sözdizimsel - Turkish English Dictionary

sözdizimsel

Meanings of "sözdizimsel" in English Turkish Dictionary : 5 result(s)

Turkish English
Technical
sözdizimsel syntactic adj.
Syntactic analysis focuses on the structure and arrangement of words.
Sözdizimsel analiz kelimelerin yapısı ve düzenine odaklanır.

More Sentences
Linguistics
sözdizimsel syntactical adj.
Phrases are syntactical units.
İfadeler sözdizimsel birimlerdir.

More Sentences
Logic
sözdizimsel metalogical adj.
Linguistics
sözdizimsel syntactic adj.
sözdizimsel syntagmatic adj.

Meanings of "sözdizimsel" with other terms in English Turkish Dictionary : 53 result(s)

Turkish English
Linguistics
sözdizimsel olarak syntactically adv.
This phrase is grammatically and syntactically correct, but it doesn't sound very English.
Bu cümle dilbilgisel ve sözdizimsel olarak doğru, ancak kulağa çok İngilizce gelmiyor.

More Sentences
General
cümlenin sözdizimsel veya ritmik birimi member n.
sözdizimsel veya duygusal ayrım yaratan ses tonu değişimi intonation n.
sözdizimsel birim syntagma n.
sözdizimsel bağlantısı olan sözcük syntagma n.
Technical
sözdizimsel analiz syntax analysis n.
sözdizimsel analiz parsing n.
sözdizimsel çözümleme syntactic analysis n.
sözdizimsel dil çözümlemesi syntactic language analysis n.
Computer
sözdizimsel çözümleme syntactic analysis n.
sözdizimsel hata syntactic error n.
sözdizimsel analiz parsing n.
(koddan) gereksiz tüm sözdizimsel unsurları çıkarmak desugar v.
Informatics
sözdizimsel çözümleyici syntactic analyzer n.
sözdizimsel hata syntactic error n.
sözdizimsel analiz syntactic analysis n.
Psychology
sözdizimsel afazi syntactic aphasia n.
Logic
aynı sözdizimsel ilişkiye dahil olan elemanlar type n.
formül veya ifadenin türetilme koşullarını belirten sözdizimsel kural introduction n.
(göstergebilimde) sözdizimsel boyut syntactics n.
Linguistics
sözdizimsel sonuç syntactic consequence n.
sözdizimsel bileşen syntactic component n.
sözdizimsel vurgu syntactic stress rule n.
sözdizimsel eşdeğerlilik syntactic equivalence n.
sözdizimsel-anlamsal belirsizlik syntactic-semantic ambiguity n.
sözdizimsel dil çözümlemesi syntactic language analysis n.
cümle içinde bir sözdizimsel yapıdan diğerine geçiş anacoluthia n.
cümle içinde bir sözdizimsel yapıdan diğerine geçiş anacoluthon n.
sözdizimsel olarak bağlantılı olmayan ve birbirine yakın iki kelime arasındaki gramer uyumu attraction n.
hem biçimbilimsel hem de sözdizimsel özelliklere sahip dilbilgisi kategorilerinin veya dil birimlerinin incelenmesi morphosyntax n.
özellikleri hem biçimbilimsel hem de sözdizimsel ölçütlere göre tanımlanabilen dil birimlerini belirleyen kurallar dizisi morphosyntax n.
sözdizimsel hareket movement n.
(dile özgü) sözdizimsel yapı idiotism n.
iki sözcük, ifade veya cümle arasındaki sözdizimsel ilişki construction n.
sahiplik belirtmede kullanılan iki isim arasındaki sözdizimsel uyum possession n.
amerikan işaret dilindeki işaretleri temel alan fakat sözdizimsel olarak ingilizce grameri kullanan bir işaret dili signed english n.
amerikan işaret dilindeki işaretleri temel alan fakat sözdizimsel olarak ingilizce grameri kullanan bir işaret dili sign english n.
sözdizimsel hareket göstermek move v.
sözdizimsel yapıda kopyalanmak veya yeni konuma taşınmak move v.
(sözdizimsel birimleri) eşit seviyede birleştirmek coordinate v.
(sözdizimsel birimleri) eşit seviyede bağlamak coordinate v.
(sözdizimsel yapıda) farklı yere taşınmak scramble v.
sözdizimsel olarak ilişkili relational adj.
biçim-sözdizimsel morphosyntactic adj.
biçim-sözdizimsel morpho-syntactic adj.
sözdizimsel tutarsızlıklardan anacoluthic adj.
sözdizimsel tutarsızlıklarla ilgili anacoluthic adj.
sözdizimsel olarak bağımsız olan main adj.
kelime grubundan oluşan (sözdizimsel birim) group adj.
sözdizimsel birime ait olan connex adj.
sözdizimsel birim oluşturan connex adj.
sözdizimsel diziye ait sentential adj.
sözdizimsel dizi ile ilişkili sentential adj.