|
- Professor Aghajari, who lost his right leg during the Iran-Iraq War, needs medical attention.
- İran-Irak Savaşı sırasında sağ bacağını kaybeden Profesör Aghajari'nin tıbbi yardıma ihtiyacı var.
- Otherwise, I should have been at home with my leg in plaster.
- Aksi takdirde evde bacağım alçıda olmalıydım.
- They did not succeed in this case either, but the young man's left leg had to be amputated.
- Bu olayda da başarılı olamadılar ancak genç adamın sol bacağı kesilmek zorunda kaldı.
- Thereafter, you can massage of another leg too.
- Bundan sonra, diğer bacağa da masaj yapabilirsiniz.
- You know, losing my leg wasn't the hard part.
- Biliyorsun, bacağımı kaybetmek işin zor kısmı değildi.
- Thereafter, you can massage of another leg too.
- Artık öteki bacağınıza da masaj yapabilirsiniz.
- Thereafter, you can massage of another leg too.
- Daha sonra öteki bacağa da masaj yapabilirsiniz.
- You know, losing my leg wasn't the hard part.
- Yani şey, bacağımı kaybetmek işin zor kısmı değildi.
- Tom has only one leg.
- Tom'un tek bacağı var.
- I was bitten in the leg by that dog.
- O köpek beni bacağımdan ısırdı.
- I could actually have broken a leg.
- Gerçekten bir bacağımı kırmış olabilirim.
- Tom's leg had gone to sleep so he was unable to stand up.
- Tom'un bacağı uykuya dalmıştı, bu yüzden ayağa kalkamıyordu.
- Show me your leg.
- Bacağını bana göster.
- I need to make sure your leg isn't broken.
- Bacağının kırılmadığından emin olmalıyım.
- Tom broke his leg in a ski race.
- Tom bir kayak yarışında bacağını kırdı.
- He fell and hurt his leg.
- O düştü ve bacağını incitti.
- Tom has a scar on his right leg.
- Tom'un sağ bacağında bir yara izi var.
- Unfortunately, he got his leg broken in the accident.
- Ne yazık ki kazada bacağı kırılmış.
- A dog bit her leg.
- Bir köpek onun bacağını ısırdı.
- The doctor did a good job on my leg.
- Doktor, bacağım için iyi bir iş yaptı.
- How did you break your leg?
- Bacağını nasıl kırdın?
- Is your left leg still hurting?
- Sol bacağın hâlâ acıyor mu?
- My leg is still hurting.
- Bacağım hâlâ ağrıyor.
- Tom's cat rubbed against Mary's leg.
- Tom'un kedisi Mary'nin bacağına sürtündü.
- Tom showed Mary the scar on his leg.
- Tom Mary'ye bacağındaki yara izini gösterdi.
- The shark seized him by the leg.
- Köpekbalığı onu bacağından yakaladı.
- I got my right leg hurt in the accident.
- Kazada sağ bacağımı yaraladım.
- Lift your left leg.
- Sol bacağınızı kaldırın.
- His leg was bitten by a crocodile.
- Bacağı bir timsah tarafından ısırıldı.
- Sami touched Layla's leg.
- Sami Layla'nın bacağına dokundu.
- While I was swimming, I got a cramp in my leg.
- Yüzerken bacağıma bir kramp girdi.
- Tell Tom that I've a broken leg.
- Tom'a bacağımın kırık olduğunu söyle.
- You got shot in the leg.
- Sen bacağından vuruldun.
- Tom's leg was badly burned.
- Tom'un bacağı fena halde yanmıştı.
- The dog bit her leg.
- Köpek onun bacağını ısırdı.
- I was bitten on the leg by a dog.
- Bir köpek tarafından bacağımdan ısırıldım.
- Not only did Tom break his leg, he got badly burned.
- Tom sadece bacağını kırmadı, çok kötü şekilde yandı da.
- Tom broke his leg.
