| 1 |
get out of |
kurtulmak |
v. |
|
- We have to get out of the self-service syndrome.
- Self-servis sendromundan kurtulmalıyız.
- How in God's name can we get out of this ambiguous situation?
- Tanrı aşkına, bu muğlak durumdan nasıl kurtulabiliriz?
- How, in God's name, can we get out of this ambiguous situation?
- Tanrı aşkına, bu muğlak durumdan nasıl kurtulabiliriz?
- You can get out of this.
- Sen bundan kurtulabilirsin.
- Once you've got into a bad habit, it can be difficult to get out of it.
- Bir defa kötü bir alışkanlığı başlayınca, ondan kurtulmak zor olabilir.
- I have to get out of this mess.
- Bu karmaşadan kurtulmalıyım.
- Tom got out of cleaning the bathroom.
- Tom banyoyu temizlemekten kurtuldu.
- Sami wanted to get out of his relationship with Layla.
- Sami, Layla ile olan ilişkisinden kurtulmak istedi.
- How do I get out of this mess?
- Bu karışıklıktan nasıl kurtulurum?
- We'll get out of here one day.
- Bir gün buradan kurtulacağız.
- Let's get out of this rain.
- Bu yağmurdan kurtulalım.
- How will Tom get out of that mess?
- Tom bu beladan nasıl kurtulacak?
- This maze is very hard to get out of.
- Bu labirentten kurtulmak çok zor.
- You can get out of this.
- Bundan kurtulabilirsin.
- Let's get out of these uniforms.
- Bu üniformalardan kurtulalım.
- Once you've got into a bad habit, it can be difficult to get out of it.
- Bir kez kötü bir alışkanlık edindiğinizde, ondan kurtulmak zor olabilir.
- I have to get out of this situation.
- Bu durumdan kurtulmalıyım.
- I wonder how Tom will get out of that mess.
- Tom'un bu beladan nasıl kurtulacağını merak ediyorum.
- I can't get out of this trouble by myself.
- Bu beladan tek başıma kurtulamam.
- I want to help you get out of this mess.
- Bu karmaşadan kurtulmana yardım etmek istiyorum.
- We still have to get out of debt.
- Hâlâ borçtan kurtulmak zorundayız.
- Let's get out of the storm.
- Fırtınadan kurtulalım.
- We have to get out of this storm.
- Bu fırtınadan kurtulmalıyız.
- How did you get out of doing that?
- Bunu yapmaktan nasıl kurtuldun?
- How do I get out of this mess?
- Bu karmaşadan nasıl kurtulabilirim?
- We still have to get out of debt.
- Hâlâ borçtan kurtulmamız gerekiyor.
- Tom is dying to get out of here.
- Tom buradan kurtulmaya can atıyor.
- How am I going to get out of this?
- Bundan nasıl kurtulacağım?
- I know Tom will get out of this.
- Tom'un bundan kurtulacağını biliyorum.
- We can't get out of this.
- Biz bundan kurtulamayız.
- We'll never get out of this.
- Bundan asla kurtulamayacağız.
- How did you get out of doing that?
- Onu yapmaktan nasıl kurtuldun?
- I hope we get out of this alive.
- Umarım bundan canlı kurtuluruz.
- When I find myself in trouble, I try to find a way to get out of it.
- Başım belaya girdiğinde, kurtulmak için bir yol bulmaya çalışırım.
- I couldn't get out of doing this.
- Bunu yapmaktan kurtulamadım.
- He made promise after promise and then sought to get out of them.
- Söz üstüne söz verdi ve sonra onlardan kurtulmaya çalıştı.
- We can't get out of this.
- Bundan kurtulamayız.
- I asked Tom to help me get out of trouble.
- Tom'dan beladan kurtulmama yardım etmesini istedim.
- We'll never get out of this.
- Bundan asla kurtulmayacağız.
- I have to get out of this situation.
- Bu durumdan kurtulmak zorundayım.
