|
- I know one thing and that is that the GMO issue will give me grey hairs.
- Bildiğim bir şey var ki o da GDO meselesinin saçlarımı ağartacağıdır.
- In some early first season episodes, Barney had yellow hair.
- İlk sezonun bazı erken bölümlerinde Barney sarı saçlıydı.
- In some early first season episodes, Barney had yellow hair.
- İlk sezonun başlarındaki bazı bölümlerde Barney'nin saçları sarıydı.
- In some early first season episodes, Barney had yellow hair.
- Bazı ilk sezon bölümlerinde Barney'nin sarı saçları vardı.
- What color do you want to dye your hair?
- Saçını ne renge boyamak istiyorsun?
- I don't want to cut my hair.
- Saçımı kesmek istemiyorum.
- What's the color of Tom's hair?
- Tom'un saçının rengi ne?
- What's your favorite color of hair?
- En sevdiğin saç rengi nedir?
- Anna has chestnut brown hair, but Magdalena has blonde hair.
- Anna'nın kestane rengi saçları var, ama Magdalena'nın sarı saçları var.
- Did you dye your hair?
- Saçını boyadın mı?
- Tom's hair is on fire.
- Tom'un saçları yanıyor.
- Tom is combing his hair.
- Tom saçını tarıyor.
- Your hair will start to fall out.
- Saçınız dökülmeye başlayacaktır.
- I'm getting more and more gray hair.
- Saçım gittikçe grileşiyor.
- Anne told me that my hair was too long.
- Anne saçımın çok uzun olduğunu söyledi.
- Tom asked me to cut his hair.
- Tom benden saçını kesmemi istedi.
- She knows how to comb her hair.
- Saçını nasıl tarayacağını biliyor.
- Tom said he wanted to dye his hair black.
- Tom saçını siyaha boyamak istediğini söyledi.
- Mary has very long hair.
- Mary'nin saçları çok uzun.
- Tom's hair is brown.
- Tom'un saçı kahverengi.
- Tom has more and more gray hair.
- Tom'un saçları gittikçe beyazlıyor.
- He grew his beard and hair in order to look old.
- Yaşlı görünmek için saçını ve sakalını uzattı.
- Tom combed his hair.
- Tom saçını tarardı.
- Tom has red hair and freckles.
- Tom'un kırmızı saçları ve çilleri var.
- I hate my hair.
- Saçımdan nefret ediyorum.
- Mary pushed her hair away from her face.
- Mary saçını yüzünden itti.
- He seldom bothers to comb his hair.
- Nadiren saçını tarar.
- Her hair is wet with sweat.
- Onun saçı terden ıslanmıştı.
- When they had reached the common where the geese fed, she sat down and unloosed her hair, which was of pure gold.
- Kazların beslendiği ortak alana vardıklarında, oturdu ve saf altından olan saçlarını açtı.
- Ania has brown hair, but Magdalena has blonde hair.
- Ania'nın saçları kahverengi ama Magdalena'nın saçları sarı.
- Your hair is different.
- Senin saçın farklı.
- I must arrange my hair.
- Saçımı düzeltmeliyim.
- I like what you did with your hair.
- Saçına yaptığın şeyi seviyorum.
- My hair is still damp.
- Saçım hâlâ nemli.
- There's something in your hair.
- Saçında bir şey var.
- My hair is longer than Jane's is.
- Saçım Jane'inkinden daha uzun.
- Tom washed his hair with cold water.
- Tom saçını soğuk suyla yıkadı.
- Tom dyed his hair dark brown.
- Tom saçını koyu kahverengiye boyadı.
- She's combing her hair.
- O, saçını tarıyor.
- She keeps her hair in curls.
- Saçlarını bukleli tutar.
- Tom had his hair slicked back.
- Tom saçlarını arkaya taramıştı.
- They begin losing copious amounts of hair.
- Bol miktarda saç kaybetmeye başladılar.
- I saw a girl whose hair came down to her waist.
- Saçları beline inen bir kız gördüm.
- She dyed her hair pink.
- Saçını pembeye boyadı.
- My hair is a mess.
- Saçım berbat.
- I saw a girl whose hair came down to her waist.
- Saçları beline kadar inen bir kız gördüm.
- I'm often mistaken for a girl because I have long hair.
- Saçlarım uzun olduğu için sık sık kız sanılıyorum.