- Tom bacağını kırdı.
- I knew my leg was broken.
- Bacağımın kırık olduğunu biliyordum.
- Tom only has one leg.
- Tom'un sadece bir bacağı var.
- Has Tom ever told you how he broke leg?
- Tom sana hiç bacağını nasıl kırdığını anlattı mı?
- He was injured in his left leg in the accident.
- O, kazada sol bacağından yaralandı.
- I shot myself in the leg.
- Kendimi bacağımdan vurdum.
- Who told you Tom broke his leg?
- Tom'un bacağını kırdığını kim söyledi?
- Tell Tom I have a broken leg.
- Tom'a bacağımın kırık olduğunu söyle.
- Which leg hurts?
- Hangi bacağın ağrıyor?
- Tom has a black bruise on his right leg.
- Tom'un sağ bacağında siyah bir çürük var.
- What happened to your leg?
- Bacağına ne oldu?
- Tell her I have a broken leg.
- Ona kırık bir bacağım olduğunu söyle.
- On Christmas day, Tom still had his right leg in plaster.
- Noel günü Tom'un sağ bacağı hâlâ alçıdaydı.
- Tom has broken his left leg.
- Tom sol bacağını kırdı.
- Tom slipped on the ice and hurt his leg.
- Tom buz üzerinde kaydı ve bacağını incitti.
- I think I've broken my leg.
- Sanırım bacağımı kırdım.
- Tom had only one leg.
- Tom'un tek bacağı vardı.
- Which leg hurts?
- Hangi bacak acıyor?
- A dog bit her on the leg.
- Bir köpek onu bacağından ısırdı.
- How did you hurt your leg?
- Bacağını nasıl incittin?
- Lift your leg.
- Bacağını kaldır.
- Tom almost broke his leg.
- Tom az daha bacağını kırıyordu.
- Sami started touching Layla's leg.
- Sami Layla'nın bacağına dokunmaya başladı.
- I had a leg cramp when swimming.
- Yüzerken bacağıma kramp girdi.
- Tom's dog bit my leg.
- Tom'un köpeği bacağımı ısırdı.
- My leg is still hurting.
- Bacağım hala acıyor.
- My leg was broken in a traffic accident.
- Bir trafik kazasında bacağım kırıldı.
- My brother's broken his leg and has to use crutches for three weeks.
- Kardeşimin bacağı kırıldı ve üç hafta koltuk değneği kullanması gerekiyor.
- The doctor did a good job on my leg.
- Doktor bacağımda iyi bir iş çıkardı.
- Booth broke his leg when he hit the stage floor.
- Booth sahne zeminine çarptığında bacağını kırdı.
- I broke my leg in two places during a skiing mishap.
- Bir kayak kazası sırasında bacağımı iki yerden kırdım.
- I'm sorry to hear that Tom broke his leg.
- Tom'un bacağını kırdığını duyduğuma üzüldüm.
- A ball hit her right leg.
- Onun sağ bacağına bir top çarptı.
- His leg must be amputated.
- Bacağının kesilmesi gerekiyor.
- My leg is broken.
- Bacağım kırıldı.
- Tom got shot in the leg.
- Tom bacağından vuruldu.
- His bad leg prevented him from winning the race.
- Sakat bacağı yarışı kazanmasını engelledi.
- My leg's gone to sleep, so I don't think I can stand up right away.
- Bacağım uyuşmuş. Hemen kalkabileceğimi sanmıyorum.
- I think Tom's leg is much better now.
- Bence Tom'un bacağı şimdi çok daha iyi.
- Tom had his left leg amputated.
- Tom sol bacağını ampute ettirdi.
- My leg hurts.
- Bacağım acıyor.
- I can't move my leg.
- Bacağımı oynatamıyorum.
- Tom shot the burglar in the leg.
- Tom hırsızı bacağından vurdu.
- The surgeon amputated the wrong leg.
