History

see to

Meanings of "see to" in Turkish English Dictionary : 17 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	see to v.	bakmak
2	General	see to v.	icabına bakmak
3	General	see to v.	çaresine bakmak
4	General	see to v.	ilgilenmek
5	General	see to v.	ile ilgilenmek
6	General	see to v.	alakadar olmak
Phrasals
7	Phrasals	see to v.	icabına bakmak
8	Phrasals	see to v.	halletmek
9	Phrasals	see to v.	ilgilenmek
10	Phrasals	see to v.	gereğini yapmak
11	Phrasals	see to v.	alakadar olmak
12	Phrasals	see to v.	incelemek
13	Phrasals	see to v.	tahkik etmek
14	Phrasals	see to v.	kontrol etmek
15	Phrasals	see to v.	araştırmak
16	Phrasals	see to v.	gözden geçirmek
17	Phrasals	see to v.	bakmak

Meanings of "see to" with other terms in English Turkish Dictionary : 359 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	woman sent to see a marriageable girl n.	görücü
2	General	place to see n.	görülecek yer
3	General	see eye to eye v.	tamamen aynı fikirde olmak
4	General	go to see v.	ziyaretine gitmek
5	General	see eye to eye v.	aynı fikirde olmak
6	General	see eye to eye with v.	aynı fikirde olmak
7	General	long to see again v.	hasretini çekmek
8	General	go to see v.	görmeye gitmek
9	General	see fit to v.	uygun görmek
10	General	live to see one's children grow up and get married v.	mürüvvetini görmek
11	General	make hard to see v.	görülmesi zor hale getirmek
12	General	see eye to eye v.	her konuda anlaşmak
13	General	see to something v.	bakmak
14	General	go to see v.	ile görüşmeye gitmek
15	General	go to see v.	bir amaç için bir yere gitmek
16	General	happen to see naked legs v.	frikik yakalamak
17	General	pretend not to see v.	görmezlikten gelmek
18	General	be able to see v.	görebilmek
19	General	live long enough (to see) v.	ömrü yetmek
20	General	long to see (someone) again v.	hasretle beklemek
21	General	want to see v.	görmek istemek
22	General	wait to see which way the cat will jump v.	yaş tahtaya basmamak
23	General	fail to see v.	görememek
24	General	be not exactly overjoyed to see someone v.	birisini gördüğüne tam olarak sevinmemek
25	General	open the door to see who it is v.	kim olduğunu öğrenmek için kapıyı açmak
26	General	inspect the bedsheets to see if there was any blood v.	çarşaflara bakarak kan olup olmadığına bakmak
27	General	pretend not to see v.	göz yummak
28	General	pretend not to see v.	görmezlikten gelmek
29	General	inspect the bedsheets to see if there was any blood v.	kan var mı yok mu diye çarşaflara bakmak
30	General	worth to see adj.	görmeye değer
31	General	a world to see adj.	şaşkınlık veya hayranlık uyandıran
32	General	a world to see adj.	görülmeye değer
Phrasals
33	Phrasals	see someone up to something v.	birine yukarıya kadar eşilik etmek
34	Phrasals	see someone down to something v.	birine aşağıya kadar eşlik etmek
35	Phrasals	see someone back (to something) v.	birine (bir yere dönüşünde) refakat etmek
36	Phrasals	see someone up to something v.	birini yukarıya kadar geçirmek
37	Phrasals	see (one) down (to something or some place) v.	-e kadar geçirmek
38	Phrasals	see (one) down (to something or some place) v.	uğurlamak
39	Phrasals	see (one) down (to something or some place) v.	yolcu etmek
40	Phrasals	see (one) down (to something or some place) v.	aşağıya kadar eşlik etmek
41	Phrasals	see (one) back (to something or some place) v.	(birine bir şeye/bir yere) dönerken eşlik etmek
42	Phrasals	see (one) back (to something or some place) v.	(birine bir şeye/bir yere) dönerken refakat etmek
43	Phrasals	see (one) back (to something or some place) v.	(birini bir şeye/bir yere) geri bırakmak
44	Phrasals	see (one) to (some place) v.	(birini bir yere) bırakmak
45	Phrasals	see (one) to (some place) v.	(birine bir yere) kadar eşlik/refakat etmek
46	Phrasals	see (one) to (something) v.	(birini bir şeye) bırakmak
47	Phrasals	see (one) to (something) v.	(birine bir şeye) kadar eşlik/refakat etmek
48	Phrasals	see (one) to (something) v.	(birini) bir şeye kadar geçirmek
49	Phrasals	see down to v.	aşağıya kadar eşlik etmek
