kaldı

Meanings of "kaldı" in English Turkish Dictionary : 2 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	kaldı	remained v.
Computer
2	Computer	kaldı	remaining expr.

Meanings of "kaldı" with other terms in English Turkish Dictionary : 97 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	az zaman kaldı	little time left n.
We have very little time left before Johannesburg. Johannesburg'dan önce çok az zamanımız kaldı. More Sentences
2	General	az kaldı	almost adv.
The next test of our mettle, though, is almost upon us. Cesaretimizi sınayacağımız bir sonraki sınava az kaldı. More Sentences
3	General	az kaldı	nearly adv.
We nearly had an accident when the car brakes jammed. Arabanın frenleri tutmayınca az kalsın kaza yapıyorduk. More Sentences
Proverb
4	Proverb	geçmiş geçmişte kaldı	bygones are bygones
Let's let bygones be bygones. Bırakalım geçmiş geçmişte kalsın. More Sentences
General
5	General	kaldı ki	besides adv.
6	General	az kaldı	near adv.
7	General	az kaldı	by a hair's breadth adv.
8	General	kaldı ki	other than that adv.
9	General	kaldı ki	moreover adv.
10	General	parmak kaldı	very nearly adv.
11	General	parmak kaldı	almost adv.
12	General	kaldı ki	overmore [obsolete] adv.
Phrases
13	Phrases	elde şereften başka ne kaldı	tout est perdu hors l'honneur [french] expr.
14	Phrases	... günler eskide kaldı	gone are the days when expr.
15	Phrases	biri gitti biri kaldı	one down, one to go expr.
16	Phrases	geçmişte olanlar geçmişte kaldı	what is in the past is in the past expr.
17	Phrases	ikisi gitti, biri kaldı	two down one to go expr.
18	Phrases	kaldı ki	let alone expr.
19	Phrases	sayılı gün kaldı	only a few days left (for) expr.
20	Phrases	sayılı gün kaldı	just a few days left (for) expr.
21	Phrases	ve üstüne de bir şey kaldı	and something to spare expr.
22	Phrases	üstüne bir şey bile kaldı	and something to spare expr.
23	Phrases	ve üstüne de bir şey kaldı	with something to spare expr.
24	Phrases	üstüne bir şey bile kaldı	with something to spare expr.
Proverb
25	Proverb	mucizeler çağı geçmişte kaldı	the age of miracles is past
26	Proverb	mucizeler geçmişte kaldı	the age of miracles is past
27	Proverb	bu devirde iyi adam kaldı mı?	a good man is hard to find
Colloquial
28	Colloquial	çok şaşırdım!/ağzım açık kaldı!	well, shut my mouth expr.
29	Colloquial	işimiz allah'a kaldı	only god can help us expr.
30	Colloquial	o günler geride kaldı	too much water under the bridge expr.
31	Colloquial	kaldı ki	then again expr.
32	Colloquial	sonunda, geç bile oldu/kaldı	(it's) about time expr.
33	Colloquial	sonunda, geç bile oldu/kaldı	(it's) bout time expr.
34	Colloquial	(birinin) bir tek (birini) canlı canlı yemediği kaldı	(one) did everything (one) could 'cept eat (someone) expr.
