tracks - Turkish English Dictionary
History

tracks

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "tracks" in Turkish English Dictionary : 3 result(s)

English Turkish
General
tracks n. (farklı gelir seviyesindeki yerleri ayıran) mahalle sınırı
Computer
tracks n. parçalar
Slang
tracks n. ciltteki (düzenli uyuşturucu kullanımına bağlı) iğne izleri

Meanings of "tracks" with other terms in English Turkish Dictionary : 166 result(s)

English Turkish
General
railroad tracks n. tren rayları
make tracks for v. yolunu tutmak
make tracks for v. yol tutmak
in one's tracks adv. bulunduğu yerde
across the tracks adv. derme çatma bir bölgede
across the tracks adv. gecekondu mahallesinde
in one's tracks adv. oracıkta
in one's tracks adv. kaşla göz arasında
Colloquial
in tracks expr. izinden
in tracks expr. izinde
in tracks expr. yolundan
in tracks expr. yolunda
in tracks expr. oracıkta
Idioms
right side of the tracks n. şehrin bakımlı ve güzel olan kısmı
right side of the tracks n. lüks mahalleler
wrong side of the tracks n. şehrin yoksul/fakir bölümü
wrong side of the tracks n. varoş/gecekondu mahallesi/muhiti
other side of the tracks n. varoş/gecekondu mahallesi/muhiti
side of the tracks n. mahalleler
side of the tracks n. şehrin kısımları
make tracks v. acele etmek
stop one dead in one's tracks v. aniden durmak
stop in your tracks v. aniden durmak
stop dead in one's tracks v. aniden durmak
stop one dead in tracks v. aniden durmak
drop in one's tracks v. aniden ölmek
cover someone's tracks up v. arkasında iz bırakmamak
follow in someone's tracks v. birinin izinden yürümek
follow in someone's tracks v. birinin izinde yürümek
drop in one's tracks v. birden ölmek
cover someone's tracks up v. birisinin geçmişini gizlemek
stop dead in one's tracks v. birden durmak
cover someone's tracks up v. birisinin izlerini gizlemek
stop one dead in tracks v. donakalmak
stop dead in one's tracks v. donup kalmak
stop one dead in one's tracks v. donakalmak
cover someone's tracks up v. izlerini kapatmak/yok etmek
cover up one's tracks v. karda yürüyüp de izini belli etmemek
stop dead in one's tracks v. kalakalmak
make tracks v. tabanları yağlamak
drop in one's tracks v. yığılıp kalmak
halt (someone or something) (dead) in its tracks v. pat diye durdurmak
halt (someone or something) (dead) in its tracks v. ansızın durdurmak
halt (someone or something) (dead) in its tracks v. kitlenip kalmak
halt (someone or something) (dead) in its tracks v. felç olmak
halt (someone or something) (dead) in its tracks v. donup kalmak
halt (someone or something) (dead) (one's) tracks v. pat diye durdurmak
halt (someone or something) (dead) (one's) tracks v. ansızın durdurmak
halt (someone or something) (dead) (one's) tracks v. kitlenip kalmak
halt (someone or something) (dead) (one's) tracks v. felç olmak
halt (someone or something) (dead) (one's) tracks v. donup kalmak
stop/halt/freeze in your tracks v. donakalmak
stop/halt/freeze in your tracks v. donup kalmak
stop/halt/freeze in your tracks v. kalakalmak
stop/halt/freeze in your tracks v. olduğu yerde dondurmak
stop/halt/freeze in your tracks v. korkudan, şaşkınlıktan dondurmak
cover (one's) tracks (up) v. izlerini yok etmek
cover (one's) tracks (up) v. ayak izlerini yok etmek
cover (one's) tracks (up) v. arkasında iz bırakmamak
cover (one's) tracks (up) v. arkasında bıraktığı izleri/delilleri yok etmek
cover one's tracks v. karda yürüyüp de izini belli etmemek
cover one's tracks v. arkasında iz bırakmamak
cover tracks v. arkasında iz bırakmamak
cover tracks v. izlerini kapatmak/yok etmek
drop in tracks v. birden ölmek
drop in tracks v. aniden ölmek
drop in tracks v. yığılıp kalmak
follow in (one's) tracks v. (birinin) izinde olmak
follow in (one's) tracks v. (birinin) izinden gitmek
follow in (one's) tracks v. (birinin) izinden yürümek
follow in (one's) tracks v. (birini) kendine örnek almak
follow in tracks v. izinde olmak
follow in tracks v. izinden gitmek
follow in tracks v. izinden yürümek
follow in tracks v. kendine örnek almak
halt (someone or something) (dead) in its tracks v. (bir şeyi) aniden durdurmak
halt (someone or something) (dead) in its tracks v. (bir şeyi) birden durdurmak
halt (someone or something) (dead) in its tracks v. (bir şeyin) donakalmasına neden olmak
halt (someone or something) (dead) in (one's) tracks v. (birini) aniden durdurmak
halt (someone or something) (dead) in (one's) tracks v. (birini) birden durdurmak
halt (someone or something) (dead) in (one's) tracks v. (birinin) donakalmasına neden olmak
jump the tracks v. yolundan/amacından sapmak
jump the tracks v. başka yönlere dağılmak/sapmak
jump the tracks v. bambaşka/alakasız yerlere sapmak/gitmek
stop (someone or something) (dead) in its tracks v. (bir şeyi) olduğu yerde dondurmak
stop (someone or something) (dead) in its tracks v. (bir şeyin) aniden donup kalmasına neden olmak