Show More (37)
|
| 2 |
get out of |
arabadan inmek |
v. |
|
- They got out of the car.
- Arabadan indiler.
- I opened the door and got out of the car.
- Kapıyı açtım ve arabadan indim.
- Tom wanted to get out of the car.
- Tom arabadan inmek istedi.
- Tom wanted to get out of the car.
- Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom didn't get out of the car because it was raining.
- Tom arabadan inmedi çünkü yağmur yağıyordu.
- Tom wanted to get out of the car and walk.
- Tom arabadan inip yürümek istedi.
- You need to get out of the car.
- Arabadan inmelisin.
- Let's get out of the car now.
- Şimdi arabadan inelim.
- Tom and Mary both got out of the car.
- Tom ve Mary arabadan indiler.
- I got out of the car at 40th Street.
- Ben 40. Cadde'de arabadan indim.
- Layla wanted to get out of the car.
- Leyla arabadan inmek istedi.
- I told Tom to get out of my car.
- Tom'a arabamdan inmesini söyledim.
- When I got out of the car, I felt like I had been here before.
- Arabadan indiğimde sanki buraya daha önce gelmişim gibi hissettim.
- Will you please get out of the car?
- Lütfen arabadan iner misin?
- Tom tried to get out of the car.
- Tom arabadan inmeye çalıştı.
- Layla wanted to get out of the car.
- Layla arabadan inmek istedi.
- Tom saw both Mary and John getting out of their cars.
- Tom, Mary ve John'un arabalarından indiğini gördü.
- Layla tried to get out of the car.
- Leyla arabadan inmeye çalıştı.
- Tom saw both Mary and John getting out of their cars.
- Tom hem Mary'nin hem de John'un arabalarından indiklerini gördü.
- Let's get out of the car.
- Arabadan inelim.
- Tom wanted to get out of the car and walk.
- Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.
- Will you please get out of the car?
- Arabadan iner misiniz?
Show More (19)
|
| 3 |
get out of |
inmek |
v. |
|
- I got out of the cab.
- Taksiden indim.
- I got out of the taxicab.
- Taksiden indim.
- I paid the driver and then got out of the cab.
- Şoföre ödeme yaptım ve taksiden indim.
- Let's get out of the taxi.
- Hadi taksiden inelim.
- I got out of the taxicab.
- Ben taksiden indim.
- I got out of the taxi.
- Taksiden indim.
- I got out of the car at 40th Street.
- Arabadan 40. Cadde'de indim.
- Let's get out of the taxi.
- Taksiden inelim.
- They got out of the bus and walked two kilometres in the hot sun.
- Onlar otobüsten indiler ve sıcak güneşte iki kilometre yürüdüler.
- They got out of the bus and walked two kilometres in the hot sun.
- Otobüsten indiler ve kızgın güneşin altında iki kilometre yürüdüler.
- Tom never got out of his car.
- Tom arabasından hiç inmedi.
- Tom claims he saw some aliens getting out of a spaceship.
- Tom bir uzay gemisinden inen uzaylılar gördüğünü iddia ediyor.
- I struggled to get out of the subway.
- Metrodan inmek için uğraştım.
- I opened the door and got out of the van.
- Kapıyı açtım ve minibüsten indim.
- Before we get out of the taxi, we pay the fare.
- Taksiden inmeden önce, ücreti öderiz.
Show More (12)
|
| 4 |
get out of |
kaçmak |
v. |
|
- Tom got out of his truck and ran.
- Tom kamyonetinden indi ve kaçtı.
- Tom got out of his truck and ran.
- Tom kamyonundan indi ve kaçtı.
- We should get out of here now.
- Buradan hemen kaçmalıyız.
- She always got out of washing-up.
- Bulaşık yıkamaktan hep kaçardı.
Show More (1)
|
| 5 |
get out of |
(bir yerden) çıkmak |
v. |
|
- We've got to get out of this place.
- Bu yerden çıkmak zorundayız.
Show More (-2)
|