50	Phrasals	see down to v.	yolcu etmek
51	Phrasals	see down to v.	uğurlamak
52	Phrasals	see down to v.	-e kadar geçirmek
53	Phrasals	see to (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) ilgilenmek
54	Phrasals	see to (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) halletmek
55	Phrasals	see to (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) alakadar olmak
56	Phrasals	see to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) bakmak
57	Phrasals	see to (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) çaresine bakmak
58	Phrasals	see up to v.	yukarıya kadar eşlik etmek
59	Phrasals	see up to v.	yukarıya kadar geçirmek
Phrases
60	Phrases	it is more common to see expr.	daha yaygın görülür
61	Phrases	to the extent i see expr.	gördüğüm kadarıyla
62	Phrases	the events you are about to see expr.	izlemek üzere olduğunuz olaylar
63	Phrases	let the experts see to it expr.	işi uzmanına bırakın
64	Phrases	places to see before you die expr.	ölmeden önce görülmesi gereken yerler
65	Phrases	place to see before you die expr.	ölmeden önce görülmesi gereken yer
66	Phrases	hope to see you again expr.	tekrar görüşmek dileğiyle
67	Phrases	hope to see you again expr.	tekrar görüşmek üzere
Colloquial
68	Colloquial	go to see a man about a dog n.	bir yere kadar gidiyorum anlamında söylenen bir söz
69	Colloquial	see about/to v.	ayarlamak
70	Colloquial	see to it that something is done v.	bir şeyin yapıldığından emin olmak
71	Colloquial	see to it that v.	-den emin olmak
72	Colloquial	be glad to see the back of (someone) v.	(birinin) gitmesine memnun olmak
73	Colloquial	be glad to see the back of (someone) v.	(birinin) gitmesine sevinmek
74	Colloquial	be glad to see the back of (someone) v.	(birinin) gitmesinden mutluluk duymak
75	Colloquial	be glad to see the back of (someone) v.	(birinden) kurtulduğuna sevinmek
76	Colloquial	be glad to see the back of (something) v.	(bir şeyin) bitmesine memnun olmak
77	Colloquial	be glad to see the back of (something) v.	(bir şeyin) bitmesine sevinmek
78	Colloquial	be glad to see the back of (something) v.	(bir şeyin) bitmesinden mutluluk duymak
79	Colloquial	be glad to see the back of (something) v.	(bir şeyden) kurtulduğuna sevinmek
80	Colloquial	be glad to see the back of someone or something [uk] v.	birinin/bir şeyin gitmesine memnun olmak
81	Colloquial	be glad to see the back of someone or something [uk] v.	birinin/bir şeyin gitmesine sevinmek
82	Colloquial	be glad to see the back of someone or something [uk] v.	birinin/bir şeyin gitmesinden mutluluk duymak
83	Colloquial	be glad to see the back of someone or something [uk] v.	birinden/bir şeyden kurtulduğuna sevinmek
84	Colloquial	see (to it) that (something happens) v.	(bir şeyin) yapıldığından/gerçekleştiğinden emin olmak
85	Colloquial	see (to it) that (something happens) v.	(bir şeyin) olduğundan/yerine getirildiğinden emin olmak
86	Colloquial	see to it v.	emin olmak
87	Colloquial	see to some place v.	-e kadar geçirmek
88	Colloquial	see to some place v.	uğurlamak
89	Colloquial	see to some place v.	yolcu etmek
90	Colloquial	see to some place v.	-e kadar eşlik etmek
91	Colloquial	good to see you smiling expr.	gülümsediğini görmek güzel
92	Colloquial	we'd like to see you anytime/again expr.	yine bekleriz
93	Colloquial	there for everyone to see expr.	kabak gibi ortada
94	Colloquial	there for everyone to see expr.	herkesin gözüne sokacak şekilde
95	Colloquial	there for everyone to see expr.	meydanda
96	Colloquial	there for everyone to see expr.	görmemenin imkansız olduğu bir yerde
97	Colloquial	is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché] expr.	cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördüğüne mi heyecanlandın
98	Colloquial	is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché] expr.	cebinde muz, silah, salatalık mı taşıyorsun yoksa beni gördüğüne çok mu sevindin
99	Colloquial	is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché] expr.	cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördün diye ereksiyon mu oldun
