1 |
donate |
bağışlamak |
v. |
|
- The money was donated to the charity by an anonymous businessman.
- Para, isimsiz bir işadamı tarafından hayır kurumuna bağışlandı.
- We donate quite a lot of money to cooperation with these countries in Latin America.
- Latin Amerika'daki bu ülkelerle iş birliği için oldukça fazla para bağışlıyoruz.
- We donate quite a lot of money to cooperation with these countries in Latin America.
- Latin Amerika'daki bu ülkelerle işbirliği için oldukça fazla para bağışlıyoruz.
- The person who donated this money wishes to remain anonymous.
- Bu parayı bağışlayan kişi adının gizli kalmasını istiyor.
- We donated more than a hundred books to the school library.
- Okul kütüphanesine yüzden fazla kitap bağışladık.
- Instead of giving each other Christmas presents this year, we donated the amount we would have spent on presents to a charity.
- Bu yıl birbirimize Noel armağanları vermek yerine hediyeler için harcayacağımız miktarı hayır kurumuna bağışladık.
- He donated $10000 to the refugee fund.
- O, mülteci fonuna 10.000 dolar bağışladı.
- Tom donates half his salary to his favorite charity.
- Tom maaşının yarısını en sevdiği hayır kurumuna bağışlıyor.
- Tom twisted Mary's arm and she agreed to donate some money to our charity.
- Tom Mary'nin kolunu büktü ve o hayır kurumumuza biraz para bağışlamayı kabul etti.
- Tom twisted Mary's arm and she agreed to donate some money to our charity.
- Tom Mary'nin kolunu büktü ve Mary hayır kurumumuza biraz para bağışlamayı kabul etti.
- Tom told me it would be easy to persuade Mary to donate some money.
- Tom bana Mary'yi biraz para bağışlaması için ikna etmenin kolay olacağını söyledi.
- I'm sure I can persuade Tom to donate some money.
- Eminim Tom'u biraz para bağışlamaya ikna edebilirim.
- I think I've persuaded Tom to donate some money.
- Sanırım Tom'u biraz para bağışlamaya ikna ettim.
- Tom anonymously donated a million dollars to his favorite charity.
- Tom en sevdiği hayır kurumuna isimsiz olarak bir milyon dolar bağışladı.
- Sami donated his lands to the mosque.
- Sami topraklarını camiye bağışladı.
- The person who donated this money wishes to remain anonymous.
- Bu parayı bağışlayan kişi isimsiz kalmak istiyor.
- That charity is named after a person who donated about two billion yen.
- Bu hayır kurumuna iki milyar yen bağışlayan bir kişinin adı verildi.
- There is an urgent need for more people to donate their time and money.
- Daha fazla insanın zamanını ve parasını bağışlamasına acil ihtiyaç var.
- He anonymously donated a large sum of money to the Red Cross.
- Kızıl Haç'a anonim olarak büyük miktarda para bağışladı.
- The pastor says Jesus hasn't returned yet because people haven't donated enough cash.
- Papaz, insanlar yeterince para bağışlamadığı için İsa'nın henüz dönmediğini söylüyor.
- She donated countless pieces to the museum.
- O, müzeye sayısız parça bağışladı.
- How much money did Tom donate to charity last year?
- Tom geçen yıl hayır kurumlarına ne kadar para bağışladı?
- Donate your money to the poor and you'll have treasure in heaven.
- Paranızı fakirlere bağışlarsanız cennette hazineniz olur.
- He donated $10,000 to the refugee fund.
- Mülteci fonuna 10.000 dolar bağışladı.
- Tom's decided to donate his body to medical science.
- Tom cesedini tıp bilimine bağışlamaya karar verdi.
- I've managed to persuade Tom to donate some money.
- Tom'u biraz para bağışlaması için ikna edebildim.
- Tom anonymously donated a large sum of money to the Red Cross.
- Tom Kızıl Haç'a anonim olarak büyük miktarda para bağışladı.
- Tom's decided to donate his body to medical science.
- Tom vücudunu tıp bilimine bağışlamaya karar verdi.
- Tom donated a lot of money to us.
- Tom bize çok para bağışladı.
- He donated a lot of money.
- Çok para bağışladı.
- There is an urgent need for more people to donate their time and money.
- Daha fazla insanın zamanını ve parasını bağışlamasına acil bir ihtiyaç vardır.
- Tom donated his estate to create a wildlife sanctuary.
- Tom mal varlığını bir yaban hayatı barınağı oluşturmak için bağışladı.
- Sami donated his wealth.
- Sami servetini bağışladı.
- Don't you want to know who donated the money?
- Parayı kimin bağışladığını bilmek istemiyor musun?
- Tom donated his entire fortune to charity.
- Tom tüm servetini hayır kurumlarına bağışladı.
- Sami donated his lands to the mosque.
- Sami arazilerini camiye bağışladı.
- He donated $10,000 to the refugee fund.
- Mülteci fonuna 10,000 dolar bağışladı.
- I've managed to persuade Tom to donate some money.
- Tom'u biraz para bağışlamaya ikna etmeyi başardım.
- Wouldn't you like to know who donated the money?
- Paranın kim tarafından bağışlandığını bilmek ister misin?
- Tom donated $30,000 to charity last year.
- Tom geçen yıl hayır kurumlarına 30.000 dolar bağışladı.
