opak - Turkish English Dictionary
History

opak



Meanings of "opak" in English Turkish Dictionary : 11 result(s)

Turkish English
General
opak opaque adj.
opak opacular adj.
opak opake adj.
Technical
opak nontransparent adj.
opak non-transparent adj.
opak opaque adj.
Textile
opak opaque n.
Optics
opak untransparent adj.
Food Engineering
opak opaque adj.
Meteorology
opak opaque adj.
Archaic
opak opacous adj.

Meanings of "opak" with other terms in English Turkish Dictionary : 63 result(s)

Turkish English
General
tin oksit içeren opak seramik perdahı tin glaze n.
radyo opak radio opaque n.
amerika'da on dokuzuncu yıla özgü, sarıdan pembeye renk geçişli opak bir cam eşyası burmese n.
opak nesne opacity n.
opak veya yarı opak beyazımsı cam opaline n.
opak nesne opaque n.
opak ortam opaque n.
opak yer opaque n.
altın sarısı küçük parçacıklar içeren kahverengi opak cam goldstone n.
kısmen opak semiopaque adj.
ıslakken yarı saydam olup kuruyken opak olan hygrophanous adj.
bazı çin porselenleri gibi opak mavi china adj.
kısmen opak semiopacous adj.
(kağıt) opak ve esnek dokulu soft adj.
opak şekilde opaquely adv.
Technical
bağıl iyonosferik opak metre riometer n.
opak projeksiyon opaque projection n.
tüplü televizyon alıcısı ekranını çevreleyen şeffaf veya opak kenarlık mask n.
spektroskopun mikroskop alanını veya yarık uzunluğunu sınırlandırmak için kullanılan opak diyafram decker n.
röntgende opak görünen iyotlu bir asit iopanoic acid n.
hafif ve opak dokulu bir kil karışımı soft paste n.
kalay oksit içeren opak seramik perdahı ile kaplamak tin-glaze v.
Textile
pamuklu kumaşları opak veya yarı opak yapmak için kullanılan pürüzsüz apre holland n.
yarı opak semi-opaque adj.
Dyeing
opak boya tabakası body color n.
opak ve saten dokulu cam vazo peach-blow adj.
Automotive
opak boya solid paint n.
opak boya solid paint n.
Petrol
saydam ve opak sıvılar transparent and opaque liquids n.
Mining
barit mineralinin opak ve sıkı bir türü cawk n.
opak bir değerli taş opaque gem n.
doğal hali opak olup ısı ile saydamlaşan bir mineral çeşidi pyrophane n.
baritin opak ve sıkı türüyle ilgili cawky adj.
baritin opak türüne benzeyen cawky adj.
baritin opak türünü içeren cawky adj.
Medical
eskiden radyolojide kullanılan bir opak madde thorotrast n.
opak madde enjeksiyonunun ardından uterus ve fallop tüplerinin radyografi ile incelenmesi hysterosalpingography n.
opak nesneye x ışınları vererek iç yapılarını gösteren bir görüntüleme cihazı fluoroscope n.
mesaneye enjekte edilen opak solüsyon ve röntgen ile yapılan mesane muayenesi crystography n.
Optics
şeffaf arka plan üzerine opak çizgileri olan optik ağ transmission grating n.
opak nesnelere ışık tutmak için mikroskobun objektifine monte edilen metalik çukur ayna lieberkuhn n.
opak hücre parçalarının camsı cisim ve lenste oluşturduğu lekeler musca volitans n.
Chemistry
saydam ve opak transparent and opaque n.
(camı) uzun süre ısıtarak opak, sert ve kristalli hale getirmek devitrify v.
Biology
gözün korneasında olağan dışı oluşan ince ve opak tabaka film n.
Marine Biology
opak kuşak opaque zone n.
yumuşakçada opak veya jelatinimsi yumurta kitlesi cultch n.
Botanic
polypodiaceae familyasından opak yapraklı bir eğrelti otu polypody n.
Geology
spinel dizisinden olan siyah ve opak bir mineral hercynite n.
opak yapılı homojen ve sağlam (mineral) horny adj.
Art
opak veya yarı opak ince boya tabakası velatura n.
cam objelere beyaz kurdele veya çizgi deseni yapmak için kullanılan opak venedik camı latticinio n.
cam objelere beyaz kurdele veya çizgi deseni yapmak için kullanılan opak venedik camı latticino n.
(19. yüzyıl) opak ve saten dokuda renk geçişli ürün elde edilen bir cam sanatı peachblow n.
19. yüzyılın sonlarına özgü opak ve saten dokulu ürün elde edilen bir cam sanatı peachblow glass n.
Photography
fotoğraf negatifin veya baskısının bir bölümünü kapatmak için kullanılan opak müstahzar opaque n.
opak fotoğraf baskısı opaque n.
opak projektör opaque projector [us/canada] n.
ışığı filtrelemek için kullanılan opak görüntü photomask n.
(fotoğrafın veya görüntünün) boyutunu veya biçimini opak kenarlık ile değiştirmek mask v.
opak kullanarak fotoğraf negatifi üzerindeki belirli yerleri kapatmak opaque v.
Archaic
iğne batırarak opak kitleyi parçalamak suretiyle yapılan katarakt ameliyatı keratonyxis n.
yarı opak horny adj.