uyaran - Turkish English Dictionary
History

uyaran



Meanings of "uyaran" in English Turkish Dictionary : 26 result(s)

Turkish English
General
uyaran exhorter n.
uyaran stimulus n.
uyaran admonisher n.
uyaran admonitioner n.
uyaran awakener n.
uyaran stimulating adj.
uyaran excitative adj.
uyaran exciting adj.
uyaran premonitory adj.
uyaran cautionary adj.
uyaran admonishing adj.
uyaran excitant adj.
uyaran excitative adj.
uyaran excitatory adj.
uyaran excitive adj.
uyaran hypodermic adj.
uyaran monitive adj.
uyaran monitory adj.
uyaran commonitive adj.
uyaran inspiring adj.
uyaran inspiriting adj.
Technical
uyaran stimulus n.
Electric
uyaran exciting adj.
Medical
uyaran hypo n.
Biology
uyaran stimulating adj.
Linguistics
uyaran stimulus n.

Meanings of "uyaran" with other terms in English Turkish Dictionary : 95 result(s)

Turkish English
General
kendi kendini uyaran self-stimulation n.
uyarıcı/uyaran mesaj/duyuru advisory message n.
uyaran kimse alerter n.
kullanan kişinin mastürbasyon sırasında erojen bölgelerini uyaran ve biçimsel olarak genellikle hayali bir partnerin erotik uzvuna benzetilen seks oyuncağı masturbator n.
belirli bir uyaran sonucu ortaya çıkan engramların oluşturduğu şablon meaning n.
güneş ışığının uyaran olduğu fototaksis heliotaxis n.
uyaran kimse monisher n.
uyaran madde impulsive n.
pozitif uyaran positive stimulus n.
istenen sonucu veren uyaran positive stimulus n.
önceden uyaran kimse premonitor n.
aşırı uyaran vermek superstimulate v.
kalbi uyaran cardiac adj.
sinir hücrelerini uyaran innervational adj.
yardımcı uyaran co-stimulatory adj.
yardımcı uyaran costimulatory adj.
cinsel olarak uyaran titillating adj.
zihni aşırı uyaran heady adj.
duyusal uyaran işlevi gören sensitive [obsolete] adj.
uyaran bir tavırla warningly adv.
Technical
dıştan uyaran separate exciter n.
Dyeing
düz kasları uyaran ve sindirim salgılarını artıran indigoa ilacından elde edilen parlak mavi boyarmadde cerulein n.
Aeronautic
irtifa belirli düzeyin altına düştüğünde yolcu uçağı pilotunu uyaran bir cihaz groundprox n.
Medical
hisleri uyaran veya canlandıran bir madde aesthesiogen n.
ağrılı uyaran painful stimulant n.
dış uyaran external stimulus n.
mitoza uyaran madde mitogen n.
merkezi sinir sistemini uyaran bir ilaç pemoline n.
osteoklastları uyaran faktör osteoclast-activating factors n.
provoke eden uyaran provocative stimulus n.
salgı uyaran madde secretagogue n.
tükürük salgısını uyaran ilaç sialogogue n.
uyaran yoksunluğu sensory deprivation n.
uyaran açısından zengin ortam stimulus-rich environment n.
vücutta hareket fonksiyonlarını uyaran ilaç excitomotor n.
hisleri uyaran veya canlandıran madde esthesiogen n.
t hücreleri tarafından salınan çok çeşitli kan hücresi türlerinin çoğaltılmasını uyaran bir sitokin interleukin-3 n.
yaşamı uyarılmaya ve hastalığı ise uyaran eksikliğine dayandıran bir tıp teorisi stimulism n.
vücudun stres reaksiyonlarını uyaran bir ilaç grubu sympathomimetics n.
kalbi uyaran cardiacal [obsolete] adj.
hiper-uyaran hyperstimulating adj.
bağırsakları uyaran deobstruent adj.
her bir gözün retinasında farklı noktaları uyaran disparate adj.
sinir dokusunu uyaran neuroactive adv.
sinir sistemini uyaran neuroexcitatory adv.
Psychology
uyarıcının bir parçasına verilen yanıtın daha karmaşık bir uyaran bütününe de verilmesi redintegration n.
pekiştirici uyaran reinforcing stimulus n.
hedef uyaran target stimulus n.
