falter - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
falter tereddüt etmek v.
  • He kept believing in himself and never faltered.
  • Kendine inanmaya devam etti ve asla tereddüt etmedi.
  • If the powerful dark elves falter, the world below is open for insurrection.
  • Eğer kudretli kara elfler tereddüt edecek olursa, aşağıdaki dünya ayaklanmaya hazır demektir.
Show More (-1)
falter bocalamak v.
  • If the powerful dark elves falter, the world below is open for insurrection.
  • Eğer kudretli kara elfler bocalarsa, aşağıdaki dünya ayaklanmaya açık durumda olur.
  • If the powerful dark elves falter, the world below is open for insurrection.
  • Güçlü kara elfler bocalarsa aşağıdaki dünya ayaklanmaya açık demektir.
Show More (-1)
falter kem küm etmek v.
  • Gracie tried not to falter during the argument.
  • Gracie tartışma sırasında kem küm etmemeye çalıştı.
Show More (-2)
falter gücünü kaybetmek v.
  • The economic progress is faltering.
  • Ekonomik ilerleme gücünü kaybetmekte.
Show More (-2)
falter titremek (ses) v.
  • His voice faltered as Rachel got colder on the phone.
  • Rachel telefonda soğuk konuştukça adamın sesi titriyordu.
Show More (-2)
falter duraklamak v.
  • If Germany, the engine of growth, falters, the whole of the European Union will be affected.
  • Büyümenin motoru olan Almanya'nın duraklaması halinde tüm Avrupa Birliği bundan etkilenecektir.
Show More (-2)
falter sarsılmak v.
  • Let us ensure that our resolve does not falter and thereby weaken theirs.
  • Kararlılığımızın sarsılmamasını ve böylece onların kararlılıklarının zayıflamamasını sağlayalım.
Show More (-2)