- Cerrah yanlış bacağı kesti.
- He fell and hurt his leg.
- Düştü ve bacağını incitti.
- His bad leg prevented him from winning the race.
- Onun kötü bacağı yarışı kazanmasını engelledi.
- I have a bruise on my left leg.
- Sol bacağımda bir morluk var.
- You got shot in the leg.
- Bacağından vurulmuşsun.
- I experienced a pain in my leg.
- Bacağımda bir ağrı hissettim.
- Tell her I have a broken leg.
- Ona bacağımın kırık olduğunu söyle.
- Tell them I have a broken leg.
- Onlara bacağımın kırık olduğunu söyle.
- He fell down on the ice and hurt his leg.
- Buzun üstünde düştü ve bacağını incitti.
- I still have a scar on my left leg from a car accident I was in when I was thirteen years old.
- On üç yaşındayken geçirdiğim bir araba kazasından dolayı sol bacağımda hâlâ bir yara izi var.
- He broke his leg skiing.
- Kayak yaparken bacağını kırdı.
- Tom felt something crawling up his leg.
- Tom bacağında bir şeyin süründüğünü hissetti.
- The pistol bullet pierced his leg.
- Tabanca mermisi, bacağını delip geçti.
- My grandma injured her leg in a fall.
- Büyükannem düşerek bacağını yaraladı.
- My leg got hurt, so I could not walk.
- Bacağım incindi, bu yüzden yürüyemiyorum.
- I got a cramp in my leg for having stood so long.
- O kadar uzun süre ayakta durduğum için bacağıma kramp girdi.
- Your left leg has been amputated.
- Sol bacağın kesildi.
- Has Tom ever told you how he broke leg?
- Tom sana hiç kayıp bacağını nasıl kırdığını söyledi mi?
- Layla had a wound to her right leg.
- Leyla'nın sağ bacağında bir yarası vardı.
- I think my leg might be broken.
- Sanırım bacağım kırılmış olabilir.
- My uncle has a glass eye and a wooden leg.
- Amcamın camdan bir gözü ve tahta bir bacağı var.
- I slipped on the paper and hurt my leg.
- Kâğıda basıp kaydım ve bacağımı incittim.
- Where are my leg warmers?
- Bacak ısıtıcılarım nerede?
- Tom hurt his leg.
- Tom bacağını incitti.
- I feel a sort of spasm in my left leg.
- Ben sol bacağımda bir tür spazm hissediyorum.
- I didn't know my leg was broken.
- Bacağımın kırık olduğunu bilmiyordum.
- My leg is still asleep.
- Bacağım hala uyuyor.
- He broke his leg in the baseball game.
- Bir beyzbol maçında bacağını kırdı.
- Tom has had surgery on his right leg.
- Tom sağ bacağından ameliyat oldu.
- Tom had an accident and broke his leg.
- Tom bir kaza geçirdi ve bacağını kırdı.
- When he broke his leg he was screaming out in pain.
- Bacağını kırdığında acıdan çığlık atıyordu.
- Tom broke his leg skiing.
- Tom kayak yaparken bacağını kırdı.
- Put some ice on your leg.
- Bacağına biraz buz koy.
- Tell Tom I've a broken leg.
- Tom'a bacağımın kırık olduğunu söyle.
- My right leg is broken.
- Benim sağ bacağım kırık.
- Tom hacked Mary's leg off with a rusty machete.
- Tom, Mary'nin bacağını paslı bir palayla kesti.
- Tom cut his leg.
- Tom bacağını kesti.
- Layla only had one leg.
- Leyla'nın sadece bir bacağı vardı.
- She was wounded by a shot in the leg.
- O bir atışla bacağından yaralandı.
- Layla only had one leg.
- Layla'nın sadece bir bacağı vardı.
- My leg hurts now.
- Bacağım ağrıyor.
- My leg is still asleep.
- Bacağım hâlâ uyuşuk.