ön uyaran aracılıklı inhibisyon prepulse inhibition n.
uyaran-karşılık ruhbilimi stimulus-response psychology n.
cinsel arzunun dış uyaran olmadan ortaya çıkması autoerotism n.
erotik uyaran ve davranışları inceleyen disiplin erotology n.
bir uyarıcıyı algılama yetisinin araya giren başka bir uyaran sebebiyle azalması masking n.
bir uyarıcıyı algılama yetisinin araya giren başka bir uyaran sebebiyle azalması forward masking n.
koşulsuz uyaran unconditioned stimulus (ucs) n.
yanıt olasılığını artıran pekiştirici uyaran positive reinforcer n.
yanıt olasılığını artıran pekiştirici uyaran positive reinforcing stimulus n.
ön uyaran prepulse adj.
(psikolojik deneylerde) iki uyaran arası interstimulus adj.
Physiology
uyaran yoğunluğu değiştirilmeden süresi uzatıldığında daha fazla motor nöronun aktive olmasından ötürü refleks yoğunluğunun artması recruitment n.
doğum sonrası meme bezlerinin büyümesini ve süt üretimini uyaran, ön hipofizden salgılanan gonadotropik hormon lactogenic hormone n.
karmaşık refleks davranışını başlatan uyaran releaser n.
hipotalamusta üretilen ve damar yoluyla ön hipofizi uyaran çeşitli hormonlar releasing factor n.
nöronlar tarafından salgılanan, diğer nöronlardaki, bezlerdeki veya kaslardaki faaliyeti uyaran veya durduran kimyasallar neurotransmitters n.
uyaran şey excitant n.
hipotalamusta üretilip toplardamarla ön hipofiz bezine taşınarak ön hipofiz hormonlarının salınımını uyaran hormon hypothalamic releasing factor n.
hipotalamusta üretilip toplardamarla ön hipofiz bezine taşınarak ön hipofiz hormonlarının salınımını uyaran hormon hypothalamic releasing hormone n.
pankreasın insülin salgılamasını uyaran gastrointestinal hormon incretin n.
salgı uyaran madde secretagog n.
canlının hissedebileceği minimum uyaran düzeyi sensory threshold n.
cinsel yönden uyaran arousing adj.
refleks sinir sistemini uyaran excito-motory adj.
Pharmaceutics
tip 2 diyabet tedavisinde kullanılan ve pankreastan insülin salınımını uyaran oral hipoglisemik bir ilaç nateglinide n.
beyni uyaran, uyuşukluk veya hiperaktivite tedavisinde kullanılan ilaçlar amphetamines n.
merkezi sinir sistemi uyaran ilaç analeptic n.
bağırsakları hafifçe uyaran aperient adj.
Chemistry
tat alma organını uyaran kimyasal tastant n.
Biology
sempatik ve duyusal sinir hücrelerinin büyümesini uyaran bir protein nerve growth factor n.
dış uyaran external stimulus n.
duyusal uyaran sensory stimulus n.
karşı cinsi uyaran salgı pheromone n.
uyaran tepki modelleri/biçimleri stimulus-response patterns n.
(hücresel otomatlar) diğer kalıpları uyaran kalıp gun n.
organizmada belirli bir süre içindeki toplam iç ve dış uyaran situation n.
Biochemistry
otonom sinir sistemindeki beta reseptörleri uyaran bir ajan beta-agonist n.
virüs bulaşmış hücrenin yüzeyindeki antijenleri tanıyıp B hücrelerini ve öldürücü t hücrelerini uyaran lenfokinleri salgılayan CD4 reseptörlü t hücresi helper cell n.
istenen yanıt sonrasında organizmaya verilen uyaran reward n.
adrenal korteksi uyaran corticotrophic adj.
Zoology
yumurta sarısı oluşumunu uyaran vitellogenic adj.
Botanic
uyaran ile geçici olarak uyarılan (bitki hareketi) allassotonic adj.
Linguistics
uyaran tepki stimulus response n.
uyaran-tepki stimulus-response n.
uyaran-tepki kuramı s-r theory n.
Abbreviation
sempatik ve duyusal sinir hücrelerinin büyümesini uyaran bir protein ngf (nerve growth factor) n.
Engineering
farklı duyular için uyaran ve bilgi sunan immersive adj.