yaşlılık - Turkish English Dictionary
History

yaşlılık



Meanings of "yaşlılık" in English Turkish Dictionary : 24 result(s)

Turkish English
Common Usage
yaşlılık old age n.
General
yaşlılık agedness n.
yaşlılık hoar n.
yaşlılık elderliness n.
yaşlılık age n.
yaşlılık senescence n.
yaşlılık senility n.
yaşlılık senectitude n.
yaşlılık antiquatedness n.
yaşlılık antiquateness n.
yaşlılık years n.
yaşlılık eld n.
yaşlılık geezerhood n.
yaşlılık old [obsolete] n.
yaşlılık oldness n.
yaşlılık senile adj.
Idioms
yaşlılık evening of life n.
yaşlılık the vale of years n.
Psychology
yaşlılık senility n.
Pathology
yaşlılık senility n.
History
yaşlılık ancienty [obsolete] n.
Latin
yaşlılık senium n.
Archaic
yaşlılık eild n.
yaşlılık eild n.

Meanings of "yaşlılık" with other terms in English Turkish Dictionary : 91 result(s)

Turkish English
General
yaşlılık hastalıkları bilimi gerontology n.
yaşlılık aylıkları old pensions n.
edebiyatta yaşlılık old age in literature n.
yaşlılık aylığı old age pension n.
yaşlılık aylıkları old age pensions n.
yaşlılık psikozu old age psychosis n.
yaşlılık aylığı retired pay n.
yaşlılık sigortası retirement annuity n.
yaşlılık riskleri old age risk n.
yaşlılık dönemi old age n.
yaşlılık hastalıkları uzmanı geriatrician n.
yaşlılık halleri types of old age n.
yaşlılık psikolojisi old age psychology n.
yaşlılık hastalıkları bilimi geriatrics n.
dinamik yaşlılık aylığı dynamic pension n.
yaşlılık sorunları old age problems n.
yaşlılık hali senium n.
yaşlılık ya da hastalık sebeplerinden dolayı yarı zamanlı çalışma semiretirement n.
yaşlılık bilimi nostology n.
yaşlılık yardımı old age assistance n.
yaşlılık maaşı age pension n.
yaşlılık sigortası old-age insurance n.
yaşlılık aylığı retirement pension-pay n.
orta yaşlılık middle adulthood n.
yaşlılık lekesi age spot n.
yaşlılık günleri chair days [obsolete] n.
ömrün çoğunlukla sandalyede ve sakin geçen yaşlılık dönemi chair days [obsolete] n.
yaşlılık günleri chairdays [obsolete] n.
ömrün çoğunlukla sandalyede ve sakin geçen yaşlılık dönemi chairdays [obsolete] n.
(eski kullanımda) yaşlılık lekesi moth n.
(eski kullanımda) yamuk veya tüylü yaşlılık lekesi moth n.
yaşlılık dönemi golden age n.
(öncülük, yaşlılık bakımından) dede özelliğine sahip kimse grandfather n.
yaşlılık nedeniyle titremek dodder v.
yaşlılık ya da hastalık sebeplerinden dolayı yarı zamanlı çalışan semiretired adj.
yaşlılık anlamı veren ön ek geronto- pref.
yaşlılık anlamı veren ön ek geront- pref.
Phrasals
(yaşlılık vb sebebiyle) titreyerek yürümek dodder along v.
Idioms
yaşlılık yılları the vale of years n.
yaşlılık yılları sunset years n.
Trade/Economic
yaşlılık sigortası old age insurance n.
yaşlılık ve ölüm sigortası old age and survivor's insurance n.
yaşlılık maaşı retirement fund n.
yaşlılık maaşı retirement benefit n.
yaşlılık maaşı old-age pension n.
yaşlılık yardımı old age security n.
yaşlılık maaşı retirement pension n.
yaşlılık maaşı superannuation n.
yaşlılık muafiyeti old-age exemption n.
yaşlılık emekli aylığı fonu old age pension fund n.
yaşlılık maaşı retirement check n.
yaşlılık muafiyeti elderly exemption n.
yaşlılık güvencesi old age security n.
yaşlılık sigortası old age security n.
Law
yaşlılık güvencesi kanunu old age security act n.
Institutes
yaşlılık, maluliyet ve evde sağlık bakımı bakanlığı department of ageing, disability and home care n.
Insurance
yaşlılık sigortası old age insurance n.
yaşlılık sigortası old age pension n.
yaşlılık aylığı bağlanmasını gerektiren sigorta old-age pension [uk] n.
Technical
yaşlılık bilimi geriatrics n.
yaşlılık bilimi gerontology n.
Medical
yaşlılık dişciliği gerodontics n.
yaşlılık dişciliği gerodontology n.
yaşlılık hekimliği gerratrics n.
yaşlılık zafiyeti senility n.
yaşlılık bilimi gerontology n.
yaşlılık hekimliği geriatrics n.
yaşlılık lekeleri age spots n.
yaşlılık lekeleri liver spots n.
yaşlılık lekeleri solar lentigines n.
yaşlılık lekeleri old age spots n.
yaşlılık lekeleri senile freckles n.
yaşlılık dişciliği gerodontia n.
yaşlılık ve yaşlanmayı inceleyen bilim dalı gerontology n.
yaşlılık unutkanlığı elderly forgetfulness n.
Psychology
yaşlılık plakı senile plaque n.
yaşlılık psikozu senile psychosis n.
yaşlılık bunaması senile dementia n.
yaşlılık öncesi presenility n.
yaşlılık fobisi olan kimse gerontophobe n.
Pathology
yaşlılık lekesi liver spot n.
yaşlılık psikozunun erken belirtilerini gösteren presenile adj.
Pharmaceutics
turet sendromu ve yaşlılık bunaması gibi ağır tıbbi hastalıkların tedavisinde kullanılan güçlü bir sakinleştirici haloperidol n.
yaşlılık kaynaklı bunama tedavisinde kullanılan bir ilaç deprenyl n.
Food Engineering
yaşlılık tartısı moisture balance n.
Marine Biology
yaşlılık dönemi senescent period n.
Environment
yaşlılık veya çürüme nedeniyle devrilmiş ağaç deadfall n.
Sport
yaşlılık ve fiziksel aktivite dergisi journal of aging and physical activity (japa) n.
Mythology
iskandinav mitolojisinde yaşlılık tanrıçası elli n.
Archaic
yaşlılık çağı eild n.
yaşlılık çağı eild n.