pençe

Meanings of "pençe" in Turkish English Dictionary : 4 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	pence n.	peni
How many pennies does it take to make one pound? Bir sterlin kaç penidir? More Sentences
Trade/Economic
2	Trade/Economic	pence	peni
Can anyone guess how many pennies are in this jar? Biri bu kavanozda kaç peni olduğunu tahmin edebilir mi? More Sentences
General
3	General	pence n.	metelik
4	General	pence n.	para

Meanings of "pençe" in English Turkish Dictionary : 32 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	pençe	paw n.
She may begin to lick her paws or her genital area. Pençelerini veya genital bölgesini yalamaya başlayabilir. More Sentences
2	Common Usage	pençe	claw n.
The hawk caught a fish with its claws. Şahin pençeleriyle bir balık yakaladı. More Sentences
General
3	General	pençe	grip n.
Consequently, the European Union has left the women of Poland in the grip of a particularly reactionary church! Sonuç olarak, Avrupa Birliği Polonya'daki kadınları özellikle gerici bir kilisenin pençesine bıraktı! More Sentences
4	General	pençe	clutches n.
Lastly, many of you rightly raised the question, the fear of falling into the clutches of economic decline. Son olarak birçoğunuz haklı olarak ekonomik gerilemenin pençesine düşme korkusunu gündeme getirdiniz. More Sentences
5	General	pençe	grasp n.
The country is in the grasp of the enemy. Ülke düşmanın pençesinde. More Sentences
Technical
6	Technical	pençe	claw n.
They have long toes and long, curved claws. Uzun ayak parmakları ve uzun, kavisli pençeleri vardır. More Sentences
Computer
7	Computer	pençe	clutch n.
The woman freed herself from the clutch of the culprit. Kadın kendini suçlunun pençelerinden kurtardı. More Sentences
Zoology
8	Zoology	pençe	claw n.
The cat retracted its claws. Kedi pençelerini geri çekti. More Sentences
Apiculture
9	Apiculture	pençe	claw n.
The cat retracted its claws. Kedi, pençelerini geri çekti. More Sentences
General
10	General	pençe	pounce n.
11	General	pençe	unguis n.
12	General	pençe	sole n.
13	General	pençe	tap n.
14	General	pençe	talon n.
15	General	pençe	ungula n.
16	General	pençe	jaw n.
17	General	pençe	nail n.
18	General	pençe	unce [obsolete] n.
19	General	pençe	clay [dialect] [uk] n.
20	General	pençe	clay [dialect] [uk] n.
21	General	pençe	clay [dialect] [uk] n.
22	General	pençe	goll n.
23	General	pençe	clutch [obsolete] n.
24	General	pençe	crapple n.
25	General	pençe	peg n.
26	General	pençe	pud n.
Technical
27	Technical	pençe	talon n.
Zoology
28	Zoology	pençe	animal foot n.
29	Zoology	pençe	foot n.
30	Zoology	pençe	animal leg n.
31	Zoology	pençe	fang [dialect] [uk] n.
Archaic
32	Archaic	pençe	sere n.

Meanings of "pençe" with other terms in English Turkish Dictionary : 127 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	pençe (kuş)	talon n.
The falcon stabbed the prey with its talons. Şahin pençelerini avına sapladı. More Sentences
2	General	ayakkabı pençe lastiği	cleat n.
Football shoes have many cleats. Futbol ayakkabılarında çok sayıda pençe lastiği olur. More Sentences
3	General	pençe gibi sıkmak	clutch v.
The threats from the dictator clutched at millions' hearts. Diktatörün tehditleri milyonların yüreğini pençe gibi sıkıyordu. More Sentences
Computer
4	Computer	pençe izi	paw print n.
Tom's dog left muddy paw prints all over his new carpet. Tom'un köpeği onun yeni halısı üzerinde çamurlu pençe izleri bıraktı. More Sentences
