uncertainty - Turkish English Dictionary

uncertainty

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "uncertainty" in Turkish English Dictionary : 21 result(s)

English Turkish
Common Usage
uncertainty n. belirsizlik
There is big uncertainty about the economic condition of the country.
Ülkenin ekonomik durumuna ilişkin ciddi bir belirsizlik söz konusudur.

More Sentences
Trade/Economic
uncertainty n. belirsizlik
Life is full of uncertainties.
Hayat belirsizliklerle doludur.

More Sentences
Politics
uncertainty n. belirsizlik
The Greek Government is assuming the presidency of the European Union at a time of great international uncertainty.
Yunan Hükümeti, büyük bir uluslararası belirsizliğin yaşandığı bir dönemde Avrupa Birliği dönem başkanlığını üstleniyor.

More Sentences
Informatics
uncertainty n. belirsizlik
It is the result of auctions and general uncertainty.
Bu, açık arttırmaların ve genel belirsizliğin bir sonucudur.

More Sentences
Psychology
uncertainty n. belirsizlik
It is in nobody's interest for the existing uncertainty to be continued.
Mevcut belirsizliğin devam etmesi kimsenin yararına değildir.

More Sentences
General
uncertainty n. kuşku
uncertainty n. kararsızlık
uncertainty n. değişkenlik
uncertainty n. kesin olmama
uncertainty n. kesinsizlik
uncertainty n. tereddüt
uncertainty n. şüphe
uncertainty n. adem-i emniyet
uncertainty n. muamma
uncertainty n. güvensizlik
uncertainty n. kararsızlık
uncertainty n. kesin olmama
uncertainty n. tedirginlik ortamı
uncertainty n. bilinmezlik
Informatics
uncertainty n. kesinsizlik
Statistics
uncertainty n. tahmin edilen veya hesaplanan değer ile gerçek değer arasındaki fark

Meanings of "uncertainty" with other terms in English Turkish Dictionary : 72 result(s)

English Turkish
Trade/Economic
economic uncertainty n. ekonomik belirsizlik
Last year was a period of economic uncertainty.
Geçtiğimiz yıl ekonomik belirsizliklerin yaşandığı bir dönemdi.

More Sentences
Law
legal uncertainty n. yasal belirsizlik
The aim of this directive, in my view at least, is to prevent legal uncertainty.
Bu direktifin amacı, en azından benim görüşüme göre, yasal belirsizliği önlemektir.

More Sentences
General
uncertainty analysis n. belirsizlik tahlili
political uncertainty n. politik belirsizlik
political uncertainty n. siyasi belirsizlik
political uncertainty n. siyasal belirsizlik
age of uncertainty n. belirsizlik çağı
technological uncertainty n. teknolojik belirsizlik
corridor of uncertainty n. belirsizlik koridoru
corridor of uncertainty n. belirsiz durum
corridor of uncertainty n. muallak durum
corridor of uncertainty n. neyin doğru olduğuna karar verilemeyen durum
Trade/Economic
uncertainty avoidance n. belirsizliğin önlenmesi
demand uncertainty n. talep belirsizliği
relative standard uncertainty n. bağıl standart belirsizlik
guide to the expression of uncertainty in measurement n. ölçümlerde belirsizliğin ifadesi için rehber
law of propagation of uncertainty n. belirsizliğin yayılması kuralı
combined standard uncertainty n. birleştirilmiş standart belirsizliği
combined uncertainty n. birleştirilmiş belirsizlik
standard uncertainty n. standart belirsizlik
expanded uncertainty n. genişletilmiş belirsizlik
measurement uncertainty n. ölçüm belirsizliği
multiplier uncertainty n. çarpan belirsizliği
uncertainty in the market n. pazarda belirsizlik
uncertainty in the market n. piyasada belirsizlik
uncertainty and instability n. belirsizlik ve istikrarsızlık
elimination of uncertainty n. belirsizliğin giderilmesi
financial uncertainty n. mali belirsizlik
environment of uncertainty n. belirsizlik ortamı
atmosphere of uncertainty n. belirsizlik ortamı
prediction uncertainty n. tahmin belirsizliği
forecast uncertainty n. tahmin belirsizliği
estimation uncertainty n. tahmin belirsizliği
uncertainty band n. belirsizlik aralığı
cause uncertainty in the markets v. piyasalarda belirsizlik oluşturmak
Law
uncertainty on execution of punishment n. cezanın infazında tereddüt
uncertainty of interpretation of judgment n. hükmün tefsirinde tereddüt
Technical
uncertainty principle n. belirsizlik ilkesi
uncertainty of measurement n. ölçüm belirsizliği
uncertainty principle n. belirsizlik kuralı
expanded measurement uncertainty n. genişletilmiş ölçüm belirsizliği
stated measurement uncertainty n. belirtilmiş ölçme belirsizliği
relative combined standard uncertainty n. bağıl birleşik standart belirsizliği
relative expanded uncertainty of measurement n. bağıl genişletilmiş ölçme belirsizliği
determination of composition with defined uncertainty n. bileşimin verilen bir belirsizlikle tayini
uncertainty of measurement n. ölçme belirsizliği
assessment of uncertainty in calibration n. kalibrasyondaki belirsizliklerin değerlendirilmesi
required measurement uncertainty n. gerekli ölçme belirsizliği
epistemic uncertainty n. bilgisel belirsizlik
aleatoric uncertainty n. rastlantısal belirsizlik
Traffic
uncertainty of measurement n. ölçme belirsizliği
Medical
probabilistic uncertainty analysis n. olasılıklı belirsizlik analizi
uncertainty factor n. belirsizlik faktörü
Psychology
uncertainty analysis n. belirsizlik analizi
Statistics
grenander's uncertainty principle n. grenander'in belirsizlik ilkesi
Physics
uncertainty principle n. belisizlik ilkesi
uncertainty principle n. belirsizlik ilkesi
uncertainty-principle n. belirsizlik ilkesi
heisenberg's uncertainty principle n. heisenberg belirsizlik kuralı
heisenberg's uncertainty principle n. heisenberg belirsizlik ilkesi
uncertainty principle n. belirsizlik ilkesi
uncertainty principle n. heisenberg tarafından öne sürülen kuantum mekaniği ilkesi
heisenberg uncertainty principle n. belirsizlik ilkesinin resmi ismi
heisenberg uncertainty principle n. heisenberg belirsizlik ilkesi
heisenberg uncertainty principle n. heisenberg belirsizlik kuralı
quantum uncertainty n. kuantum belirsizliği
Biochemistry
measurement uncertainty n. ölçme belirsizliği
Social Sciences
uncertainty avoidance n. belirsizlikten kaçınma
Environment
uncertainty factor n. belirsizlik faktörü
Military
uncertainty phase n. şüphe safhası
Sport
corridor of uncertainty n. krikette vurucunun kullandığı bir saha alanı
corridor of uncertainty n. sahanın defans ile kaleci arasındaki bölümü