History

zıtlık

Meanings of "zıtlık" in English Turkish Dictionary : 32 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	zıtlık	contrast n.
General
2	General	zıtlık	conflict n.
3	General	zıtlık	contraposition n.
4	General	zıtlık	adversity n.
5	General	zıtlık	oppositeness n.
6	General	zıtlık	contrariety n.
7	General	zıtlık	adverseness n.
8	General	zıtlık	antithesis n.
9	General	zıtlık	discrepancy n.
10	General	zıtlık	repugnance n.
11	General	zıtlık	antipodes n.
12	General	zıtlık	contrariness n.
13	General	zıtlık	contradistinction n.
14	General	zıtlık	antinomy n.
15	General	zıtlık	antagonism n.
16	General	zıtlık	opposition n.
17	General	zıtlık	contradiction n.
18	General	zıtlık	cross-purposes n.
19	General	zıtlık	dichotomy n.
20	General	zıtlık	antitype n.
21	General	zıtlık	repugnancy n.
22	General	zıtlık	distinction n.
23	General	zıtlık	counter n.
24	General	zıtlık	counterpoint n.
25	General	zıtlık	discrepance n.
Idioms
26	Idioms	zıtlık	cross purpose n.
Formal
27	Formal	zıtlık	antinome n.
Trade/Economic
28	Trade/Economic	zıtlık	antagonism n.
29	Trade/Economic	zıtlık	reversal n.
Technical
30	Technical	zıtlık	contrast n.
31	Technical	zıtlık	opposition n.
Logic
32	Logic	zıtlık	counteridea n.

Meanings of "zıtlık" with other terms in English Turkish Dictionary : 41 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	iki kanun arasındaki zıtlık	antinomy n.
2	General	zıtlık duyarlılığı	contrast sensitivity n.
3	General	zıtlık etkisi	contrast effect n.
4	General	karşılaştırılan şeyler arasındaki zıtlık	direct contrast n.
5	General	zıtlık niteliğinde farklılık	counter distinction n.
6	General	zıtlık ilişkisi	polarity n.
7	General	zıtlık yaratmak	create conflict v.
8	General	zıtlık teşkil eden	contradistinctive adj.
9	General	benzerlik veya zıtlık gösterdiği düşünülen	comparative adj.
10	General	zıtlık sunarak	starkly adv.
11	General	kesin/tam bir zıtlık/karşıtlık içinde	in sharp contrast to prep.
12	General	zıtlık anlamını veren bir ön ek	mis- pref.
Phrasals
13	Phrasals	(zıtlık yoluyla) dikkati yöneltmek	bring out v.
14	Phrasals	biriyle/bir şeyle zıtlık oluşturmak	contrast with someone or something v.
15	Phrasals	(biri/bir şey biriyle/bir şeyle) zıtlık oluşturmak	contrast (someone or something) with (someone or something) v.
Idioms
16	Idioms	(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında düşmanlık/zıtlık yaratmak	pit (someone or something) against (someone or something else) v.
Law
17	Law	iki kanun arasındaki zıtlık	antinomia n.
Technical
18	Technical	gümüşlü zıtlık artırma	silver enhancement n.
19	Technical	gümüşlü zıtlık artırma	silver autometallography n.
20	Technical	ışık ölçümsel zıtlık	photometric contrast n.
21	Technical	schlieren zıtlık mikroskopisi	schlieren contrast microscopy n.
22	Technical	tane zıtlık dağlaması	grain contrast etching n.
23	Technical	zıtlık artırıcı metal katımı	autometallography n.
24	Technical	zıtlık pekleştirme katığı	negative stain n.
25	Technical	zıtlık pekleştirme	negative staininig n.
26	Technical	zıtlık ölçümü	contrast measurement n.
27	Technical	zıtlık ilkesi	principle of contrast n.
28	Technical	zıtlık geliştirme	contrast enhancement n.
29	Technical	zıtlık algılama	contrast perception n.
30	Technical	yüksek zıtlık	high contrast n.
31	Technical	zıtlık oranı	contrast ratio n.
32	Technical	zıtlık süzgeci	contrast filtre n.
33	Technical	zıtlık artırıcı boya	positive stain n.
Medical
34	Medical	fizyolojik zıtlık	physiological contrast n.
Statistics
35	Statistics	temel zıtlık karşılaştırılması	elementary contrast n.
36	Statistics	zıtlık karşılaştırılması	contrast n.
Linguistics
37	Linguistics	taban tabana zıtlık	antipodal opposition n.
38	Linguistics	bağladığı sözcüklere veya sözcük gruplarına birbirine alternatif olma, zıtlık veya karşıtlık ilişkisi kazandıran (bağlaç)	disjunctive adj.
Music
39	Music	birinci ve üçüncü bölümlerin esasen aynı olduğu ve ikinci bölümün farklı ses perdesinde olduğu, zıtlık içeren üç bölümden oluşan müzik şekli	ternary form n.
40	Music	birinci ve üçüncü bölümlerin esasen aynı olduğu ve ikinci bölümün farklı ses perdesinde olduğu, zıtlık içeren üç bölümden oluşan müzik şekli	song form n.
Painting
41	Painting	eşleşen iki parça üzerine yapılan, genel tek bir konu hakkında birbirini tamamlayıcı veya zıtlık içeren resimlerden oluşan eser	diptych n.