in need - Turkish English Dictionary
History

in need

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "in need" in Turkish English Dictionary : 2 result(s)

English Turkish
General
in need adj. yoksul
in need adj. muhtaç

Meanings of "in need" with other terms in English Turkish Dictionary : 110 result(s)

English Turkish
General
a friend in need n. kara gün dostu
persons in need of help n. muhtaçlar
person in need of nursing n. bakıma muhtaç kimse
handicapped person in need of nursing n. bakıma muhtaç özürlü
an immortal person believed to come in time of need n. hızır
person in need of nursing n. bakıma muhtaç insan
principle factors in need of strengthening n. güçlendirilmesi gereken temel noktalar
family in need of protection n. korunmaya muhtaç aile
elder in need of nursing n. bakıma muhtaç yaşlı
persons in need of help n. muhtacin
be badly in need of v. kıvranmak
be in need v. gereksinmek
be in need v. muhtaç olmak
be in need of v. gereksemek
be in need of v. muhtaç olmak
be in need of v. gereksinmek
be in need of v. gereksinim duymak
be in need of v. istemek
be in need v. gereksemek
be in need of restoration v. restore edilmeye gerek duymak
be in need of restoration v. restorasyona gerek duymak
be urgently in need of v. acil ihtiyacı olmak
be in need of v. gereksinim içinde olmak
be in need of v. -e ihtiyacı olmak
be in need of v. ihtiyacı olmak
be in need of v. ihtiyacında olmak
be in need of v. ihtiyaç duymak
be in urgent need of v. acil ihtiyaç duymak
be in urgent need of v. acilen ihtiyacı olmak
be in need of help v. yardıma ihtiyacı olmak
need the support of someone in power v. yetkili birinin desteğine ihtiyacı olmak
be in dire need of v. aşırı ihtiyacı olmak
be in need v. darda kalmak
in need of (further) explanation adj. izaha muhtaç
in need of repair adj. tamire muhtaç
in need of care adj. bakıma muhtaç
in the time of need adv. ihtiyaç anında
in times of need adv. ihtiyaç anında
in need of prep. muhtaç
in need of prep. gereğinde
in need of prep. gereğinde muhtaç
in need of prep. ihtiyacında
Phrases
in case of need adv. gerekirse
in case of need adv. icabederse
in case of need adv. icabı halinde
in case of need adv. gerek duyulması halinde
in case of need adv. gerektiğinde
in case of need adv. ihtiyaç halinde
in case of need adv. ihtiyaç duyulması halinde
Proverb
a friend in need is a friend indeed iyi dost kara günde belli olur
a friend in need is a friend indeed iyi dost kötü günde belli olur
a friend in need is a friend indeed dost kara günde belli olur
a friend in need is a friend indeed gerçek dost kara günde belli olur
friend in need is a friend indeed dost kara günde belli olur
friend in need is a friend indeed gerçek arkadaş kara günde belli olur
Colloquial
in case of need expr. ihtiyaç halinde
in case of need expr. ihtiyaç durumunda
in case of need expr. lüzum halinde
in need (of something) expr. (bir şeye) muhtaç
in need (of something) expr. (bir şeye) gereksinim duyan
in need (of something) expr. (bir şeye) ihtiyacı olan
Idioms
a friend in need n. kara gün dostu
a friend in need (is a friend indeed) n. kara gün dostu
a friend in need (is a friend indeed) n. kötü gün dostu
friend in need n. kara gün dostu
friend in need n. kötü gün dostu
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. hiç ihtiyacı/gereği olmamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
need like a hole in the head v. hiçbir şekilde ihtiyaç duymamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) hiç ihtiyacı olmamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeyin) hiç gereği olmamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) zerre kadar ihtiyacı olmamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) hiçbir şekilde gereksinim duymamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeyin) en ufak eksikliğini çekmemek
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) kesinlikle lüzum duymamak
need something like a hole in the head v. bir şeye hiç ihtiyacı olmamak
need something like a hole in the head v. bir şeyin hiç gereği olmamak
need something like a hole in the head v. bir şeye hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
need something like a hole in the head v. bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
need something like a hole in the head v. bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
need something like a hole in the head v. bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
need something like a hole in the head v. bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeye hiç ihtiyacı olmamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeyin hiç gereği olmamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeye hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
need something like you need a hole in the head v. bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
a friend in need is a friend indeed expr. dost kara günde belli olur
a friend in need a friend indeed expr. dost kara günde belli olur
friend in need is friend indeed expr. dost kara günde belli olur
a friend in need is a friend indeed expr. gerçek arkadaş kara günde belli olur
one does not need a guide when the village is in sight expr. görünen köy kılavuz istemez
a friend in need a friend indeed expr. iyi dost kara günde belli olur
in somebody's hour of need expr. zor zamanlarında
in somebody's hour of need expr. yardıma gerek duyduğu anlarda/zamanlarda
in (one's) hour of need expr. (birinin) yardıma gerek duyduğu anlarda/zamanlarda
in (one's) hour of need expr. (birinin) zor zamanlarında
in your hour of need expr. yardıma gerek duyduğun anlarda/zamanlarda
in your hour of need expr. zor zamanlarında
in your hour of need expr. gerçekten yardıma ihtiyacın olduğu/ihtiyaç duyduğun zaman
Speaking
people need money in order to live expr. insanlar yaşamak için paraya ihtiyaç duyarlar
Politics
the strength you need is already imbedded in your noble blood expr. muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur
Institutes
turkish foundation for children in need of protection n. türkiye korunmaya muhtaç çocuklar vakfı