100	Colloquial	(I) hope to see you again (soon/sometime) expr.	umarım (yakında) tekrar görüşürüz
101	Colloquial	(I) hope to see you again (soon/sometime) expr.	umarım seni (yakında) tekrar görürüm
102	Colloquial	(I) hope to see you again (soon/sometime) expr.	(yakında) tekrar görüşmek dileğiyle
103	Colloquial	(I) hope to see you again (soon/sometime) expr.	(yakında) yine görüşmek dileğiyle
104	Colloquial	(it's) nice to see you expr.	seni gördüğüme sevindim
105	Colloquial	(it's) nice to see you expr.	seni gördüğüme memnun oldum
106	Colloquial	(it's) nice to see you expr.	seni görmek güzeldi
107	Colloquial	(it's) nice to see you, too expr.	ben de seni gördüğüme sevindim
108	Colloquial	(it's) nice to see you, too expr.	ben de seni gördüğüme memnun oldum
109	Colloquial	(it's) nice to see you, too expr.	seni de görmek güzeldi
110	Colloquial	am I glad to see you! expr.	seni gördüğüme çok sevindim
111	Colloquial	am I glad to see you! expr.	iyi ki geldin
112	Colloquial	am I glad to see you! expr.	seni gördüğüme çok sevindim
113	Colloquial	am I glad to see you! expr.	iyi ki geldin
114	Colloquial	for all to see expr.	açık seçik şekilde
115	Colloquial	for all to see expr.	herkesin önünde
116	Colloquial	for all to see expr.	ele güne karşı
117	Colloquial	for all to see expr.	herkesin gözü önünde
118	Colloquial	for all to see expr.	ulu orta
119	Colloquial	it was nice to see you expr.	seni/sizi görmek güzeldi
120	Colloquial	it was nice to see you expr.	görüştüğümüze sevindim
121	Colloquial	it was nice to see you expr.	seninle/sizinle görüşmek güzeldi
122	Colloquial	I will see to it! expr.	ilgileneceğim!
123	Colloquial	I will see to it! expr.	bakacağım!
124	Colloquial	I will see to it! expr.	ilgileneceğim!
125	Colloquial	I will see to it! expr.	bakacağım!
Idioms
126	Idioms	see to one's needs v.	ihtiyaçlarını karşılamak
127	Idioms	see (one's) way (clear) to (doing something) v.	(bir şey yapma) şansı bulmak
128	Idioms	see (one's) way (clear) to (doing something) v.	... (bir şey yapma) ihtimali olmak
129	Idioms	see (one's) way (clear) to (doing something) v.	... (bir şey yapma) şansını yakalamak
130	Idioms	see (one's) way (clear) to (doing something) v.	(bir şey yapma) fırsatı doğmak
131	Idioms	see (one's) way (clear) to (doing something) v.	(bir şey yapma) yolu açılmak
132	Idioms	see one's way to v.	bir şey yapma şansı bulmak
133	Idioms	see one's way to v.	... ihtimali olmak
134	Idioms	see one's way to v.	... şansını yakalamak
135	Idioms	see one's way to v.	fırsatı doğmak
136	Idioms	see one's way to v.	fırsat bulmak
137	Idioms	see one's way to v.	yolu açılmak
138	Idioms	see your way clear to do (or doing) something v.	(bir şey yapma) şansı bulmak
139	Idioms	see your way clear to do (or doing) something v.	... (bir şey yapma) ihtimali olmak
140	Idioms	see your way clear to do (or doing) something v.	... (bir şey yapma) şansını yakalamak
141	Idioms	see your way clear to do (or doing) something v.	(bir şey yapma) fırsatı doğmak
142	Idioms	see your way clear to do (or doing) something v.	(bir şey yapma) yolu açılmak
143	Idioms	not able to see the wood for the trees v.	ayrıntılara takılıp genel çerçeveden bakamamak/görememek