- Instead of giving each other Christmas presents this year, we donated the amount we would have spent on presents to a charity.
- Bu yıl birbirimize Noel hediyesi vermek yerine, hediyelere harcayacağımız miktarı bir hayır kurumuna bağışladık.
- I've been trying to get Tom to donate some money.
- Tom'un biraz para bağışlaması için uğraşıyorum.
- He anonymously donated a large sum of money to the Red Cross.
- O, kızılhaç'a isimsiz olarak büyük bir miktarda para bağışladı.
- He donated a lot of money.
- Büyük miktarda para bağışladı.
- Are you really the one who donated all that money?
- O kadar parayı bağışlayan gerçekten sen misin?
- Tom might be willing to donate some money.
- Tom biraz para bağışlamak için istekli olabilir.
- I think I've persuaded Tom to donate some money.
- Sanırım Tom'u biraz para bağışlaması için ikna ettim.
- Tom donated three paintings to the museum.
- Tom müzeye üç tablo bağışladı.
- I'd like to know who donated the money.
- Parayı kimin bağışladığını bilmek isterim.
- Tom asked Mary if she would be willing to donate some money.
- Tom Mary'ye biraz para bağışlamak isteyip istemeyeceğini sordu.
- How did Tom get you to donate so much money?
- Tom sana nasıl bu kadar çok para bağışlattı?
- I'm sure I can persuade Tom to donate some money.
- Biraz para bağışlaması için Tom'u ikna edebileceğimden eminim.
- He donated countless pieces to the museum.
- Müzeye sayısız parça bağışladı.
- Tom has donated a lot of money to various charities.
- Tom çeşitli hayır kurumlarına çok para bağışladı.
- Wouldn't you like to know who donated the money?
- Parayı kimin bağışladığını bilmek istemez misin?
- Tom anonymously donated a large sum of money to the Red Cross.
- Tom isimsiz olarak Kızıl Haç'a büyük miktarda para bağışladı.
- Tom might be willing to donate some money.
- Tom biraz para bağışlamak isteyebilir.
- Donate what you're willing to donate.
- Bağışlamak istediğin kadarını bağışla.
- Would you like to know who donated the money?
- Parayı kimin bağışladığını bilmek ister misiniz?
- Do you want to know who donated the money?
- Parayı kimin bağışladığını bilmek ister misin?
- You never donate anything to anybody.
- Kimseye bir şey bağışlamıyorsun.
- I've been trying to get Tom to donate some money.
- Tom'un para bağışlamasını sağlamaya çalışıyordum.
- Donate what you're willing to donate.
- İstediğin ne varsa bağışla.
- Are you really the one who donated all that money?
- Bütün o parayı bağışlayan kişi gerçekten sen misin?
- The person who donated this money wishes to remain anonymous.
- Bu parayı bağışlayan kişi kimliğinin gizli kalmasını istiyor.
- He donated $10000 to the refugee fund.
- Mülteci fonuna 10000 dolar bağışladı.
- She donated countless pieces to the museum.
- Müzeye sayısız parça bağışladı.
- I'd like to know who donated the money.
- Parayı kimin bağışladığını bilmek isterdim.
- How did Tom get you to donate so much money?
- Tom sana bu kadar parayı nasıl bağışlattı?
Show More (66)
|
2 |
donate |
bağış yapmak |
v. |
|
- It wasn't easy to convince Tom to donate money.
- Tom'u bağış yapmaya ikna etmek kolay olmadı.
- We can't make people donate to charity.
- İnsanları hayır kurumlarına bağış yapmaya zorlayamayız.
- I convinced everyone to donate thirty dollars.
- Otuz dolar bağış yapması için herkesi ikna ettim.
- If you donate money to a charity or volunteer to help people in need, you can call your good deeds philanthropy.
- Bir hayır kuruluşuna bağış yaparsan veya gönüllü olarak ihtiyaç sahiplerine yardım edersen, iyi niyetlerine hayırseverlik adını verebilirsin.
- How much money did Tom donate to charity last year?
- Tom geçen yıl hayır için ne kadar bağış yaptı?
- I'm not sure how much they are expecting me to donate.
- Benden ne kadar bağış yapmamı beklediklerinden emin değilim.
- I convinced everyone to donate thirty dollars.
- Herkesi otuz dolar bağış yapmaya ikna ettim.
- Were you able to persuade Tom to donate money?
- Tom'u bağış yapmaya ikna edebildiniz mi?
- Tom told me it would be easy to persuade Mary to donate some money.
- Tom bana Mary'yi bağış yapmaya ikna etmenin kolay olacağını söyledi.
Show More (6)
|
3 |
donate |
bağışta bulunmak |
v. |
|
- Tom donated $30,000 to charity last year.
- Tom geçen yıl hayır için 30.000 dolar bağışta bulundu.
- Layla donated to her church.
- Leyla, kilisesine bağışta bulundu.
- She's donating money for cancer research.
- Kanser araştırmaları için para bağışında bulunuyor.
- Layla donated to her church.
- Layla kilisesine bağışta bulundu.
Show More (1)
|
4 |
donate |
(kan, doku, organ) bağışçısı olmak |
v. |
|
- All of his coworkers offered to donate skin for the badly burnt worker.
- Tüm iş arkadaşları ağır yanan işçi için deri bağışında bulunmayı teklif etti.
Show More (-2)
|