35	Colloquial	ve üstüne bir şey de kaldı	and to spare expr.
36	Colloquial	ve üstüne bir şey bile kaldı	and to spare expr.
37	Colloquial	kaldı ki	as far as that goes expr.
38	Colloquial	güzel günler geride kaldı	does anybody remember laughter? expr.
39	Colloquial	kaldı ki	even less expr.
40	Colloquial	kaldı ki	much less expr.
41	Colloquial	kaldı ki	still less expr.
42	Colloquial	çok şükür ki bugün perşembe (cuma'ya/hafta sonuna az kaldı)	tgit (thank god it's thursday) [us] expr.
43	Colloquial	o durum geride/eskide kaldı	that was then, and this is now expr.
44	Colloquial	çok şükür cuma'ya az kaldı	tgiaf (thank god it's almost friday) expr.
Idioms
45	Idioms	lakabı öyle kaldı	the name stuck expr.
46	Idioms	takılan lakap yapıştı kaldı	the name stuck expr.
47	Idioms	az kaldı	the sands (of time) are running out expr.
48	Idioms	az kaldı	sands are running out expr.
49	Idioms	ağzı açık kalmak/kaldı	(someone's) mouth fell open expr.
50	Idioms	bu devirde iyi koca kaldı mı?	good men are scarce expr.
51	Idioms	bizi bir (canlı canlı) yemediği kaldı	did everything he could 'cept eat us expr.
52	Idioms	bu devirde iyi koca kaldı mı?	a good man is hard to find expr.
53	Idioms	o günler geride kaldı	that's all water over the dam expr.
54	Idioms	şaşkınlıktan ağzı açık kaldı	your jaw drops expr.
55	Idioms	çoğu gitti azı kaldı	down to the short strokes expr.
56	Idioms	bu söylem çok kibar kaldı	that's putting it mildly expr.
57	Idioms	bu söylem çok hafif kaldı	that's putting it mildly expr.
58	Idioms	o günler geride kaldı	the old gray mare ain't what she used to be [old-fashioned] expr.
59	Idioms	zor kısmı geride kaldı	downhill all the way expr.
60	Idioms	zor kısmı geride kaldı	all downhill from here expr.
Speaking
61	Speaking	az kaldı ölüyordu	he all but died n.
62	Speaking	ağzım bir karış açık kaldı	my jaw dropped expr.
63	Speaking	bu isim üstüme yapıştı kaldı	i am stuck with this name expr.
64	Speaking	çok şaşırdım!/ağzım açık kaldı!	I am very surprised! expr.
65	Speaking	çok az kaldı	we have very few / little of...left expr.
66	Speaking	çok az kaldı	we're almost there expr.
67	Speaking	çok az kaldı	we don't have a long way to go expr.
68	Speaking	donup kaldı	he stood frozen expr.
69	Speaking	geç kaldı	he/she/it is late expr.
70	Speaking	hastaneye ne kadar kaldı?	how far are we from hospital? expr.
71	Speaking	ev bana kaldı	i have the place to myself expr.
72	Speaking	işe geç kaldı	he was late for work expr.
73	Speaking	ne kadar kaldı?	how much further? expr.
74	Speaking	ne kadar zamanımız kaldı?	how much time do we have left? expr.
75	Speaking	o günler geride kaldı	those days are over expr.
76	Speaking	kötü rüyalar geride kaldı	bad dreams are over expr.
77	Speaking	ne kadar ışığın kaldı?	how much light have you got? expr.
78	Speaking	oraya gelmemize az kaldı	we are about to arrive there expr.
79	Speaking	ne kadar kaldı/uzakta?	how much further? expr.
80	Speaking	ne kadar yolumuz kaldı?	how much further? expr.
81	Speaking	ne kadar zamanım kaldı?	how much time do I have? expr.
82	Speaking	ne kadar zamanın kaldı	how much time have you got left expr.
83	Speaking	ne kadar zamanımız kaldı?	how much time do we have expr.
84	Speaking	ne kadar zamanımız kaldı?	how much time do we have left expr.
85	Speaking	kaç gün kaldı	how many days left expr.
86	Speaking	mesele öylece kaldı	there the matter dropped expr.
87	Speaking	okulun bitmesine iki hafta kaldı	there's two weeks left in school expr.
88	Speaking	oraya ulaşmamıza az kaldı	we are about to arrive there expr.
89	Speaking	kaçınız hayatta kaldı?	how many of you survived? expr.
90	Speaking	siparişler nerede kaldı	what happened to my order expr.
91	Speaking	söyleyecek ne kaldı ki?	what more is there to say? expr.
92	Speaking	söyleyecek ne kaldı ki?	what more to say! expr.
93	Speaking	söylenecek ne kaldı ki?	what's left to say? expr.
94	Speaking	şaşkınlıktan ağzım bir karış açık kaldı	my jaw hit the floor expr.
95	Speaking	tadı damağımda kaldı	I still remember its delicious taste expr.
96	Speaking	telefonum masada kaldı	I left my phone on the table expr.
Automotive
97	Automotive	geçti/kaldı standartları	pass/fail standards n.