stolen - Turkish English Dictionary
History

stolen

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "stolen" in Turkish English Dictionary : 4 result(s)

English Turkish
Common Usage
stolen adj. çalınan
stolen adj. çalıntı
stolen adj. çalınmış
General
stolen adj. aşırma

Meanings of "stolen" with other terms in English Turkish Dictionary : 56 result(s)

English Turkish
Common Usage
be stolen v. çalınmak
General
receiving stolen goods n. çalınmış malı alma
stolen goods n. çalıntı
stolen vehicle n. çalıntı araç
stolen truck n. çalıntı kamyon
stolen mercedes n. çalıntı mercedes
stolen fur coat n. çalıntı kürk manto
stolen necklace n. çalıntı kolye
stolen necklace n. çalınan kolye
stolen necklace n. çalınmış kolye
stolen motorcycle n. çalıntı motosiklet
get something stolen v. çaldırmak
Proverb
stolen fruit is sweetest yasak olan güzeldir
lock the stable door after the horse is stolen iş işten geçtikten sonra önlem almak
stolen pleasures are sweetest yasak olan güzeldir
stolen fruit is sweetest yasak olan çekicidir
stolen pleasures are sweetest yasak olan çekicidir
stolen fruit is sweetest yasak olan cezbeder
stolen pleasures are sweetest yasak olan cezbeder
Idioms
like the cat who's stolen the cream [uk] expr. zevkten dörtköşe olmuş bir halde
like the cat who's stolen the cream [uk] expr. ağzı kulaklarında
like the cat who's stolen the cream [uk] expr. halinden memnun
like the cat who's stolen the cream [uk] expr. çok mutlu
like the cat who's stolen the cream [uk] expr. ciğeri/eti kapmış kedi gibi
stolen fruit is (the) sweetest expr. yasak olan güzeldir
stolen fruit is (the) sweetest expr. yasak olan cezbeder
stolen fruit is (the) sweetest expr. yasak olan çekicidir
stolen fruit is sweet expr. yasak olan güzeldir
stolen fruit is sweet expr. yasak olan cezbeder
stolen fruit is sweet expr. yasak olan çekicidir
stolen pleasures are (the) sweetest expr. yasak olan güzeldir
stolen pleasures are (the) sweetest expr. yasak olan cezbeder
stolen pleasures are (the) sweetest expr. yasak olan çekicidir
Speaking
our neighbor's car was stolen expr. komşumuzun arabası çalındı
it came back as stolen expr. (aracın) çalıntı olduğu anlaşıldı
Trade/Economic
receiver of stolen goods n. çalıntı malı alan kimse
stolen property n. çalıntı mallar
Law
stolen property n. çalınan mal
receiver of stolen property n. çalınmış eşyayı alan kişi
receiving stolen goods n. çalınmış malı alma
handling stolen goods (uk) n. çalıntı mal ticareti
stolen goods n. çalınmış eşya
report of lost or stolen items n. kayıp veya çalıntı bildirimi
stolen property n. sirkat edilen eşya
break up stolen vehicles for their parts v. çalıntı otoları parçalamak ve çenç yapmak
file a report of lost or stolen item v. kayıp veya çalıntı bildiriminde bulunmak
Politics
stolen assets n. çalınan varlıklar
stolen asset recovery initiative n. çalınan varlıkların geri alınması girişimi
stolen asset recovery initiative n. star girişimi
Social Sciences
stolen generations n. avustralya'da aborjinlerden koparılıp beyaz nüfusun işlerini görmeleri amacıyla yetiştirilen çocuklar
stolen children n. avustralya'da aborjinlerden koparılıp beyaz nüfusun işlerini görmeleri amacıyla yetiştirilen çocuklar
stolen children n. çalınmış kuşaklar
stolen generations n. çalınmış kuşaklar
stolen children n. çalınmış nesiller
stolen generations n. çalınmış nesiller
Military
stolen valor n. askeri bir geçmişi olmayıp çeşitli sebeplerle askermiş gibi davranıp askerliği sırasında ödüllendirildiğini veya olmayan askerlik anılarını anlatan insanların yaptığı eylem