144	Idioms	not able to see the wood for the trees v.	ayrıntılara takılıp büyük resmi görememek
145	Idioms	not able to see the wood for the trees v.	ayrıntılara takılıp olayın bütününü görememek
146	Idioms	begin to see the light v.	anlamaya başlamak
147	Idioms	see eye to eye v.	aynı ağızı kullanmak
148	Idioms	see eye to eye v.	aynı kanaatte olmak
149	Idioms	not able to see the forest for the trees v.	ayrıntılar içinde boğulmak
150	Idioms	not able to see the forest for the trees v.	ayrıntılarla uğraşıp büyük resmi görememek
151	Idioms	see someone to the door v.	birini kapıya kadar geçirmek
152	Idioms	be (glad/happy/pleased) to see the back of somebody v.	birinin gitmesine sevinmek
153	Idioms	see your way clear to doing something v.	bir şeyi yapmanın yolunu/yöntemini bilmek
154	Idioms	see fit to do something v.	bir şeyi yapmayı uygun bulmak/görmek
155	Idioms	see someone to the door v.	birine kapıya kadar eşlik etmek
156	Idioms	see somebody to the door v.	birini (kapıya kadar) geçirmek
157	Idioms	see someone to the door v.	birini (kapıya kadar) geçirmek
158	Idioms	see someone to the door v.	birini kapıya kadar uğurlamak
159	Idioms	see your way clear to doing something v.	bir şeyi yapabilmek için önünün açık olduğunu görmek/fark etmek
160	Idioms	pretend not to see v.	görmezlikten gelmek
161	Idioms	never want to see the likes of someone again v.	gibisini bir daha görmek istememek
162	Idioms	see someone to the door v.	kapıya kadar eşlik etmek
163	Idioms	see eye to eye with v.	kesinlikle anlaşmak
164	Idioms	never want to see the likes of someone again v.	senin/onun gibi birisini bir daha görmek istememek
165	Idioms	begin to see daylight v.	tünelin ucundaki ışığı görmek (çok çalışıp sonuca ulaşmak)
166	Idioms	begin to see daylight v.	tünelin sonundaki ışığı görmek
167	Idioms	going to see mrs. murphy v.	lavaboya gitmek
168	Idioms	going to see mrs. murphy v.	yüz numaraya gitmek
169	Idioms	fail to see v.	anlayamamak
170	Idioms	fail to see v.	kabul edememek
171	Idioms	not see eye to eye v.	aynı fikirde olmamak
172	Idioms	not see eye to eye v.	anlaşamamak
173	Idioms	not see eye to eye v.	aynı kanaatte olmamak
174	Idioms	not see eye to eye v.	hemfikir olmamak
175	Idioms	not see eye to eye v.	uyuşmamak
176	Idioms	not see eye to eye v.	ayrı fikirlerde olmak
177	Idioms	not see eye to eye v.	fikir ayrılığına düşmek
178	Idioms	see eye to eye about (something) v.	(bir konuda) anlaşmak
179	Idioms	see eye to eye about (something) v.	(bir konuda) hemfikir olmak
180	Idioms	see eye to eye about (something) v.	(bir konuda) aynı kanaatte olmak
181	Idioms	see eye to eye on (something) v.	(bir konuda) anlaşmak
182	Idioms	see eye to eye on (something) v.	(bir konuda) hemfikir olmak
183	Idioms	see eye to eye on (something) v.	(bir konuda) aynı kanaatte olmak
184	Idioms	see eye to eye with (someone) v.	(biriyle) hemfikir olmak
185	Idioms	see eye to eye with (someone) v.	(biriyle) aynı kanaatte olmak
186	Idioms	see eye to eye with (someone) v.	(biriyle) aynı düşüncede olmak
187	Idioms	see your way to doing something v.	bir şeyi yapmanın yolunu/yöntemini bilmek
188	Idioms	see your way to doing something v.	bir şeyi yapabilmek için önünün açık olduğunu görmek/fark etmek
