Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | vasıtalar | resources n. |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Traffic | ||||
Traffic | ağır vasıtalar | hgvs n. | ||
The fact is that journeys undertaken by HGVs travelling through Austrian territory have gone up by 50%. Gerçek şu ki Avusturya topraklarında seyahat eden ağır vasıtaların yaptığı yolculuklar %50 arttı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | hibrid elektrikli vasıtalar | hybrid electric vehicles n. | ||
General | elektrikli vasıtalar | electric vehicles n. | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | kafi vasıtalar | sufficient means n. | ||
Politics | ||||
Politics | iklimsel özel vasıtalar ve tıbbi tedavi konularında karşılıklı yardıma dair avrupa sözleşmesi | european agreement on mutual assistance in the matter of special medical treatments and climatic facilities n. | ||
Technical | ||||
Technical | radyoaktif ve radyoaktif olmayan vasıtalar | radioactive and non-radioactive means n. | ||
Electric | ||||
Electric | elektrikli vasıtalar | electric vehicles n. | ||
Automotive | ||||
Automotive | özel tür vasıtalar | special type vehicles n. | ||
Military | ||||
Military | psikolojik vasıtalar | psychological media n. |