stop (someone or something) (dead) in its tracks v. (bir şeyi) aniden/birden durdurmak
stop (someone or something) (dead) in one's tracks v. (birini) olduğu yerde dondurmak
stop (someone or something) (dead) in one's tracks v. (birinin) aniden donup kalmasına neden olmak
stop (someone or something) (dead) in one's tracks v. (birini) aniden/birden durdurmak
stop dead in tracks v. aniden durmak
stop dead in tracks v. birden durmak
stop dead in tracks v. donakalmak
stop dead in tracks v. donup kalmak
stop dead in tracks v. kalakalmak
stop someone in their tracks v. aniden durdurmak
stop someone in their tracks v. donakalmasına/kalakalmasına neden olmak
stop someone in their tracks v. şaşkınlıktan/korkudan donup kalmasına neden olmak
stop someone dead in their tracks v. aniden durdurmak
stop someone dead in their tracks v. donakalmasına/kalakalmasına neden olmak
stop someone dead in their tracks v. şaşkınlıktan/korkudan donup kalmasına neden olmak
stop something in its tracks v. bir şeyi yarıda kesmek
stop something in its tracks v. bir şeyi aniden durdurmak/kesmek
stop something in its tracks v. bir şeyin ilerleyişini durdurmak/kesmek
stop something dead in its tracks v. bir şeyi yarıda kesmek
stop something dead in its tracks v. bir şeyi aniden durdurmak/kesmek
stop something dead in its tracks v. bir şeyin ilerleyişini durdurmak/kesmek
dead in (someone's or something's) tracks adj. tam o anda bulunduğu yerde (donup kalmış)
dead in (someone's or something's) tracks adj. tam bulunduğu noktada (donakalmış)
dead in (someone's or something's) tracks adj. olduğu yerde (çakılıp/donup kalmış)
dead in one's tracks adj. tam o anda bulunduğu yerde (donup kalmış)
dead in one's tracks adj. tam bulunduğu noktada (donakalmış)
dead in one's tracks adj. olduğu yerde (çakılıp/donup kalmış)
hot on (one's) tracks adj. (birinin) ensesinde
hot on (one's) tracks adj. (birinin) hemen arkasında/peşinde
hot on (one's) tracks adj. (birini) yakın takipte
hot on (one's) tracks adj. (birinin) izinde
hot on somebody's/something's tracks/trail adj. birinin/bir şeyin ensesinde
hot on somebody's/something's tracks/trail adj. birinin/bir şeyin hemen arkasında/peşinde
hot on somebody's/something's tracks/trail adj. birini/bir şeyi yakın takipte
hot on somebody's/something's tracks/trail adj. birinin/bir şeyin izinde
other side of the tracks expr. şehrin yoksul/fakir bölümü
dead in someone's tracks expr. tam o anda bulunduğu yerde
dead in someone's tracks expr. tam orada
on the wrong side of the tracks expr. şehrin yoksul/fakir bölümünde
on the wrong side of the tracks expr. varoşta
on the wrong side of the tracks expr. gecekondu mahallesinde
on the wrong side of the tracks expr. şehrin fakir mahallelerinde
on the wrong side of the tracks expr. şehrin yoksul muhitlerinde
from/on the wrong side of the tracks expr. şehrin yoksul/fakir bölümünden
from/on the wrong side of the tracks expr. varoştan
from/on the wrong side of the tracks expr. gecekondu mahallesinden
from/on the wrong side of the tracks expr. şehrin fakir mahallelerinden
from/on the wrong side of the tracks expr. şehrin yoksul muhitlerinden
from/on the wrong side of the tracks expr. şehrin yoksul/fakir bölümünde yaşayan
from/on the wrong side of the tracks expr. varoşta yaşayan
from/on the wrong side of the tracks expr. gecekondu mahallesinde yaşayan
from/on the wrong side of the tracks expr. şehrin fakir mahallelerinde yaşayan
from/on the wrong side of the tracks expr. şehrin yoksul muhitlerinde yaşayan
in (one's) tracks expr. (birinin) izinden
in (one's) tracks expr. (birinin) izinde
in (one's) tracks expr. (birinin) yolundan
in (one's) tracks expr. (birinin) yolunda
Speaking
tracks lead south expr. izler güneye gidiyor
Technical
slanted tracks n. eğimli izler
tracks per inch n. inç başına iz sayısı
read-only magnetic tracks n. salt okunur manyetik izler
regenerative tracks n. yenilemeli izler
Computer
available tracks n. kullanılabilen izler
audio tracks n. müzik parçası
scale: tracks n. ölçek: iz
regenerative tracks n. yenilemeli izler
scale: tracks expr. ölçek: parça
Automotive
rear seat springs, frame, tracks, and mechanisms n. arka koltuk yayları, çerçeveleri, paletleri ve mekanizmaları
front seat springs, frame, tracks and mechanisms (manual) n. ön koltuk yayları, çerçevesi, rayları ve mekanizmaları (elle kumandalı)
worm tracks n. şanzıman beyin kanalları
Railway
depot tracks length n. depo hatları uzunluğu
crossing of tracks n. hat kesişmesi
set of tracks n. hüzme
Military
significant tracks n. kritik izler
Slang
railroad tracks n. diş telleri
railroad tracks n. uyuşturucu kullanımından dolayı oluşan yaralar
railroad tracks n. kaptan nişanı
railroad tracks n. kokain ve türevi toz uyuşturuculardan çekmek için yapılan çizgiler
make tracks for v. -e doğru hızla gitmek/yol almak
British Slang
make tracks v. yola çıkmak