189	Idioms	see your way to doing something v.	bir şey yapma şansı bulmak/şansını yakalamak
190	Idioms	see your way to doing something v.	bir şey yapma fırsatı doğmak
191	Idioms	see your way to doing something v.	bir şey yapma yolu açılmak
192	Idioms	from can see to can't see [us/south africa] adv.	gün doğumundan gün batımına kadar
193	Idioms	from can see to can't see [us/south africa] adv.	günün ağarmasından batmasına dek
194	Idioms	from can see to can't see [us/south africa] adv.	güneşin doğmasından batmasına kadar
195	Idioms	from can see to can't see [us/south africa] adv.	sabahın ilk ışıklarından akşam hava kararıncaya dek
196	Idioms	from can see to can't see [us/south africa] adv.	tan yerinin aydınlanmasından akşamın karanlığına kadar
197	Idioms	for all the world to see expr.	açık seçik şekilde
198	Idioms	for all the world to see expr.	ele güne karşı
199	Idioms	for all the world to see expr.	herkesin gözü önünde
200	Idioms	for all the world to see expr.	herkesin önünde
201	Idioms	I've got to fly see you later expr.	kaçmalıyım sonra görüşürüz
202	Idioms	got to fly see you later expr.	kaçmalıyım sonra görüşürüz
203	Idioms	for all the world to see expr.	tüm dünya görsün diye
204	Idioms	for all the world to see expr.	ulu orta
205	Idioms	(boy,) am I glad to see you! expr.	(seni gördüğüme sevindim) iyi ki geldin
206	Idioms	I need to go see a man about a dog expr.	bir yere kadar gidiyorum/gideceğim
207	Idioms	I need to go see a man about a dog expr.	halletmem gereken bir şey/iş var
208	Idioms	I have to go see a man about a dog expr.	bir yere kadar gidiyorum
209	Idioms	I have to go see a man about a dog expr.	işlerim var
210	Idioms	I have to go see a man about a dog expr.	biraz işim var, gitmem lazım
Formal
211	Formal	I shall be very charmed to see you expr.	sizi gördüğüme çok memnun olacağım
Speaking
212	Speaking	I would like to see a gold ring expr.	altın bir yüzük görmek isterdim
213	Speaking	I don't want to see you anymore expr.	artık seninle görüşmek istemiyorum
214	Speaking	I want to see my lawyer expr.	avukatımı görmek istiyorum
215	Speaking	would you like to see the soles of my feet? expr.	ayak tabanlarımı görmek ister misin?
216	Speaking	I didn't want you to see this expr.	bunu görmeni istemedim
217	Speaking	he/she came to see me expr.	beni görmeye geldi
218	Speaking	he never comes to see me expr.	beni görmeye hiç gelmez
219	Speaking	you have to see a doctor expr.	bir doktora gitmelisin
220	Speaking	he came to see us once expr.	bir yol bize uğradı
221	Speaking	you need to see a lawyer expr.	bir avukatla görüşmeniz gerek
222	Speaking	we don't have to wait 10 years to see each other again expr.	birbirimizi yeniden görmek için 10 yıl beklememize gerek yok
223	Speaking	we need to see a lawyer expr.	bir avukatla görüşmemiz gerek
224	Speaking	you must be glad to see me expr.	beni gördüğüne sevinmiş olmalısın
225	Speaking	you have to see this expr.	bunu görmen lazım
226	Speaking	will you come to see me expr.	beni görmeye gelecek misin
227	Speaking	there's someone here to see you expr.	burada sizi görmek isteyen birisi var
228	Speaking	thanks so much for taking the time to see me expr.	beni görmeye zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim
229	Speaking	you have to see this expr.	bunu görmelisin
230	Speaking	you weren't supposed to see that expr.	bunu görmemen gerekiyordu
231	Speaking	I'm sorry you had to see that expr.	bunu görmek zorunda kaldığınız için kusura bakmayın
232	Speaking	will you come to see me expr.	beni görmeye gelir misin
233	Speaking	I need to see a man about a dog expr.	bir yere kadar gidip geliyorum (birini ekerken söylenir)
234	Speaking	did he say why he wanted to see me? expr.	beni neden görmek istediğini söyledi mi?
235	Speaking	I'm sorry you had to see that expr.	bunu görmek zorunda kaldığınız için özür dilerim
236	Speaking	it's rare to see such a happy couple nowadays expr.	bugünlerde böyle mutlu bir çift görmek çok zor
237	Speaking	I hardly see the relevance of this to what we do expr.	bizim yaptığımız şeyle bunun ne alakası var anlamıyorum
238	Speaking	I'm sorry you had to see that expr.	bunu görmek zorunda kaldığın için özür dilerim
239	Speaking	try to see it my way expr.	bir de benim gözümden bakmayı dene
240	Speaking	you need to see a lawyer expr.	bir avukatla görüşmen gerek
241	Speaking	you must be pleased to see me expr.	beni gördüğüne sevinmiş olmalısın
242	Speaking	we came all this way to see you expr.	bunca yolu seni görmek için geldik
243	Speaking	try to see it my way expr.	bir de benim açımdan bakmayı dene
244	Speaking	i'm sorry you had to see that expr.	bunu görmek zorunda kaldığın için kusura bakma
245	Speaking	do you want to see me again? expr.	benimle tekrar görüşecek misin?
246	Speaking	do you want to see me expr.	beni görmek istiyor musun
247	Speaking	you may not want to see this expr.	bunu görmek istemeyebilirsin
248	Speaking	nice to see you too expr.	ben de seni gördüğüme sevindim
249	Speaking	be the change you want to see in the world expr.	dünyada görmek istediğin değişimin bir parçası ol
250	Speaking	be part of a change you want to see in the world expr.	dünyada görmek istediğin değişimin bir parçası ol
251	Speaking	did you see what happened to others? expr.	diğerlerine ne olduğunu gördün mü?
252	Speaking	we don't want to see anybody left behind expr.	hiç kimsenin geride kaldığını görmek istemiyoruz
253	Speaking	you have to see expr.	görmen lazım
254	Speaking	I don't want to see expr.	görmek istemiyorum
255	Speaking	hope to see you soon expr.	en kısa zamanda görüşmek dileğiyle
256	Speaking	hope to see you asap expr.	en kısa zamanda görüşmek dileğiyle
257	Speaking	do you want to see it? expr.	görmek ister misin?
258	Speaking	hope to see you soon expr.	en kısa zamanda görüşmek umuduyla
259	Speaking	it's good to see everybody here today expr.	herkesin bugün burada olduğunu görmek güzel
260	Speaking	do you want to see my impression of an elephant? expr.	fil taklidimi görmek ister misin?
261	Speaking	I want to see expr.	görmek istiyorum
262	Speaking	hope to see you asap expr.	en kısa zamanda görüşmek umuduyla
263	Speaking	hoping to see you expr.	görüşmek dileğiyle
264	Speaking	hope to see you expr.	görüşmek dileğiyle
265	Speaking	it's nice to see everyone here expr.	herkesi burada görmek çok güzel
266	Speaking	I wish I were blind to not see that expr.	gözlerim kör olsaydı da görmez olaydım
267	Speaking	I wish I were blind to not see that expr.	görmez olaydım
268	Speaking	people come from all over the world to see this expr.	insanlar dünyanın dört bir yanından bunu görmek için geliyor
