introduces - Turkish English Dictionary

introduces

Meanings of "introduces" in Turkish English Dictionary : 34 result(s)

English Turkish
Common Usage
introduce v. tanıtmak
The Growth Initiative introduced research and innovation as a key element of European growth.
Büyüme Girişimi, araştırma ve yeniliği Avrupa büyümesinin kilit unsuru olarak tanıttı.

More Sentences
introduce v. tanıştırmak
Lawrence introduced me to a world of culture and opportunity.
Lawrence beni kültür ve fırsatlarla dolu bir dünyayla tanıştırdı.

More Sentences
General
introduce v. getirmek
It would introduce harmonised rules in the Member States.
Üye Devletlerde uyumlaştırılmış kurallar getirecektir.

More Sentences
introduce v. sunmak
We must also use this to introduce incentives to get entrepreneurs to really plan for safety.
Bunu, girişimcilerin gerçekten güvenlik planlaması yapmalarını sağlayacak teşvikler sunmak için de kullanmalıyız.

More Sentences
introduce v. takdim etmek
It is a great honour and privilege for me to be able to introduce you to our House.
Sizi Meclisimize takdim edebilmek benim için büyük bir onur ve ayrıcalıktır.

More Sentences
introduce v. öğretmek
Let me introduce you to a new way of doing that.
Sana onu yapmanın yeni bir yolunu öğreteyim.

More Sentences
introduce v. sokmak
By introducing these elements, we have managed to moderate both proactive tendencies and the zeal for liberalisation.
Bu unsurları devreye sokarak hem proaktif eğilimleri hem de liberalleşme hevesini ılımlı hale getirmeyi başardık.

More Sentences
introduce v. açmak
Why introduce even more competition, when our motor industry is already one of the most competitive in the world?
Motor sektörümüz zaten dünyanın en rekabetçi sektörlerinden biriyken neden daha fazla rekabete yol açalım?

More Sentences
introduce v. başlamak
Alternative fuels, including biofuel, must be introduced in a cost-effective way.
Biyoyakıt da dahil olmak üzere alternatif yakıtlar uygun maliyetli bir şekilde kullanılmaya başlanmalıdır.

More Sentences
introduce v. uygulamak
Clearing the path of regulatory barriers means introducing new directives.
Düzenleyici engellerin önünün açılması, yeni direktiflerin uygulamaya konulması anlamına gelmektedir.

More Sentences
introduce v. tanıştırmak
Lawrence introduced me to a world of culture and opportunity.
Lawrence beni kültür ve imkan dünyasıyla tanıştırdı.

More Sentences
introduce v. başlatmak
A boycott was introduced, the effects of which Macedonia had to shoulder.
Makedonya'nın etkilerini omuzlamak zorunda kaldığı bir boykot başlatıldı.

More Sentences
introduce v. uygulamaya koymak
We support the Commission's efforts to introduce Activity Based Budgeting.
Komisyon'un Faaliyet Bazlı Bütçelemeyi uygulamaya koyma çabalarını destekliyoruz.

More Sentences
introduce v. takdim etmek
Allow me to introduce my wife to you.
Sana eşimi takdim edeyim.

More Sentences
Technical
introduce v. ortaya koymak
In particular, it extends Article 3 of Directive 93/43 which introduces what are know as the HACCP principles.
Özellikle HACCP ilkeleri olarak bilinen ilkeleri ortaya koyan 93/43 sayılı Direktif'in 3. Maddesini genişletmektedir.

More Sentences
General
introduce v. içeri sokmak
introduce v. göstermek
introduce v. lanse etmek
introduce v. öne sürmek
introduce v. ileri sürmek
introduce v. ortaya çıkarmak
introduce v. piyasaya sürmek
introduce v. öncelemek
introduce v. resmi olarak sunmak
introduce v. resmen duyurmak
introduce v. (birini) kraliyet mahkemesine sunmak
introduce v. (bir şeyi) sisteme, karışıma veya kaba eklemek
Media
introduce v. (radyo veya tv programını) sözlü olarak sunmak
Technical
introduce v. içine katmak
introduce v. ortaya çıkarmak
Chemistry
introduce v. (atomu) moleküle sokmak
Apiculture
introduce v. ana arı vermek
introduce v. ana kazandırmak
Environment
introduce v. (bitki veya hayvan türü üyelerini) yerleşik üreme popülasyonu oluşturmak için yeni ortama yerleştirmek

Meanings of "introduces" with other terms in English Turkish Dictionary : 74 result(s)

English Turkish
General
introduce ban v. yasak getirmek
I therefore believe that this will guarantee security for all countries that have introduced bans.
Bu nedenle, bunun yasak getiren tüm ülkeler için güvenliği garanti edeceğine inanıyorum.

More Sentences
introduce to v. tanıştırmak
I'd like to introduce to you the gentleman I told you about the other day.
Seni geçen gün bahsettiğim beyefendiyle tanıştırmak istiyorum.

