)
v.
Proverb
49
Proverb
bir amaca ulaşmak için çalışmak/çaba sarf etmek gerekir
he that would eat the fruit must climb the tree
Colloquial
50
Colloquial
(bir şey) elde etmek/almak için çok uğraşmak/çalışmak
be out for (something)
v.
51
Colloquial
vücut çalışmak için spor salonuna gitmek
hit the gym
v.
52
Colloquial
bir şey için çok sıkı çalışmak
bash away [brit]
v.
53
Colloquial
bir hedef için çok sıkı çalışmak
bash away [brit]
v.
Idioms
54
Idioms
okul harcını karşılayabilmek için yarım ya da tam mesai çalışmak
work (one's) way through (school)
v.
55
Idioms
istediğini yaptırmak için (bir şeyle) ikna etmeye çalışmak
use (something) as a carrot
v.
56
Idioms
(belli bir sonuca ulaşmak için) çalışmak
work it so (that) (something is the case)
v.
57
Idioms
(belli bir sonuca ulaşmak için) çalışmak
work it/things (so that...)
v.
58
Idioms
amacına ulaşmak için çalışmak
work an angle
v.
59
Idioms
arayı kapatmak için sıkı çalışmak/fazla mesai yapmak
play catch-up
v.
60
Idioms
iyiliği için çalışmak
fall over backwards
v.
61
Idioms
iyiliği için çalışmak
bend over backwards
v.
62
Idioms
kaybedilen zamanı telafi etmek için sıkı çalışmak
make up for lost time
v.
63
Idioms
söz konusu işi yüksek standartlarda yapan kendinden önceki çalışanın seviyesine ulaşabilmek için çok sıkı çalışmak
have big shoes to fill
v.
64
Idioms
sorunu çözmeye çalışmak/çözmek için uğraşmak
work the problem
v.
65
Idioms
yitirilen zamanı kapatmak için yoğun çalışmak
make up for lost time
v.
66
Idioms
zaman doldurmak için bir işte çalışmak
fill in time
v.
67
Idioms
huzurlu olmak için çalışmak
do anything for a quiet life
v.
68
Idioms
(konumundan yararlanmak için) biriyle tanışmaya/arkadaş olmaya çalışmak
scrape up an acquaintance with (someone) [old-fashioned]
v.
69
Idioms
(biriyle kendi çıkarı için) tanışmaya/arkadaş olmaya çalışmak
scrape up an acquaintance with (someone) [old-fashioned]
v.
70
Idioms
konumundan yararlanmak için biriyle tanışmaya/arkadaş olmaya çalışmak
scrape up an acquaintance
v.
71
Idioms
biriyle kendi çıkarı için tanışmaya/arkadaş olmaya çalışmak
scrape up an acquaintance
v.
72
Idioms
konumundan yararlanmak için biriyle tanışmaya/arkadaş olmaya çalışmak
scrape (up) an acquaintance with somebody
v.
73
Idioms
biriyle kendi çıkarı için tanışmaya/arkadaş olmaya çalışmak
scrape (up) an acquaintance with somebody
v.
74
Idioms
el altından biri/bir şey için çalışmak
be in the pay of somebody/something
v.
75
Idioms
gizlice biri/bir şey için çalışmak
be in the pay of somebody/something
v.
76
Idioms
el altından biri/bir şey için çalışmak
be in somebody's/something's pay
v.
77
Idioms
gizlice biri/bir şey için çalışmak
be in somebody's/something's pay
v.
78
Idioms
(biri/bir şey) için çalışmak
be of service (to someone or something)
v.
79
Idioms
(bir şey yapmak için) çok çalışmak/çaba harcamak
beat one's brains out (to do something)
v.
80
Idioms
bir şey için canla başla çalışmak
get your teeth into something
v.
81
Idioms
bir şey için canla başla çalışmak
sink your teeth into something
v.
82
Idioms
(bir şey) için ikna etmeye çalışmak
make (one's) pitch for (something)
v.
83
Idioms
(bir şey) için aklını çelmeye çalışmak
make (one's) pitch for (something)
v.
84
Idioms
başarılı olmak için çalışmak
make the most of (oneself)
v.
85
Idioms
bir şey için hayvan gibi çalışmak
put your back into something
v.
86
Idioms
liderliği sürdürmek için rakibe fırsat vermeden zamanı geçirmeye çalışmak
run the clock out
v.
87
Idioms
(konumundan yararlanmak için) biriyle tanışmaya/arkadaş olmaya çalışmak
scrape acquaintance with (someone) [old-fashioned]
v.
88
Idioms
(biriyle kendi çıkarı için) tanışmaya/arkadaş olmaya çalışmak
scrape acquaintance with (someone) [old-fashioned]
v.
89
Idioms
okul harcını karşılayabilmek için yarım ya da tam mesai çalışmak
work (one's) way through (something)
v.
90
Idioms
okul harcını karşılayabilmek için yarım ya da tam mesai çalışmak
work your way through college
v.
91
Idioms
bildiklerini/tecrübesini paylaşmak ve çalışmak için bir süreliğine bir kurumda ikamet eden
in residence
expr.
Trade/Economic
92
Trade/Economic
çalışmak için boş olan yer
situation vacant
n.
93
Trade/Economic
yetki alanındaki bölgenin dışında oturup çalışmak için bölgeye gelenlerden yerel idarenin aldığı gelir vergisi
commuter tax
n.
94
Trade/Economic
çalışmak için boş olan yer
situation wanted
adj.
Law
95
Law
birini istismar etmek için güvenini kazanmaya çalışmak
groom
v.
Politics
96
Politics
senatonun çalışmak için toplandığı oda
senate chamber
n.
Computer
97
Computer
(nesne yönelimli programlamada) verileri ve üzerlerinde çalışmak için gerekli prosedürleri birleştiren yapı
object
n.
Woodworking
98
Woodworking
odun kesmek, depolamak veya odunla çalışmak için kullanılan
wood
adj.
Forestry
99
Forestry
kerestecilerin yaşamak ve çalışmak için inşa ettiği kulübe ve içindeki ocak
camboose
n.
Education
100
Education
bir grup öğrencinin ders çalışmak için öğretmen gözetiminde bir araya geldiği zaman dilimi
class
n.
Religious
101
Religious
hristiyanlığı yaymak için çalışmak
experience religion
v.
Sport
102
Sport
göğüs çalışmak için kolları yanlara açarak yapılan bir ağırlık egzersizi
fly
n.
Slang
103
Slang
(bir şey yapmak için) eşek gibi çalışmak
bust a gut (to do something)
v.
104
Slang
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak
bust ass to do something
v.
105
Slang
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak
bust butt to do something
v.
106
Slang
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak
bust nuts to do something
v.
107
Slang
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak
bust (one's) ass (to do something)
v.
108
Slang
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak
bust one's butt to do something
v.
109
Slang
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak
bust one's nuts to do something
v.
Modern Slang
110
Modern Slang
ailelerin, çiftlerin zenginliğe ulaştıktan sonra artan ödemelerini karşılamak için daha çok çalışmak zorunda kalması
affluence trap
n.
111
Modern Slang
(iş/çalışmak için) sabah 4-5 gibi kalkma
all morninger
n.
112
Modern Slang
(iş/çalışmak için) sabah çok erken kalkma
all morninger
n.
113
Modern Slang
(iş/çalışmak için) sabahın köründe kalkma
all morninger
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of için çalışmak
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy