Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
external thermal insulation composite systems (etics)
appellate hearing
a-line
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Historia
Frases
Significados de
"a-line"
en diccionario turco inglés : 2 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Textile
1
Textile
a-line
n.
büyük a harfi şeklinde yapılan giysi kesimi
2
Textile
a-line
adj.
evaze
Significados de
"a-line"
con otros términos en diccionario inglés turco: 158 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
skip a line
v.
satır atlamak
I
skipped a line
when I was reading.
Okurken bir
satırı atlamışım.
More Sentences
Colloquial
2
Colloquial
in a line
expr.
kuyrukta
There were already a lot of people waiting
in a line
in front of the movie theater.
Sinemanın önünde
kuyrukta
bekleyen bir sürü insan vardı.
More Sentences
3
Colloquial
in a line
expr.
sırada
The shoppers stood
in a line.
Müşteriler
sırada
bekledi.
More Sentences
General
4
General
a line of ships
n.
pruva hattı
5
General
in a line
n.
bir sıra durumunda
6
General
segment of a line
n.
çizgi üzerindeki iki nokta arasında kalan parça
7
General
form a line
v.
sıraya girmek
8
General
install a line
v.
hat çekmek
9
General
get a line on
v.
bilgi almak
10
General
get a line on
v.
hatta kalmak
11
General
shoot a line
v.
cart curt ötmek
12
General
drop a line
v.
pusula göndermek
13
General
form a line
v.
sıra olmak
14
General
form a line
v.
hizaya gelmek
15
General
drop a line
v.
iki satır yazıvermek
16
General
draw a line
v.
çizgi çekmek
17
General
set up a line
v.
hat döşemek
18
General
set up a line
v.
hat kurmak
19
General
wait on a line
v.
sırada beklemek
20
General
wait on a line
v.
kuyrukta beklemek
21
General
wait in a line
v.
kuyrukta beklemek
22
General
wait in a line
v.
sırada beklemek
23
General
cast a line
v.
olta atmak
24
General
on a line
adv.
aynı hizada
25
General
on a line
adv.
bir sırada
Colloquial
26
Colloquial
do a line of coke
v.
bir çizgi kokain çekmek
27
Colloquial
drop a line
v.
birkaç satır yazmak
28
Colloquial
get a line in someone
v.
birine serum vermek
29
Colloquial
do a line with (someone)
v.
(biriyle) sevgili olmak
30
Colloquial
do a line with (someone)
v.
(biriyle) çıkmak
31
Colloquial
on a line
expr.
kuyrukta
32
Colloquial
on a line
expr.
sırada
Idioms
33
Idioms
a line in the sand
n.
son nokta
34
Idioms
a line on (someone or something)
n.
(birinin/bir şeyin) iletişim bilgisi
35
Idioms
toe a line
v.
kurala uymak
36
Idioms
toe a line
v.
söyleneni yapmak
37
Idioms
toe a line
v.
emirlere uymak
38
Idioms
toe a line
v.
sorumluluğunu yerine getirmek
39
Idioms
give someone a line
v.
aldatmak
40
Idioms
give a line
v.
aldatmak
41
Idioms
feed a line
v.
aldatmak
42
Idioms
feed someone a line
v.
aldatmak
43
Idioms
shoot a line
v.
atıp tutmak
44
Idioms
have a line on
v.
bir konuda bilgi edinmek
45
Idioms
have a line on
v.
bir konuda bilgi almak
46
Idioms
get a line on
v.
bir konuda bilgi edinmek
47
Idioms
draw a line
v.
bir dur demek
48
Idioms
drop someone a line
v.
birine iki satır yazmak
49
Idioms
shoot a line
v.
boş keseden sallamak
50
Idioms
get a line on
v.
bir konuda bilgi almak
51
Idioms
get a line on
v.
gerekli bilgiye ulaşmak
52
Idioms
feed someone a line
v.
gözünü boyamak
53
Idioms
get a line on
v.
gerekli bilgilere ulaşmak
54
Idioms
give someone a line
v.
göz boyamak
55
Idioms
have a line on
v.
