leg - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
leg bacak n.
  • Professor Aghajari, who lost his right leg during the Iran-Iraq War, needs medical attention.
  • İran-Irak Savaşı sırasında sağ bacağını kaybeden Profesör Aghajari'nin tıbbi yardıma ihtiyacı var.
  • Otherwise, I should have been at home with my leg in plaster.
  • Aksi takdirde evde bacağım alçıda olmalıydım.
  • They did not succeed in this case either, but the young man's left leg had to be amputated.
  • Bu olayda da başarılı olamadılar ancak genç adamın sol bacağı kesilmek zorunda kaldı.
Show More (365)
leg ayak n.
  • They carry out this work, and without legislation they have no leg to stand on.
  • Bu işi yürütüyorlar ve mevzuat olmadan dayanacakları bir ayakları yok.
  • The British Government does not have a leg to stand on.
  • İngiliz Hükümetinin dayanacak bir ayağı yoktur.
  • Once he kept standing on one leg for a whole year.
  • Bir defasında tam bir sene tek ayağı üzerinde durarak yaşadı.
Show More (21)
leg etap n.
  • We had to walk the last leg of the journey.
  • Yolculuğun son etabında yürümek zorunda kaldık.
Show More (-2)