History

yakışıklı

Meanings of "yakışıklı" in English Turkish Dictionary : 35 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	yakışıklı	handsome adj.
General
2	General	yakışıklı	stunner n.
3	General	yakışıklı	good-looker n.
4	General	yakışıklı	handsome adj.
5	General	yakışıklı	shapely adj.
6	General	yakışıklı	brave adj.
7	General	yakışıklı	good looking adj.
8	General	yakışıklı	personable adj.
9	General	yakışıklı	sightly adj.
10	General	yakışıklı	fine looking adj.
11	General	yakışıklı	smart adj.
12	General	yakışıklı	comely adj.
13	General	yakışıklı	gainly adj.
14	General	yakışıklı	good-looking adj.
15	General	yakışıklı	well-favored adj.
16	General	yakışıklı	well-favoured adj.
17	General	yakışıklı	better-looking adj.
18	General	yakışıklı	braw adj.
19	General	yakışıklı	gainsome adj.
20	General	yakışıklı	dad adj.
21	General	yakışıklı	gradely [dialect] adj.
22	General	yakışıklı	clever [dialect] adj.
23	General	yakışıklı	feateous [obsolete] adj.
24	General	yakışıklı	featurely adj.
25	General	yakışıklı	fine adj.
26	General	yakışıklı	seemly adj.
27	General	yakışıklı	smicker adj.
Colloquial
28	Colloquial	yakışıklı	bohunk n.
29	Colloquial	yakışıklı	(good) looker n.
30	Colloquial	yakışıklı	nice-looking adj.
31	Colloquial	yakışıklı	dreamy adj.
32	Colloquial	yakışıklı	fanciable [uk] adj.
33	Colloquial	yakışıklı	bohunk interj.
34	Colloquial	yakışıklı	not hard on the eyes expr.
Informal
35	Informal	yakışıklı	bae expr.

Meanings of "yakışıklı" with other terms in English Turkish Dictionary : 59 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	yakışıklı prens	handsome prince n.
2	General	yakışıklı aktör	handsome actor n.
3	General	yakışıklı oyuncu	handsome actor n.
4	General	yakışıklı erkek	adonis n.
5	General	yakışıklı adam	adonis n.
6	General	yakışıklı genç adam	adonis n.
7	General	yakışıklı genç erkek	adonis n.
8	General	yakışıklı genç adam	apollo n.
9	General	yakışıklı ve ünlü kimse	heartthrob n.
10	General	yakışıklı adam	heart-throb n.
11	General	yakışıklı olmak	be handsome v.
12	General	yakışıklı hale getirmek	sprug [obsolete] v.
13	General	temiz ve yakışıklı	trim adj.
14	General	uzun boylu ve yakışıklı	tall and handsome adj.
Colloquial
15	Colloquial	kişiliksiz yakışıklı adam	face man n.
16	Colloquial	yakışıklı ama boş adam	face man n.
17	Colloquial	yakışıklı adam	baldwin n.
18	Colloquial	yakışıklı adam anlamında aktör baldwin kardeşlere bir gönderme	baldwin n.
19	Colloquial	çirkin, yakışıklı olmayan kimse	barney n.
20	Colloquial	(alaycı bir şekilde) yakışıklı kimse	oil painting n.
21	Colloquial	çok yakışıklı erkek	superstud n.
22	Colloquial	yakışıklı/güzel/çekici olmayan	short on looks adj.
23	Colloquial	çok güzel/yakışıklı	slamming adj.
24	Colloquial	esmer ve yakışıklı	tall, dark, and handsome adj.
Idioms
25	Idioms	sadece güzel/yakışıklı biri	just another pretty face n.
26	Idioms	yakışıklı serseri	dirty beau [obsolete] n.
27	Idioms	çok yakışıklı/güzel olmak	be all that v.
28	Idioms	sadece güzel/yakışıklı olmak	be just a pretty face v.
29	Idioms	sadece güzel/yakışıklı olmak	be just another pretty face v.
30	Idioms	sadece güzel veya yakışıklı değil aynı zamanda akıllı da/yetenekli de/başarılı da olmak	be not just another pretty face v.
31	Idioms	sadece güzel/yakışıklı olmamak (aynı zamanda akıllı, yetenekli olmak)	be not just a pretty face v.
32	Idioms	şeytani yakışıklı	devilishly handsome adj.
33	Idioms	sadece güzel/yakışıklı değil (akıllı da)	not be just a pretty face expr.
34	Idioms	sadece güzel/yakışıklı değil (aynı zamanda akıllı, yetenekli)	not just a pretty face expr.
35	Idioms	sadece güzel/yakışıklı değil (aynı zamanda akıllı, yetenekli)	not just another pretty face expr.
36	Idioms	pek güzel/yakışıklı değil	not much for looks expr.
37	Idioms	pek güzel/yakışıklı değil	not much to look at expr.
38	Idioms	sadece güzel/yakışıklı değil (aynı zamanda akıllı, yetenekli)	more than just a pretty face expr.
Speaking
39	Speaking	seni çok yakışıklı gösteriyor	you look very handsome in it expr.
40	Speaking	sence ben yakışıklı mıyım?	do you think I'm handsome? expr.
41	Speaking	yakışıklı mıyım?	am I handsome? expr.
Botanic
42	Botanic	menekşe-mor tüylü yakışıklı kadifemsi yaprakları için yetiştirilen bir bitki	royal velvet plant n.
43	Botanic	menekşe-mor tüylü yakışıklı kadifemsi yaprakları için yetiştirilen bir bitki	gynura aurantiaca n.
44	Botanic	menekşe-mor tüylü yakışıklı kadifemsi yaprakları için yetiştirilen bir bitki	purple velvet plant n.
Slang
45	Slang	yakışıklı adam	bohunk n.
46	Slang	yakışıklı adam	beauhunk n.
47	Slang	yakışıklı, genç beyaz erkekler için kullanılan alaycı bir söz	chad n.
48	Slang	hoş/yakışıklı erkek	babe magnet n.
49	Slang	yakışıklı erkek	abe n.
50	Slang	yakışıklı, iyi görünümlü adam	barney n.
51	Slang	yakışıklı adam	clydesdale [dated] n.
52	Slang	yakışıklı şeytan	handsome devil n.
53	Slang	yakışıklı çapkın	handsome devil n.
54	Slang	yakışıklı serseri	handsome devil n.
55	Slang	yakışıklı erkek	doll n.
56	Slang	yakışıklı ve çekici erkek	zaddy n.
57	Slang	(bir erkeği cinsel olarak çekici bulan kişi tarafından kullanıldığında) yakışıklı	big boy interj.
Modern Slang
58	Modern Slang	yakışıklı ve zeki erkek	a bengali menace n.
59	Modern Slang	gençken yakışıklı/güzel olan bir oyuncunun yaşlandıkça şişmanlayıp çirkinleşmesi	alec baldwin syndrome n.