kalkışmak - Turkish English Dictionary
History

kalkışmak



Meanings of "kalkışmak" in English Turkish Dictionary : 24 result(s)

Turkish English
Common Usage
kalkışmak attempt v.
General
kalkışmak essay v.
kalkışmak presume to do something v.
kalkışmak embark v.
kalkışmak dare v.
kalkışmak try v.
kalkışmak engage in v.
kalkışmak attempt v.
kalkışmak assay v.
kalkışmak presume v.
kalkışmak have a stab at v.
kalkışmak imbark v.
kalkışmak set off v.
kalkışmak commit v.
kalkışmak set out to v.
kalkışmak mint [scotland] v.
kalkışmak imitate [dialect] [england] v.
kalkışmak oss [dialect] [uk] v.
kalkışmak osse [dialect] [uk] v.
kalkışmak pretend v.
Phrasals
kalkışmak try on v.
Idioms
kalkışmak give a say at v.
kalkışmak take in hand v.
Politics
kalkışmak attempt v.

Meanings of "kalkışmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 66 result(s)

Turkish English
General
yapmaya kalkışmak essay v.
boyundan büyük işe kalkışmak get into deep water v.
altından kalkamayacağı bir işe kalkışmak get out of one's depth v.
-meye kalkışmak temp to v.
intihara kalkışmak attempt suicide v.
(bir yeri) basmaya kalkışmak attempt to storm v.
yeniden kalkışmak reattempt v.
yeniden kalkışmak re-attempt v.
kendine fazla güvenip tehlikeli bir işe kalkışmak be riding for a fall v.
bir şeye kalkışmak enterprise v.
atlamaya kalkışmak jump off v.
olayın heyecanıyla kalkışmak detonate v.
Phrasals
yutturmaya kalkışmak play (something) off as (something else) v.
'-e vurmaya kalkışmak/yeltenmek swipe at v.
vurmaya kalkışmak beat at v.
(birini/bir şeyi başka bir şey) olarak yutturmaya kalkışmak/çalışmak pass (someone or something) off (as something else) v.
(birini/bir şeyi başka bir şey gibi) kakalamaya çalışmak/kalkışmak pass (someone or something) off (as something else) v.
(bir şey yapmaya) kalkışmak set out to (do something) v.
Colloquial
yeterince malzeme vb olmadan işe kalkışmak make brick without straw v.
(bir şeyi yapmaya) girişmek/kalkışmak/koyulmak have at (something) v.
girişmek/kalkışmak have at v.
(birini) aldatmaya kalkışmak scam on (one) v.
yapmaya kalkışmak set out to do v.
Idioms
her yönüyle tehlikeli bir işe aptal cesaretiyle kalkışmak have a tiger by the tail v.
olmayacak bir işe kalkışmak square the circle v.
tehlikeli olabilecek/zor bir işe kalkışmak catch a tiger by the tail v.
tehlikeli olabilecek/zor bir işe kalkışmak have a wolf by the ears v.
zor/tehlikeli bir işe kalkışmak catch a tiger by the tail v.
zor/tehlikeli bir işe kalkışmak have a tiger by the tail v.
bir işe cesaretle girişmek/kalkışmak take the bull by the horns v.
başından büyük işlere kalkışmak be in over one's head v.
boyundan büyük işlere kalkışmak be in way over one's head v.
boyundan büyük işlere kalkışmak bite off more than one can chew v.
boyundan büyük işe kalkışmak bite off more than one can chew v.
boyunu aşan işlere kalkışmak be out of one's depth v.
başından büyük işlere kalkışmak get in over one's head v.
boyunu aşan işlere kalkışmak bite off more than one can chew v.
başından büyük işlere kalkışmak bite off more than one can chew v.
boyundan büyük işlere kalkışmak get/be in over one's head v.
boyundan büyük işlere kalkışmak fly by the seat of your pants v.
kendi başına yola koyulmak/işe kalkışmak set out on one's own v.
kendi başına yola koyulmak/işe kalkışmak strike out on one's own v.
zor bir işe kalkışmak have a bear by the tail v.
zor bir işe kalkışmak have a tiger by the tail v.
zor bir işe kalkışmak square the circle v.
zor bir işe kalkışmak have got a tiger by the tail v.
(bir şeyi başka bir şey) gibi yutturmaya çalışmak/kalkışmak play (something) off as (something else) v.
(bir şeyi başka bir şey gibi) kakalamaya çalışmak/kalkışmak play (something) off as (something else) v.
boyundan büyük işlere kalkışmak cut a fat hog v.
boyunu aşan işlere kalkışmak cut a fat hog v.
gücünü aşan işlere kalkışmak cut a fat hog v.
(bir şeyi yapmaya) ilk kez girişmek/kalkışmak have a lash at (something) v.
(bir şeyi yapmaya) girişmek/kalkışmak have a pop at (something) [uk] v.
(bir şeyi yapmaya) girişmek/kalkışmak have a smack at (something) [uk] v.
(bir şeye) kalkışmak turn (one's) hand to (something) v.
olmayacak bir işe kalkışmak seek a knot in a bulrush v.
olmayacak bir işe kalkışmak be barking up the wrong tree v.
boyundan büyük işe kalkışmak bite off more than can chew v.
boyundan büyük işe kalkışmak bite off more than one can chew v.
boyundan büyük işe kalkışmak bite off more than you can chew v.
'-e girişmek/kalkışmak have a lash at v.
'-e girişmek/kalkışmak have a smack at v.
kendi başına yola koyulmak/işe kalkışmak strike out on own v.
(kendinin/birinin) hayatını riske atacak (bir şeye) kalkışmak take (one's or someone's) life in(to) (one's) (own) hands v.
bir şeye kalkışmak turn your hand to something v.
Slang
bir işe girişmek/kalkışmak get it on v.