More Sentences
introduce [obsolete] v. yaratmak
Amendment No 1 would introduce an unacceptable ambiguity in this respect.
1 No'lu Değişiklik bu açıdan kabul edilemez bir muğlaklık yaratacaktır.

More Sentences
Colloquial
introduce yourself expr. kendinizi tanıtın
You should introduce yourself.
Kendini tanıtmalısın.

More Sentences
Law
introduce a bill v. yasa tasarısı sunmak
They introduced a bill in Congress.
Kongreye bir yasa tasarısı sundular.

More Sentences
General
introduce to v. tanıtmak
introduce oneself v. kendini tanıtmak
introduce somebody to v. tanıştırmak
introduce to v. ile tanıştırmak
introduce into the market v. piyasaya sürmek
introduce into v. içine sokmak
introduce a new thing v. ortaya çıkarmak
introduce a ban v. yasak koymak
introduce restriction v. sınırlandırma getirmek
introduce law v. kanun çıkarmak
introduce into v. -e sunmak
introduce into v. -e tanıtmak
introduce to v. -e tanıtmak
introduce to the market v. piyasaya sürmek
introduce something into the market v. piyasaya tanıtmak
introduce someone to someone v. biriyle birini tanıştırmak
introduce a new word into the language v. bir dile kelime kazandırmak
introduce to the system v. sisteme tanıtmak
re-introduce v. yeniden tanıtmak
re-introduce v. yeniden göstermek
re-introduce v. yeniden lanse etmek
re-introduce v. yeniden sunmak
re-introduce v. yeniden takdim etmek
Phrasals
introduce (someone) into (something) v. (birini bir şeyle) tanıştırmak
introduce (someone) into (something) v. (birini bir şeyin) içine sokmak/almak
introduce (oneself) into (something) v. (kendini bir şeye) sokmak/dahil etmek
introduce (something) into (something) v. (bir şeye bir şey) eklemek/katmak
Colloquial
introduce yourself expr. tanıt kendini
Idioms
introduce into v. içine yerleştirmek
introduce into v. içine geçmek
introduce into v. içine sokmak
introduce something into something v. yenilik getirmek
introduce something into something v. yenilik katmak
introduce the shoemaker to the tailor [uk] v. kıçına/poposuna tekmeyi vurmak
introduce the shoemaker to the tailor [uk] v. poposuna/kıçına tekme atmak
introduce the shoemaker to the tailor [uk] v. kıçına/poposuna tekmeyi basmak
Speaking
I would like to introduce you to someone expr. birisiyle tanışmanı istiyorum
I would like to introduce you to someone expr. biriyle tanışmanı istiyorum
I would like to introduce you to someone expr. biriyle tanışmanızı istiyorum
I would like to introduce you to someone expr. birisiyle tanışmanızı istiyorum
could you introduce yourself? expr. bize kendini tanıtır mısın?
can you introduce yourself? expr. kendinizi tanıtır mısınız?
please let me introduce myself expr. lütfen kendimi tanıtmama izin veriniz
please let me introduce myself expr. lütfen kendimi tanıtmama izin verin
I want to introduce myself expr. kendimi tanıtmak istiyorum
I want to introduce my friend to you expr. size arkadaşımı tanıtmak istiyorum
I want to introduce me and my family to you expr. size kendimi ve ailemi tanıtmak istiyorum
let me introduce you to someone expr. seni biriyle tanıştırayım
I would like to introduce you to someone expr. seni biriyle tanıştırmak istiyorum
I would like to introduce you to someone expr. seni birisiyle tanıştırmak istiyorum
let me introduce myself to you expr. size kendimi tanıtayım
let me introduce my family expr. size ailemi tanıtayim
I would like to introduce you to someone expr. sizi birisiyle tanıştırmak istiyorum
I would like to introduce you to someone expr. sizi biriyle tanıştırmak istiyorum
let me introduce myself to you expr. izninizle size kendimi tanıtayım
let’s go round the table and introduce ourselves expr. masanın etrafındaki herkes kendisini sırayla tanıtsın
let’s go round the table and introduce ourselves expr. masanın etrafındaki herkes kendimizi sırayla tanıtalım
Trade/Economic
introduce a product into the market v. bir ürünü/eşyayı/malı piyasaya sürmek
Law
introduce a demand v. talep etmek
introduce legislation v. yasalara geçmek
Politics
introduce draft resolution n. karar tasarısı sunma
introduce restriction v. kısıtlama getirmek
introduce restriction v. sınırlandırma getirmek
introduce restriction v. sınırlama getirmek
Computer
introduce text expr. metni görüntüle
Modern Slang
a bad way to introduce yourself to a woman n. bir kadınla tanışırken pot kırma
a bad way to introduce yourself to a woman n. bir kadınla tanışırken kendini veya karşısındakini fazla övme
a bad way to introduce yourself to a woman n. bir kadınla kötü bir izlenim bırakacak şekilde tanışma
a bad way to introduce yourself to a woman n. bir kadınla tanışırken kaş yapacağım derken göz çıkarma