produced - Turkish English Dictionary

produced

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "produced" in Turkish English Dictionary : 2 result(s)

English Turkish
General
produced adj. üretilen
The data it produces are input into the SAP accounting system, after having been checked by financial control.
Üretilen veriler mali kontrol tarafından kontrol edildikten sonra SAP muhasebe sistemine girilir.

More Sentences
Trade/Economic
produced adj. üretilmiş

Meanings of "produced" with other terms in English Turkish Dictionary : 53 result(s)

English Turkish
General
be produced v. üretilmek
About two-thirds of the Earth's oxygen is produced by phytoplankton.
Dünya'nın oksijenin yaklaşık üçte ikisi bitki plankton tarafından üretilir.

More Sentences
Trade/Economic
to be produced expr. üretilecek
The first hybrid model to be produced will be the revamped i20.
Üretilecek ilk hibrit model yenilenen i20 olacak.

More Sentences
General
have/get something produced v. ürettirmek
bread to be produced v. ekmek üretilmek
self produced adj. kendi kendine üretilmiş
mass produced adj. topluca üretilmiş
mass produced adj. topluca üretilen
produced by adj. yapımcı
self-produced adj. kendiliğinden olan
self-produced adj. kendinden üretilen
cleverly produced/created adj. zeka ürünü
locally produced adj. yerli yapım
Phrases
to be produced expr. ibraz edilmek üzere
Idioms
as fresh as the day it was produced expr. ilk günkü tazeliğini koruyan
Speaking
what was produced? expr. ne üretildi?
Trade/Economic
cost of fixed assets purchased, produced or constructed n. satın alınan, imal veya inşa edilen maddi duran varlıkların maliyeti
industrially produced modular unit n. endüstriyel modüler öğe
domestically produced goods n. yurtiçinde üretilen mallar
non-produced assets n. üretilmeyen/üretilmemiş varlıklar/aktifler
prices of other goods produced n. üretilen diğer malların fiyatları
goods to be produced n. üretilecek mallar
produced in adj. bir yerde imal edilmiş
produced in adj. bir yerde imal edilen
produced in adj. -de üretilmiş
serially produced adj. seri olarak üretilen
Industry
mass-produced adj. makine ile çok sayıda üretilen
Technical
sockets produced by casting n. döküm yoluyla imal edilen soketler
sockets produced by forging or machining (from the solid) n. dövme veya talaş kaldırma yoluyla imal edilen soketler
master alloys produced by melting n. ergitme yoluyla üretilen ön alaşımlar
traceability of the gas mixtures produced by a gas divider n. gaz bölücüsü ile üretilen gaz karışımları
Computer
produced by AI adj. yapay zeka tarafından üretilmiş
Automotive
engine assemblies ford produced spark ignition vee n. ford imali kıvılcım ateşlemeli v-motor tertibatı
engine assemblies ford produced diesel in-line n. ford imali dizel sıralı motor tertibatı
engine assemblies ford produced spark ignition in-line n. ford imali kıvılcım ateşlemeli sıralı motor tertibatı
engine assemblies ford produced diesel vee n. ford imali dizel v-motor tertibatı
engine assemblies vendor produced diesel in-line n. tedarikçi imali dizel sıralı motor tertibatı
engine assemblies vendor produced spark ignition vee n. tedarikçi imali kıvılcım ateşlemeli v-motor tertibatı
engine assemblies vendor produced spark ignition in-line n. tedarikçi imali kıvılcım ateşlemeli sıralı motor tertibatı
engine assemblies vendor produced diesel vee n. tedarikçi imali dizel v-motor tertibatı
suppression of radio interference produced by spark-ignition engines fitted to motor vehicles n. motorlu araçlarda bulunan kıvılcımlı ateşleme ile çalışan motorların radyolarda neden olduğu parazitlenmenin giderilmesi
mass produced car n. seri üretim otomobil
ford produced-n/a-electric adj. ford imali-n/a-elektrikli
vendor produced-spark ignition-rotary adj. tedarikçi imali-kıvılcım ateşlemeli-sıralı
north american produced adj. kuzey amerika'da üretilmiş
Gastronomy
locally produced brandy n. kanyak
Biology
a polysaccharide produced in basophils (especially in the lung and liver) and that inhibits the activity of thrombin in coagulation of the blood n. bazofillerde üretilen bir polisakkarit
Agriculture
suppression of radio interference produced by spark-ignition engines fitted to wheeled agricultural or forestry tractors n. tekerlekli tarım veya orman traktörlerinin kıvılcım ateşlemeli motorlarının ürettiği radyo parazitlerinin giderilmesi (elektromanyetik uyumluluk)
Environment
sludge produced n. elde edilen çamur
sludge produced n. oluşan çamur
Modern Slang
alwp (actual laughter was produced) expr. çok güldüm
alwp (actual laughter was produced) expr. sesli güldüm
alwp (actual laughter was produced) expr. gülmekten yerlere yattım
alwp (actual laughter was produced) expr. kahkahalara boğuldum