General
5	General	pençe (ayakkabı)	sole n.
6	General	el pençe divan durma	kowtowing n.
7	General	pençe ayakkabı	cleat n.
8	General	yarım pençe	half sole n.
9	General	pençe (hayvanlarda)	nail n.
10	General	gizli pençe	half sole n.
11	General	pençe (ayakkabı)	tap n.
12	General	pençe (kuş)	pounce n.
13	General	el pençe divan	bowing and scraping n.
14	General	demir pençe	iron claw n.
15	General	pençe izi	maul n.
16	General	(bir hayvanın üzerindeki) pençe yarası	maul n.
17	General	pençe izleri	claw marks n.
18	General	tırnak veya pençe benzeri keratinli doku	horn n.
19	General	taşların pençe benzeri uzantılara yerleştirildiği mücevher tasarımı	claw setting [uk] n.
20	General	pençe yarası	claw n.
21	General	taşların pençe benzeri uzantılara yerleştirildiği mücevher tasarımı	tiffany setting [us] n.
22	General	pençe tırnaklı tasarım	tiffany setting [us] n.
23	General	pençe tırnaklı tasarım	claw setting [uk] n.
24	General	kavrayan pençe	clutch n.
25	General	pençe geçirmek	fang n.
26	General	ayakkabı pençe metali	cleat n.
27	General	pençe atan hayvan	pawer n.
28	General	pençe atma	paw n.
29	General	el pençe divan durmak	wait on someone hand and foot v.
30	General	pençe atmak	paw v.
31	General	pençe vurmak (ayakkabıya)	resole v.
32	General	pençe yapmak	resole v.
33	General	pençe vurmak (ayakkabıya)	sole v.
34	General	pençe atarak yaralamak	maul v.
35	General	pençe vurmak	paw v.
36	General	pençe vurmak	cobble v.
37	General	el pençe divan durmak	bow and scrape v.
38	General	pençe vurmak	sole v.
39	General	ayakkabıya pençe vurmak	resole v.
40	General	pençe vurmak	sole a shoe v.
41	General	pençe atmak	claw v.
42	General	pençe vurmak (ayakkabı)	tap v.
43	General	pençe vurmak	claw v.
44	General	ayakkabıya pençe vurmak	sole v.
45	General	el pençe divan durmak	wait hand and foot v.
46	General	ayakkabıya yarım pençe vurmak	half-sole v.
47	General	yarım pençe vurmak	half-sole v.
48	General	yarım pençe vurmak (ayakkabıya)	half-sole v.
49	General	el pençe divan durmak	kowtow v.
50	General	el pençe divan durmak	grovel to someone v.
51	General	el pençe divan durmak	genuflect v.
52	General	adeta pençe atarak ilerlemek	claw v.
53	General	pençe atmak	cloye v.
54	General	el pençe divan durmak	crouch v.
55	General	(kazmak, çukur açmak veya parçalamak için) pençe ya da pati kullanmak	scratch v.
56	General	(birine) el pençe divan durarak göz kulak olmak	housemaid v.
57	General	pençe gibi	clawlike adj.
58	General	pençe yapılmış (ayakkabı)	resoled adj.
59	General	pençe ile ilgili	ungual adj.
60	General	pençe gibi	talon-like adj.
61	General	pençe atılmamış	unclawed adj.
62	General	pençe ile ilgili	unguical adj.
63	General	pençe ile ilgili	unguicular adj.
64	General	(diş, pençe) savunma kısımları bulunmayan	mutic adj.
65	General	(diş, pençe) savunma kısımlarından yoksun	mutic adj.
66	General	pençe biçimli	claw-shaped adj.
67	General	pençe şekilli	claw-shaped adj.
68	General	pençe benzeri uzantıları olan	fanged adj.
69	General	el pençe divan	hand and foot adv.
70	General	pençe, kıskaç anlamı veren ön ek	chelo- pref.
71	General	pençe, kıskaç anlamı veren ön ek	cheli- pref.
Phrasals
72	Phrasals	el pençe divan durmak	grovel in (something) v.
73	Phrasals	pençe atmak	paw at v.
74	Phrasals	birinin/bir şeyin önünde el pençe divan durmak	bow before someone or something v.
75	Phrasals	el pençe divan durmak	bow before v.
76	Phrasals	önünde el pençe divan durmak	grovel to v.
77	Phrasals	karşısında el pençe divan durmak	grovel before v.
78	Phrasals	biri/bir şey karşısında el pençe divan durmak	grovel before someone or something v.
79	Phrasals	el pençe divan durmak	grovel in v.
Idioms
80	Idioms	el pençe divan durmak	dance attendance on someone v.
81	Idioms	el pençe divan durmak	dance attendance v.
82	Idioms	(yüksek pozisyondaki birine) el pençe divan olmak	touch (one's) forelock v.
83	Idioms	(yüksek pozisyondaki birine) el pençe divan olmak	tug (one's) forelock v.
84	Idioms	el pençe divan olmak	touch/tug your forelock v.
85	Idioms	el pençe divan olmak	tug your forelock v.
86	Idioms	pençe göstermek	get (one's) claws out v.
87	Idioms	el pençe divan durmak	dance attendance on (someone) v.
88	Idioms	el pençe divan durmak	dance attendance upon (someone) v.
89	Idioms	el pençe divan (durma)	forelock-tugging expr.
Technical
90	Technical	pençe geçirme	claw type n.
91	Technical	yarım pençe	shoulder n.
92	Technical	gizli pençe	shoulder n.
93	Technical	(ayakkabı veya botu) yarım pençe ile yenilemek	half-sole v.
94	Technical	(ayakkabı veya botu) yarım pençe ile yenilemek	half sole v.
Furniture
95	Furniture	pençe model mobilya ayağı	claw foot n.
Medical
96	Medical	pençe bandaj	accipiter n.
97	Medical	pençe el	claw hand n.
98	Medical	bebeklerin bir nesneyi pençe şeklinde tutması	raking grasp n.
99	Medical	pençe parmak deformitesi	claw toe deformity n.
100	Medical	pençe dokusu	paw tissue n.
101	Medical	inflamasyonlu pençe dokusu	inflamed paw tissue n.
102	Medical	pençe ayak	clawfoot n.
103	Medical	pençe ayak	pes cavus n.
104	Medical	pençe ayak	claw foot n.
Anatomy
105	Anatomy	pençe parmak	digitus fleksus v.
106	Anatomy	pençe parmak	claw toe v.
107	Anatomy	pençe ile ilgili	ungular adj.
Pathology
108	Pathology	pençe el	ectrodactyly n.
Biology
109	Biology	pençe benzeri yapı	fang n.
110	Biology	pençe ile ilgili	ungueal adj.
111	Biology	pençe şeklinde	unguiform adj.
Zoology
112	Zoology	orak pençe	sickle-claw n.
113	Zoology	keskin ve kıvrık pençe	falcula n.
114	Zoology	ön ayaktaki pençe	forepaw n.
115	Zoology	pençe gibi kıvrık ve sivri	falculate adj.
Botanic
116	Botanic	yeni zelanda'ya özgü, pençe veya gagaya benzeyen çiçekleri olan herdem yeşil bir çalı	parrot's bill n.
117	Botanic	yeni zelanda'ya özgü, pençe veya gagaya benzeyen çiçekleri olan herdem yeşil bir çalı	parrot's beak n.
Archaeology
118	Archaeology	uzun tüylü kuyruğu ve her kanadında üç pençe parmağı olan soyu tükenmiş ilkel bir kuş cinsi	archaeornis n.
Ornithology
119	Ornithology	tırtıklı pençe	pectinate claw n.
120	Ornithology	taraksı yapıda pençe	pectinate claw n.
121	Ornithology	dişli pençe	pectinate claw n.
Paleontology
122	Paleontology	ağır pençe	baryonyx n.
123	Paleontology	korkunç pençe	deinonychus n.
124	Paleontology	korkunç pençe	deinonychus n.
Star Wars
125	Star Wars	pençe bölgesi	claw territory n.
126	Star Wars	pençe platosu	claw plateau n.
127	Star Wars	imparatorluk pençe istasyonu	imperial claw station n.