- I don't cut her hair.
- Onun saçını kesmiyorum.
- Who cuts your hair?
- Saçını kim kesiyor?
- Do you like my hair?
- Saçımı beğeniyor musun?
- Your hair really does look untidy.
- Saçınız gerçekten dağınık görünüyor.
- My hair is the same length as Jane's.
- Saçım, Jane ile aynı uzunluktadır.
- She rubbed her hair with a towel.
- O bir havlu ile saçlarını ovuşturdu.
- Stop playing with your hair.
- Saçlarınla oynamayı bırak.
- She unbraided her hair.
- O, saçlarının örgüsünü açtı.
- What ugly hair.
- Ne çirkin saçlar.
- She washes her hair two times a week.
- Saçını haftada iki kez yıkar.
- I love Mary's hair.
- Ben Mary'nin saçını seviyorum.
- Did you do something new with your hair?
- Saçınla ilgili yeni bir şey yaptın mı?
- Where did Tom get his hair cut?
- Tom saçını nerede kestirdi.
- I used to wash my hair only once a week.
- Saçımı haftada sadece bir kez yıkardım.
- My hair is brown.
- Saçım kahverengi.
- While she sat on the cliff and combed her hair, she sang a wonderfully beautiful song.
- Uçurumda oturup saçlarını tararken harika bir şarkı söyledi.
- You're losing your hair.
- Saçınız dökülüyor.
- Tom towel-dried his hair.
- Tom saçını havluyla kuruladı.
- Her hair was so long as to reach the floor.
- Saçları yere ulaşacak kadar uzundu.
- Have you dyed your hair?
- Saçını boyadın mı?
- Your hair will start to fall out.
- Saçların dökülmeye başlayacak.
- When did you first notice that you were losing your hair?
- Saçlarınızın döküldüğünü ilk ne zaman fark ettiniz?
- I used a ribbon to tie my hair into a ponytail.
- Saçımı atkuyruğu bağlamak için bir kurdale kullandım.
- Tom recently dyed his hair red.
- Tom geçenlerde saçını kızıla boyadı.
- What color is your hair?
- Saçın ne renk?
- Her hair was similar in color to mine.
- Onun saçı renk olarak benimkine benziyordu.
- You have a feather on your hair.
- Saçında tüy var.
- Mary brushed her hair and put it in a ponytail.
- Mary saçlarını fırçaladı ve bir at kuyruğu yaptı.
- My hair is blond.
- Saçım sarı.
- She has wet hair.
- Saçları ıslak.
- Tom's hair is very long.
- Tom'un saçı çok uzundur.
- You should wash your hair.
- Saçlarını yıkamalısın.
- Tom just got out of the bath and his hair is still wet.
- Tom banyodan yeni çıktı ve saçları hala ıslak.
- You hair is a mess.
- Saçın karışık.
- She curled her hair with curlers.
- Saçını bigudiyle kıvırdı.
- My hair is as long as Tom's.
- Benim saçım da Tom'unki kadar uzun.
- Tom blow-dried his hair.
- Tom saçını kuruttu.
- My hair is wet.
- Saçım ıslak.
- My sister's hair reaches to her shoulders.
- Kız kardeşimin saçları omuzlarına kadar uzanıyor.
- I brush my teeth; I comb my hair.
- Dişlerimi fırçalıyorum; saçlarımı tarıyorum.
- She had jet black hair.
- Onun simsiyah saçı vardı.
- I like your hair.
- Saçından hoşlanıyorum.
- What's the color of Tom's hair?
- Tom'un saçı ne renk?
- After polishing his shoes, Tom brushed his teeth and combed his hair.
- Ayakkabılarını cilaladıktan sonra, Tom dişlerini fırçaladı ve saçını taradı.
- She dyed her hair bright red.
- Saçını parlak kırmızıya boyamıştı.
- When was the last time you combed your hair?
- Saçınızı en son ne zaman taradınız?
- The naughty boys kept egging on their friend to pull the girl's hair.
- Yaramaz çocuklar kızın saçını çekmesi için arkadaşlarını kışkırtmaya devam ettiler.
- Her hair came out from under her hat.
- Şapkasının altından saçları çıktı.
- I have to cut Tom's hair.
- Tom'un saçını kesmek zorundayım.
Show More (93)
|