gerekli bilgilere ulaşmak
56
Idioms
feed someone a line
v.
göz boyamak
57
Idioms
have a line on
v.
gerekli bilgiye ulaşmak
58
Idioms
draw a line between
v.
iki şeyi ayırmak
59
Idioms
draw a line between
v.
iki şey arasına çizgi çizmek
60
Idioms
drop someone a line
v.
iki satır yazmak
61
Idioms
drop a line
v.
iki satır karalamak
62
Idioms
draw a line
v.
izin vermemek
63
Idioms
spin somebody a line
v.
ikna etmeye çalışmak
64
Idioms
drop a line
v.
mektup yazmak
65
Idioms
draw a line
v.
set çekmek
66
Idioms
draw a line
v.
sınır çizmek
67
Idioms
draw a line under something
v.
sünger çekmek
68
Idioms
feed someone a line
v.
yanıltmak
69
Idioms
feed a line
v.
yanıltmak
70
Idioms
give a line
v.
yanıltmak
71
Idioms
draw a line under something
v.
üzerine bir çizgi çekmek
72
Idioms
spin somebody a line
v.
(bir şeyin) doğruluğuna inandırmaya çalışmak
73
Idioms
draw a line under something
v.
üstüne bir çizgi çekmek
74
Idioms
spin somebody a line
v.
yalan atmak/uydurmak
75
Idioms
give someone a line
v.
yanıltmak
76
Idioms
draw a line
v.
yapmamak
77
Idioms
feed (one) a line
v.
sufle etmek
78
Idioms
feed (one) a line
v.
oyuncuya repliklerini söylemek
79
Idioms
feed (one) a line
v.
ezbere konuşmak
80
Idioms
feed (one) a line
v.
önceden hazırlanmış bir konuşma yapmak
81
Idioms
feed (one) a line
v.
yanıltıcı konuşmak
82
Idioms
feed (one) a line
v.
duymak istediklerini söylemek
83
Idioms
feed (one) a line
v.
bahane yutturmaya çalışmak
84
Idioms
pitch (one) a line
v.
kıvırmak
85
Idioms
pitch (one) a line
v.
lafı kıvırmak
86
Idioms
pitch (one) a line
v.
(birine) yalan uydurmak
87
Idioms
pitch (one) a line
v.
(birine) gerçeği tam anlatmamak
88
Idioms
pitch a line (to somebody)
v.
kıvırmak
89
Idioms
pitch a line (to somebody)
v.
lafı kıvırmak
90
Idioms
pitch a line (to somebody)
v.
(birine) yalan uydurmak
91
Idioms
pitch a line (to somebody)
v.
(birine) gerçeği tam anlatmamak
92
Idioms
pitch a line (to somebody)
v.
(birine) hikaye/mazeret uydurmak
93
Idioms
draw a line between (two things)
v.
(iki şey) arasına çizgi çizmek
94
Idioms
draw a line between (two things)
v.
(iki şeyi) ayırmak
95
Idioms
draw a line between (two things)
v.
(iki şeyi) birbirinden ayırmak
96
Idioms
draw a line between (two things)
v.
(iki şey) arasına sınır koymak/çizmek
97
Idioms
draw a line between something
v.
bir şeyle bir şey arasına çizgi çizmek
98
Idioms
draw a line between something
v.
bir şeyle bir şeyi ayırmak
99
Idioms
draw a line between something
v.
bir şeyle bir şeyi birbirinden ayırmak
100
Idioms
draw a line between something
v.
bir şeyle bir şey arasına sınır koymak/çizmek
101
Idioms
draw a line at (doing) (something)
v.
(bir şeyi yapmayı) reddetmek
102
Idioms
draw a line at (doing) (something)
v.
(bir şeyi) yapmamak
103
Idioms
draw a line at (doing) (something)
v.
(bir şeyi yapmak konusunda) sınır koymak
104
Idioms
draw a line at (doing) (something)
v.
(bir şeyi yapmak konusunda) sınır çizmek
105
Idioms
draw a line at (doing) (something)
v.
