Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | içinden geçirmek | pass through v. |
General | içinden geçirmek | think about v. |
General | içinden geçirmek | run through v. |
General | içinden geçirmek | consider v. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | gemiyi kapalı bir kanal içinden geçirmek | lock v. |
General | (bir şeyi) yeniden içinden geçirmek | repass v. |
General | (içinden cevher geçirmek için) baca kullanmak | chute v. |
General | (kahve) esansını çıkarmak için içinden sıvı geçirmek | percolate v. |
Phrasals | ||
Phrasals | bir şeyin arasından içinden geçmek/geçirmek | slip something through v. |
Phrasals | bir şeylerin içinden arasından güçlükle geçirmek | work through v. |
Phrasals | (bir şeyin) içinden geçirmek | poke through (something) v. |