269	Speaking	I wish I were blind to not see that expr.	keşke görmez olsaydım
270	Speaking	he needs to see a doctor expr.	onun bir doktora görünmesi lazım
271	Speaking	the last people to see him alive expr.	onu yaşarken/canlı gören son insanlar
272	Speaking	did you get a chance to see him? expr.	onu görme fırsatın oldu mu?
273	Speaking	you have to see them expr.	onları görmelisin
274	Speaking	I want to see her expr.	onu görmek istiyorum
275	Speaking	did you get a chance to see her? expr.	onu görme şansın oldu mu?
276	Speaking	I fail to see why expr.	nedenini anlamıyorum
277	Speaking	she needs to see a doctor expr.	onun bir doktora görünmesi lazım
278	Speaking	did you get a chance to see him? expr.	onu görme şansın oldu mu?
279	Speaking	we don't ever have to see him again expr.	onu bir daha görmek zorunda değiliz
280	Speaking	did you get a chance to see her? expr.	onu görme fırsatın oldu mu?
281	Speaking	it's so nice to see you hanging around again expr.	seni yeniden buralarda takılırken görmek çok güzel
282	Speaking	I want to see you expr.	seni görmek istiyorum
283	Speaking	what ı wouldn't give just to see you expr.	seni görmek için neler vermezdim
284	Speaking	good to see you again expr.	seni yeniden görmek güzel
285	Speaking	nice to see you expr.	sizi gördüğüme sevindim
286	Speaking	I'd be happy to see you there expr.	seni orada görmekten mutluluk duyarım
287	Speaking	I hope to see you again expr.	seni tekrar görmeyi ümit ediyorum
288	Speaking	he wants to see you expr.	seni görmek istiyor
289	Speaking	it is good to see you expr.	seni görmek çok güzel
290	Speaking	there's somebody here to see you expr.	seni görmeye gelen biri var
291	Speaking	I never thought I'd be happy to see you expr.	seni gördüğüme sevineceğim hiç aklıma gelmezdi
292	Speaking	I would give my right arm just to see you expr.	seni görmek için neler vermezdim
293	Speaking	it's so good to see you again expr.	sizi yeniden görmek ne güzel
294	Speaking	we are glad to see you here expr.	sizi burada görmekten memnun olduk
295	Speaking	I'll try to see you later expr.	sonra görüşürüz/konuşuruz
296	Speaking	I need to see you expr.	seni görmeliyim
297	Speaking	it's good to see you here expr.	seni burada görmek güzel
298	Speaking	I would give anything to see you expr.	seni görmek için neler vermezdim
299	Speaking	I can't wait to see you expr.	seni görmek için sabırsızlanıyorum
300	Speaking	I don't want to see you sad expr.	seni üzgün görmek istemiyorum
301	Speaking	good to see you again expr.	seni tekrar gördüğüme sevindim
302	Speaking	it is very nice to see you expr.	sizi görmek çok güzel
303	Speaking	I didn't expect to see you again expr.	seni yeniden görmeyi beklemiyordum
304	Speaking	nice to see you expr.	seni gördüğüme sevindim
305	Speaking	it's nice to see you expr.	seni görmek güzel
306	Speaking	I would give my left nut just to see you expr.	seni görmek için neler vermezdim
307	Speaking	it is very nice to see you expr.	seni görmek çok hoş
308	Speaking	I can't wait to see you again expr.	seni yeniden görmek için sabırsızlanıyorum
309	Speaking	I'm happy to see you expr.	seni gördüğüme sevindim
310	Speaking	we would be pleased to see you among us expr.	sizleri aramızda görmekten mutluluk duyarız
311	Speaking	it's good to see you again expr.	seni tekrar görmek güzel
312	Speaking	I just wanted to see you again expr.	sadece seni tekrar görmek istedim
313	Speaking	it's good to see you expr.	seni gördüğüme sevindim
314	Speaking	it's good to see you expr.	sizi gördüğüme çok sevindim
315	Speaking	it is very nice to see you expr.	sizi görmek çok hoş
316	Speaking	good to see you expr.	seni görmek güzel
317	Speaking	good to see you again expr.	seni tekrar görmek güzel