(bir şeyi yapmak konusunda) set çekmek
106
Idioms
draw a line between
v.
bir şeyle bir şey arasına çizgi çizmek
107
Idioms
draw a line between
v.
bir şeyi bir şeyden ayırmak
108
Idioms
drop (one) a line
v.
(birine) iki satır yazmak
109
Idioms
drop (one) a line
v.
(birine) not/mektup yazmak
110
Idioms
drop a line
v.
not/mektup yazmak
111
Idioms
drop a line
v.
iki satır yazmak
112
Idioms
drop a line
v.
birkaç satır yazmak
113
Idioms
drop somebody a line/note
v.
birine not/mektup yazmak
114
Idioms
drop somebody a line/note
v.
birine iki satır yazmak
115
Idioms
feed someone a line
v.
birine sufle vermek
116
Idioms
feed someone a line
v.
oyuncuya repliklerini söylemek
117
Idioms
get a line
v.
(tesadüfen) tanışmak
118
Idioms
get a line
v.
farkına varmak
119
Idioms
get a line on someone [us]
v.
biri hakkında bilgi almak
120
Idioms
get a line on someone [us]
v.
biri hakkında bilgi edinmek
121
Idioms
get a line on someone [us]
v.
biri hakkında gerekli bilgilere ulaşmak
122
Idioms
get a line on someone [us]
v.
biri hakkında gerekli bilgiye ulaşmak
123
Idioms
give (one) a line
v.
(birine) aldatıcı konuşmak
124
Idioms
give (one) a line
v.
(birini) kandırmak
125
Idioms
give (one) a line
v.
(birine) maval okumak
126
Idioms
have a line on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında bilgi edinmek
127
Idioms
have a line on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında bilgi almak
128
Idioms
have a line on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında gerekli bilgilere ulaşmak
129
Idioms
have a line on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında gerekli bilgiye ulaşmak
130
Idioms
draw a line in the sand
v.
destek verilmeyeceğini söylemek
131
Idioms
draw a line in the sand
v.
son noktayı koymak
132
Idioms
as straight as a line
expr.
çizgi gibi düz/ dümdüz
133
Idioms
(one) has to draw a line somewhere
expr.
(biri) bir sınır çizmeli
134
Idioms
(one) has to draw a line somewhere
expr.
(biri) bir dur demeli
135
Idioms
(one) has to draw a line somewhere
expr.
(biri) bir yerde bir çizgi çekmeli
136
Idioms
(one) has to draw a line somewhere
expr.
her şeyin bir sınırı var
Speaking
137
Speaking
just a line to tell you
expr.
bir iki satırla size bildiriyorum
Trade/Economic
138
Trade/Economic
slope of a line
n.
bir doğrunun eğimi
Technical
139
Technical
direction of a line
n.
hat yönü
Computer
140
Computer
create a line
expr.
çizgi oluşturur
Textile
141
Textile
a-line skirt
n.
evaze etek
Math
142
Math
side of a line
n.
yarıdüzlem
Geometry
143
Geometry
polar equation of a line
n.
çizginin kutupsal denklemi
Bookbindery
144
Bookbindery
draw a line
v.
çizgi çizmek
145
Bookbindery
cross a line
v.
çizgi çizmek
146
Bookbindery
rule a line
v.
çizgi çizmek
Slang
147
Slang
a line of cocaine
n.
bir çizgi kokain
148
Slang
shoot a line
v.
bol keseden atmak
149
Slang
shoot a line
v.
desteksiz sallamak
150
Slang
do a line
v.
çizgi yapmak
151
Slang
shoot a line
v.
methetmek
152
Slang
shoot a line
v.
kendini övmek
153
Slang
do a line
v.
kokain çekmek
154
Slang
fire a line
v.
burnundan uyuşturucu çekmek
155
Slang
fire a line
v.
kokain çekmek
156
Slang
fire a line
v.
line çekmek
157
Slang
fire a line
v.
bir çizgi kokain çekmek
158
Slang
fire a line
v.
bir line kokain çekmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of a-line
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy