yüksek yoğunluklu - Turkish English Dictionary
History

yüksek yoğunluklu



Meanings of "yüksek yoğunluklu" in English Turkish Dictionary : 6 result(s)

Turkish English
Technical
yüksek yoğunluklu hi-intensity adj.
yüksek yoğunluklu high-intensity adj.
Computer
yüksek yoğunluklu high-density adj.
yüksek yoğunluklu high-density adj.
Informatics
yüksek yoğunluklu high density n.
Chemistry
yüksek yoğunluklu heavy adj.

Meanings of "yüksek yoğunluklu" with other terms in English Turkish Dictionary : 52 result(s)

Turkish English
General
yüksek yoğunluklu lamine levhadan yapılmış pressboard adj.
yüksek yoğunluklu aralıklı antrenman hit abrev.
yüksek yoğunluklu antrenman hit abrev.
Technical
en yüksek yoğunluklu düzlemler highest density planes n.
kendinden kabuklu yüksek yoğunluklu malzeme self-skinned high-density material n.
yüksek yoğunluklu ışık high-intensity light n.
yüksek yoğunluklu polietilen plastik çubuk high-density polyethylene plastic rod n.
yüksek yoğunluklu malzemeler high-density materials n.
yüksek yoğunluklu ayırma high-intensity separation n.
yüksek yoğunluklu radyo yayın bölgesi high density radio transmission area n.
yüksek yoğunluklu cam dense crown n.
yüksek yoğunluklu karbon arkı high-intensity carbon arc n.
yüksek yoğunluklu boşalmalı lamba high intensity discharge lamp n.
yüksek yoğunluklu ark high-intensity arc n.
yüksek yoğunluklu polietilen boru high density polyetylene pipe n.
yüksek yoğunluklu plazma high-density plasma n.
yüksek yoğunluklu polietilen high-density polyethylene n.
yüksek yoğunluklu mıknatıslı yaş ayırma wet high-density magnetic separation n.
yüksek yoğunluklu çift kutup high density bipolar n.
yüksek yoğunluklu cam dense flint n.
yüksek yoğunluklu soğuma high-intensity cooling n.
yüksek yoğunluklu malzeme high density material n.
Computer
yüksek yoğunluklu disket high density floppy disk n.
yüksek yoğunluklu disk high-density disk n.
disk sürücü mekanizması içindeki metal diskleri kalıcı olarak kapatarak yüksek yoğunluklu depolama yapmaya izin veren (bilgisayar diski) winchester adj.
Telecom
uygun yüksek yoğunluklu iki kutuplu kod compatible high-density bipolar code n.
yüksek yoğunluklu şasi high density chassis n.
yüksek yoğunluklu sabit hizmet high density fixed service n.
Construction
yüksek yoğunluklu kontrplak high-density plywood n.
yüksek yoğunluklu konut alanları high-density housing areas n.
Lighting
yüksek yoğunluklu deşarj lambası high intensity discharge lamp n.
Automotive
yüksek yoğunluklu deşarj lambası high intensity discharge lamp n.
yüksek yoğunluklu batarya/akü high-density battery n.
Aeronautic
yüksek yoğunluklu hava sahası kontrol bölgesi high density airspace control zone n.
yüksek yoğunluklu hava sahası high density airspace n.
Medical
yüksek yoğunluklu lipoprotein high density lipoprotein n.
yüksek yoğunluklu lipoprotein high density lipoprotein (HDL) n.
Psychology
yüksek yoğunluklu lipoprotein high-density lipoprotein n.
Food Engineering
yüksek yoğunluklu polietilen high density polyethylene n.
yüksek yoğunluklu lipoproteinler high density lipoproteins n.
Physics
yüksek yoğunluklu beton heavy-aggregate concrete n.
Chemistry
yüksek yoğunluklu polietilen hdpe n.
Biology
cildin, saçın, kürkün veya tüylerin yüksek yoğunluklu melanin sebebiyle koyu renkli olması melanism n.
Biochemistry
yüksek yoğunluklu lipoprotein good cholesterol n.
Astronomy
ay denizlerinin yüzeylerinin hemen altında bulunan ve uzay mekiğinin ay yörüngesindeki hareketini bozduğu düşünülen yüksek yoğunluklu bölgeler mascon n.
Geology
bir su kütlesinde taze üst katmanı yüksek yoğunluklu çözünmüş katı ve sıvılardan oluşan alt katmandan ayıran sınır chemocline n.
Military
yüksek yoğunluklu silahlı çatışma high intensity armed conflict n.
yüksek yoğunluklu çatışma high intensity conflict n.
yüksek yoğunluklu çatışma high density conflict n.
Photography
içindeki alüminyum veya magnezyum dilimleri elektrikle tutuşturulduğunda kısa süreliğine yüksek yoğunluklu ışık patlaması üreten ampul flash bulb n.
çok kısa süre için yüksek yoğunluklu ışık üreten elektrik lambası flash lamp n.
içindeki alüminyum veya magnezyum dilimleri elektrikle tutuşturulduğunda kısa süreliğine yüksek yoğunluklu ışık patlaması üreten ampul flashbulb n.