söylenmiş - Turkish English Dictionary

söylenmiş

Meanings of "söylenmiş" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
söylenmiş enounced adj.
söylenmiş told adj.
söylenmiş said adj.
söylenmiş termed adj.

Meanings of "söylenmiş" with other terms in English Turkish Dictionary : 48 result(s)

Turkish English
General
söylenmiş olmak be said v.
Sami could hear what was being said in the next room.
Sami yandaki odada ne söylenmekte olduğunu duyabildi.

More Sentences
irticalen söylenmiş şiir veya çalınan müzik parçası extemporisation n.
irticalen söylenmiş şiir veya çalınan müzik parçası extemporization n.
başkası için söylenmiş şey office n.
etraflıca söylenmiş expatiated adj.
söylenmiş (fikir, düşünce) emitted adj.
düşünmeden söylenmiş unconsidered adj.
hazırlıksız söylenmiş extemporised adj.
sır olarak söylenmiş told in confidence adj.
evvelce söylenmiş aforesaid adj.
ısrarla söylenmiş emphasized adj.
gizlice söylenmiş auricular adj.
irticalen söylenmiş extemporized adj.
irticalen söylenmiş extemporised adj.
hazırlıksız söylenmiş extemporized adj.
doğaçtan söylenmiş improvised adj.
tane tane söylenmiş articulate adj.
ısrarla söylenmiş emphasised adj.
iki anlama gelecek şekilde söylenmiş equivocated adj.
anlaşılmaz şekilde söylenmiş jabbered adj.
kızgınlıkla söylenmiş snarled adj.
düşünmeden söylenmiş ya da yapılmış careless adj.
başka türlü söylenmiş rephrased adj.
üstü kapalı söylenmiş alluded adj.
evvelce söylenmiş above-named adj.
yerinde söylenmiş well-said adj.
çok söylenmiş twice told adj.
önceden söylenmiş olan canned adj.
sırf söylenmiş olması için söylenen rhetorical adj.
aşırı rahat şekilde söylenmiş glib adj.
aşırı derecede tane tane söylenmiş over-articulate adj.
yumuşakça söylenmiş silken adj.
sorumsuzca söylenmiş freewheeling adj.
tatlılıkla söylenmiş pretty-spoken adj.
son sözü söylenmiş sealed adj.
söylenmiş olduğu üzere as already implied adv.
Colloquial
düşünmeden/düşüncesizce söylenmiş throwaway adj.
iyi söylenmiş well put adj.
Idioms
(yazılmış ya da söylenmiş bir şeyi) doğru kabul etmek take as gospel v.
hatasız çalınmış, söylenmiş, yazılmış pitch-perfect adj.
kusursuz çalınmış, söylenmiş, yazılmış pitch-perfect adj.
amerikan senatör elizabeth warren hakkında yapılan bir konuşmada söylenmiş ve sonrasında feminist bir slogana dönüşmüş ifade nevertheless, she persisted expr.
Speaking
güzel söylenmiş well put adj.
Literature
sırf söylenmiş olması için söylenen rhet (rhetorical) abrev.
Linguistics
açıkça söylenmiş articulated adj.
Music
(şarkı) tekrar tekrar söylenmiş decantate adj.
Cinema
(ilk olarak game of thrones'da söylenmiş) kış mevsiminin zorluklarını bilmeyen kimse sweet summer child n.
Archaic
söylenmiş şey tell [dialect] n.