yalnız başına - Turkish English Dictionary
History

yalnız başına



Meanings of "yalnız başına" in English Turkish Dictionary : 21 result(s)

Turkish English
General
yalnız başına unaided adj.
yalnız başına unassisted adj.
yalnız başına single-handed adj.
yalnız başına alone adv.
yalnız başına singly adv.
yalnız başına by oneself adv.
yalnız başına single-handedly adv.
yalnız başına solus adv.
yalnız başına on one's own adv.
yalnız başına nakedly adv.
yalnız başına by one's self adv.
yalnız başına stag adv.
yalnız başına itself pron.
Idioms
yalnız başına by (oneself) expr.
yalnız başına (all) by yourself expr.
yalnız başına on (one's) pat [australia] expr.
yalnız başına on (one's) pat malone [australia] expr.
yalnız başına on own expr.
Law
yalnız başına allenarly [scottish] adv.
yalnız başına allanerly [scottish] adv.
Latin
yalnız başına per se adv.

Meanings of "yalnız başına" with other terms in English Turkish Dictionary : 26 result(s)

Turkish English
General
yalnız başına yaşayan kimse hermit n.
yalnız başına geçirilen vakit alone time n.
yalnız başına yaşayan kimse solitarian n.
yalnız başına kalmak be on one's own v.
Phrasals
birini yalnız/bir başına bırakmak lay off someone v.
Phrases
evde yalnız başına alone at home expr.
karanlıkta yalnız başına alone in the dark expr.
Colloquial
yalnız başına içilen içki jimmy woodser n.
yalnız (başına)/bekar hayatı yaşamak bach it v.
yalnız (başına)/bekar hayatı yaşamak bach v.
Idioms
yalnız başına yüklenilmek zorunda olunan sorumluluk/yük cross to bear n.
yalnız başına kaldırılmak zorunda olunan sorumluluk/yük cross to bear n.
yalnız başına çekilmesi gereken çile/dert cross to bear n.
birinin yalnız başına yüklenmesi gereken sorumluluk/yük one's cross to bear n.
bir şeyi yalnız başına yapmak plough (one's) own furrow [uk] v.
bir şeyi yalnız başına halletmek plough (one's) own furrow [uk] v.
bir konuda yalnız/tek başına olmak be in a minority of one v.
yalnız başına olmak be on (one's) pat [australia] v.
yalnız başına olmak be on (one's) pat malone [australia] v.
Zoology
yaprakla beslenen ve yalnız başına yaşayan arı megachile bee n.
yaprakla beslenen ve yalnız başına yaşayan arı leafcutter bee n.
Social Sciences
çocuğu yalnız başına büyüten ebeveyn solo parent n.
çocuğu yalnız başına büyüten ebeveyn single parent n.
Linguistics
yalnız başına bir tümceciğin anlamını taşıyan sözcük head word n.
Mythology
yalnız başına büyü yapan cadı hedgewitch n.
Slang
okyanusta yalnız başına yüzen veya sörf yapan kimse shark bait n.