Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | masalar | tables n. | ||
As soon as your Committee tables the report, it can be placed on the agenda. Komiteniz raporu masaya yatırır yatırmaz gündeme alınabilir. More Sentences |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | büro içerisinde kişiye özel masalar olmaksızın serbestçe çalışılması | hoteling n. |
General | boş masalar | free tables n. |
General | tanıdık ve arkadaşları selamlamak amacıyla bir lokanta ya da gece kulubündeki masalar arasında dolaşmak | table-hop v. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | büro içerisinde kişiye özel masalar olmaksızın serbestçe çalışılması | hotelling n. |
Trade/Economic | büro içerisinde çalışanlara özel masalar olmaksızın serbestçe çalışılması | hotdesking n. |
Trade/Economic | büro içerisinde kişiye özel masalar olmaksızın serbestçe çalışılması | hot-desking n. |
Trade/Economic | büro içerisinde çalışanlara özel masalar olmaksızın serbestçe çalışılması | hot desking n. |