sokan - Turkish English Dictionary
History

sokan



Meanings of "sokan" in English Turkish Dictionary : 2 result(s)

Turkish English
General
sokan stinging adj.
Marine Biology
sokan dusky spinefoot n.

Meanings of "sokan" with other terms in English Turkish Dictionary : 121 result(s)

Turkish English
Common Usage
her şeye burnunu sokan nosy adj.
General
sokan hayvan stinger n.
herkesin işine burnunu sokan kimse meddler n.
burnunu sokan kimse meddler n.
başkasının işine burnunu sokan interloper n.
burnunu sokan kimse interloper n.
her işe burnunu sokan kimse snoop n.
başkasının işine burnunu sokan kimse busybody n.
burnunu sokan snoop n.
başkasının işine burnunu sokan kimse interloper n.
her şeye burnunu sokan kimse meddler n.
başkalarının işine burnunu sokan kimse kibitzer n.
kendisini ilgilendirmeyen işlere burnunu sokan saucebox n.
bir kimsenin başını derde sokan entangler n.
kınına sokan sheather n.
burnunu sokan intermeddler n.
burnunu sokan interferant n.
nifak sokan kimse alienator n.
yeniden kalıba sokan kimse redrawer n.
nizama sokan kimse regulator n.
toplumun anlayacağı biçime sokan vulgarizer n.
toplumun anlayacağı biçime sokan vulgariser n.
ölümcül şekilde sokan deniz anasına benzer bir deniz canlısı man-of-war n.
ölümcül şekilde sokan deniz anasına benzer bir deniz canlısı portuguese man-of-war n.
kadınların işine burnunu sokan erkek henhussy n.
ev işlerine burnunu sokan erkek henhussy n.
(ingiliz bilardosunda) başka bir topa çarptıktan sonra kendi topunu deliğe sokan vuruş loser [uk] n.
günaha sokan şey offence n.
her şeye burnunu sokan kimse impertinence n.
her şeye burnunu sokan kimse impertinency n.
her şeye burnunu sokan kimse impertinent n.
zora sokan kimse distresser [obsolete] n.
uçan aracı istenen şekle ya da yere sokan kimse driver n.
başkasının işine burnunu sokan kimse interponent n.
her şeye burnunu sokan kimse pantopragmatic n.
bir şeyleri düzene sokan kimse doctor n.
ahmak ve her şeye burnunu sokan yaşlı memur dogberry n.
her işe burnunu sokan kimse prier n.
sokan böcek sciniph n.
piyasaya sahte para sokan kimse smasher n.
her şeye burnunu sokan kimse smoocher n.
öğrenen kişiyi potansiyel olarak tehlikeye sokan bilgi information hazard n.
öğrenen kişiyi potansiyel olarak tehlikeye sokan bilgi infohazard n.
her şeye burnunu sokan kimse squit [uk] n.
her şeye burnunu sokan kimse stickler [obsolete] n.
başkasının işine burnunu sokan nosey adj.
her şeye burnunu sokan meddlesome adj.
şakayla karışık laf sokan pawky adj.
her şeye burnunu sokan impertinent adj.
her şeye burnunu sokan nosey adj.
her şeye burnunu sokan officious adj.
her şeye burnunu sokan interfering adj.
burnunu sokan meddling adj.
şoka sokan shocky adj.
günaha sokan sinful adj.
nizama sokan regulative adj.
günaha sokan ungodly adj.
günaha sokan unhallowed adj.
her şeye burnunu sokan keyhole adj.
her şeye burnunu sokan overofficious adj.
başkasının işine burnunu sokan polypragmatic adj.
başkasının işine burnunu sokan polypragmatical adj.
hataları gereksiz yere göze sokan faultfinding adj.
hataları gereksiz yere göze sokan fault-finding adj.
her şeye burnunu sokan pantopragmatic adj.
aynı sıraya sokan positioning adj.
çıkmaza sokan dilemmatic adj.
burnunu sokan pushy [dialect] adj.
Colloquial
her şeye burnunu sokan meraklı kimse noser n.
başkalarının işine burnunu sokan kişi a nosey parker n.
sürekli olarak başını belaya sokan kimse trouble magnet n.
başını belaya sokan kimse heller n.
parmağını burnuna sokan kimse nose-picker n.
sıkıntıya sokan şey hell n.
sıkıntıya sokan unlucky [dialect] adj.
Idioms
gülmekten karınlara ağrılar sokan gaf a real howler n.
başkasının işine burnunu sokan kimse cuckoo in the nest n.
başkalarının işine burnunu sokan nosy parker n.
başkalarının işine burnunu sokan nosey-parker n.
insanı günaha sokan/baştan çıkaran şeyler the world, the flesh, and the devil n.
günaha sokan her şey the world, the flesh, and the devil n.
başkalarının işine/sorunlarına burnunu sokan tip meddlesome matty n.
her şeye burnunu sokan kimse addle-plot [obsolete] n.
birinin işine sürekli burnunu sokan kimse a back-seat driver n.
başkalarının işine burnunu sokan kimse a nosy parker [uk] n.
başkalarının işine karışan/burnunu sokan kimse eagle-eye n.
her şeye burnunu sokan kimse paul pry n.
(birinin) işine çomak sokan kimse olmak be a thorn in (one's) flesh v.
(birinin) işine çomak sokan kimse olmak be a thorn in (one's) side v.
işine çomak sokan kimse olmak be a thorn in your flesh/side v.
(birinin) işine çomak sokan kimse olmak become a thorn in (one's) flesh v.
(birinin) işine çomak sokan kimse olmak become a thorn in (one's) side v.
burnunu herşeye sokan biri gibi konuşmak istemiyorum ama I don't want to sound like a busybody but expr.
Law
iki tarafı da bağlayıcı hükümlerle taahhüt altına sokan sözleşme synallagmatic contract n.
Industry
betonarme çeliği kalıplara sokan işçi rodman n.
Technical
kil veya sıcak camı şekle sokan hareketli parça plunger n.
Railway
sinyalde sorun olması halinde treni durdurmak için otomatik olarak freni devreye sokan cihaz train stop n.
Veterinary
atların toynaklarını yumuşatan, süngerimsi bir hale sokan bir hastalık canker n.
Sport
topu oyuna sokan oyuncu thrower in n.
(bilardoda) rakibin topunu deliğe sokan vuruş hazard n.
kendi topunu deliğe sokan vuruş hazard n.
rakibe baskı yaparak onu zora sokan etkili oyun pressure n.
Basketball
topu dışardan oyuna sokan takımın kullandığı oyun out of bounds play n.
Archaic
her şeye burnunu sokan meraklı kimse nosey n.
her işe burnunu sokan meraklı kimse quidnunc n.
her şeye burnunu sokan kimse whisk n.
sokan sinek oestrus n.
siyasete burnunu sokan kimse statemonger n.
başkasının işine burnunu sokan pragmatic adj.
Slang
burnunu sokan buttinsky n.
cezaevine kaçak mal sokan kimse mule n.
hapishaneye kaçak mal sokan tip runner n.
burnunu sokan buttinski n.
havaya sokan şarkı banger n.
British Slang
yüzünü komik komik şekillere sokan gurner n.
başkasının işine burnunu sokan nebby adj.
tribe sokan (uyuşturucu) trippy adj.
Modern Slang
alarmları devreye sokan olay/durum alarmer n.
her şeye burnunu sokan all up in it adj.
işine burnunu sokan all up in your shit adj.
işime burnunu sokan all up in my kool-aid adj.