318	Speaking	nice to see you again expr.	seni tekrardan görmek güzel
319	Speaking	very nice to see you expr.	seni görmek ne güzel
320	Speaking	it's good to see you again expr.	seni yeniden görmek güzel
321	Speaking	I came to see you expr.	seni görmeye geldim
322	Speaking	I am pleased to see you back here with us expr.	seni tekrar aramızda görmek çok güzel
323	Speaking	it's great to see you expr.	sizi görmek çok güzel
324	Speaking	what a nice surprise to see you here expr.	seni burada görmek ne hoş bir sürpriz
325	Speaking	it's good to see you expr.	sizi gördüğüme sevindim
326	Speaking	it's good to see you expr.	sizi görmek güzel
327	Speaking	I never thought I'd be happy to see you expr.	sizi gördüğüme sevineceğim hiç aklıma gelmezdi
328	Speaking	so good to see you expr.	seni gördüğüme çok sevindim
329	Speaking	it's good to see you expr.	seni görmek güzel
330	Speaking	it's good to see you expr.	sizi gördüğüme mutlu oldum
331	Speaking	I hope to see you again expr.	seni tekrar görmeyi umut ediyorum
332	Speaking	it's good to see you again expr.	seni tekrar gördüğüme sevindim
333	Speaking	what a nice surprise to see you here expr.	seni burada görmek ne hoş sürpriz
334	Speaking	it is very nice to see you expr.	seni görmek çok güzel
335	Speaking	how nice to see you again expr.	seni tekrar görmek ne güzel
336	Speaking	it's nice to see you too expr.	seni de yeniden görmek güzeldi
337	Speaking	it's good to see you expr.	sizi gördüğüme çok mutlu oldum
338	Speaking	I would like you to come to turkey and see its beauties expr.	türkiye'ye gelmeni ve buradaki güzellikleri görmeni isterdim
339	Speaking	I hope I live to see them get married and have children expr.	umarım onların evlenip çocuk sahibi olduklarını görene dek yaşarım
340	Speaking	I hope to see you again (sometime) expr.	umarım yine görüşürüz
341	Speaking	we hope to see you again expr.	yine bekleriz
342	Speaking	I hope to see you again (sometime) expr.	umarım tekrar görüşürüz
343	Speaking	I want to see your face expr.	yüzünü görmek istiyorum
344	Speaking	I'd like to see your face expr.	yüzünü görmek istiyorum
345	Speaking	hope to see you again expr.	yine bekleriz
346	Speaking	hope to see you expr.	umarım görüşürüz
347	Speaking	I hope to see you again (sometime) expr.	umarım seni tekrar görürüm
348	Speaking	I'd like to see how far I can push it expr.	nereye kadar zorlayabilirim görmek isterim
349	Speaking	I'd like to see how far I can push expr.	nereye kadar zorlayabilirim görmek isterim
350	Speaking	I would like to see how far I can push it expr.	nereye kadar zorlayabilirim görmek isterim
351	Speaking	what to do when we see an injured animal? expr.	yaralı bir hayvan gördüğümüzde ne yapmalıyız?
352	Speaking	what to do when we see an injured animal? expr.	yaralı bir hayvan gördüğümüzde ne yapmalı?
Computer
353	Computer	prevent others to see who you are following expr.	kimi takip ettiğini görmelerini engelle
Medical
354	Medical	inability to see clearly in dim light n.	gece körlüğü
355	Medical	inability to see clearly in dim light n.	tavuk karası
Slang
356	Slang	I can't wait 2cu (to see you) expr.	seni görmek için sabırsızlanıyorum
357	Slang	is that a (something) in your pocket, or are you just happy to see me? [cliché] expr.	cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördüğüne mi heyecanlandın?
358	Slang	is that a (something) in your pocket, or are you just happy to see me? [cliché] expr.	cebinde muz, silah, salatalık mı taşıyorsun yoksa beni gördüğüne çok mu sevindin?
359	Slang	is that a (something) in your pocket, or are you just happy to see me? [cliché] expr.	cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördün diye ereksiyon mu oldun?