English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | push through n. | tüfek deliğini temizleyen cihaz |
General | push through v. | kabule zorlamak |
General | push through v. | (yasa) zorla geçirmek |
Phrasals | ||
Phrasals | push through v. | sokmak |
Phrasals | push through v. | içine itmek |
Phrasals | push through v. | iterek/bastırarak geçirmek |
Phrasals | push through v. | yararak ilerlemek |
Phrasals | push through v. | iterek arasından ilerlemek/geçmek |
Phrasals | push through v. | (bir yasanın, tasarının) geçmesini sağlamak |
Phrasals | push through v. | (bir yasayı, tasarıyı) zorla geçirmek |
Phrasals | push through v. | (bir yasayı, tasarıyı) geçirmeye uğraşmak |
Phrasals | push through v. | (bir yasayı, tasarıyı) geçmesi için bastırmak/baskı yapmak |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | push something through v. | bir şeyi kabul ettirmek | ||
General | push one's way through v. | kalabalığı yararak ilerlemek | ||
General | push-through adj. | içeriden itilen | ||
General | push-through adj. | içten itilerek çalıştırılan | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | push something through v. | (bir iğneyi kumaştan vb) geçirmek | ||
Phrasals | push something through v. | (bir kararı bir komiteden vb) bir şeyi bir yerden geçirmek | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | push one's way through the crowd v. | kalabalığı yararak ilerlemek | ||
Idioms | ||||
Idioms | push something all the way through v. | bir şeyi sonuna kadar zorlamak | ||