- I'd go camping with you if my leg didn't hurt.
- Bacağım ağrımasaydı seninle kampa gelirdim.
- He has had surgery on his left leg.
- O sol bacağından ameliyat oldu.
- I have no feeling in my left leg.
- Sol bacağımı hissetmiyorum.
- Unfortunately, he got his leg broken in the accident.
- Maalesef kazada bacağını kırdı.
- At first, I didn't know that my leg was broken.
- Başta bacağımın kırık olduğunu bilmiyordum.
- The doctor bandaged the boy's injured leg.
- Doktor çocuğun yaralı bacağını sardı.
- Tom's leg had fallen asleep so he couldn't stand up.
- Tom'un bacağı uykuya dalmıştı, bu yüzden ayağa kalkamıyordu.
- I had an operation on my left leg.
- Sol bacağımdan ameliyat oldum.
- Tom thought his leg was broken.
- Tom bacağının kırıldığını sandı.
- Tom had a cramp in his leg.
- Tom'un bacağında bir kramp var.
- My left leg is broken.
- Sol bacağım kırıldı.
- When I was small and I broke my leg, I suffered a lot.
- Ben küçükken bacağımı kırdım, ben çok acı çektim.
- The soldier was wounded in the leg and couldn't move.
- Asker bacağından yaralanmıştı ve hareket edemiyordu.
- He had an accident and fractured his leg.
- Bir kaza geçirdi ve bacağını kırdı.
- Has Tom ever told you how he lost his leg?
- Tom sana hiç bacağını nasıl kaybettiğini anlattı mı?
- On Christmas day, Tom still had his right leg in plaster.
- Noelde Tom'un sağ bacağı hâlâ sargılıydı.
- Tom bandaged his own leg.
- Tom kendi bacağını bandajladı.
- Dan appears to have had several surgeries in the leg.
- Dan bacağından birkaç ameliyat geçirmiş gibi görünüyor.
- On his birthday, his right leg was still in a cast.
- Doğum gününde sağ bacağı hala alçıdaydı.
- Tom bandaged his own leg.
- Tom kendi bacağını sardı.
- Sami put his hand on Layla's leg.
- Sami elini Layla'nın bacağına koydu.
- He felt something crawl up his leg.
- Bir şeyin bacağından yukarı çıktığını hissetti.
- Tell Tom I have a broken leg.
- Tom'a bir bacağımın kırık olduğunu söyle.
- Sami touched Layla's leg.
- Sami, Leyla'nın bacağına dokundu.
- Dan appears to have had several surgeries in the leg.
- Dan bacaktan birkaç ameliyat olmuş gibi görünüyor.
- Tom's leg is bleeding.
- Tom'un bacağı kanıyor.
- My leg was bitten by that dog.
- Bacağımı o köpek ısırdı.
- Sami put his hand on Layla's leg.
- Sami elini Leyla'nın bacağına koydu.
- His wounded leg began to bleed again.
- Onun yaralı bacağı tekrar kanamaya başladı.
- Lift your right leg.
- Sağ bacağınızı kaldırın.
- Tom has been shot in the leg.
- Tom bacağından vuruldu.
- Tom almost broke his leg.
- Tom neredeyse bacağını kırıyordu.
- I broke my leg skiing.
- Kayak yaparken bacağımı kırdım.
- My leg got hurt, so I could not walk.
- Bacağım incindi, bu yüzden yürüyemedim.
- Tell Tom that I've a broken leg.
- Tom'a, kırık bir bacağım olduğunu söyle.
- How's your leg?
- Bacağın nasıl?
- Tom was also shot in the leg.
- Tom da bacağından vuruldu.
- I have leg cramps.
- Bacağıma kramp girdi.
- He was injured in the leg.
- O bacağından yaralandı.
- I banged my leg on the coffee table.
- Ben bacağımı kahve masasına çarptım.
- He broke his right leg and was taken to hospital a few weeks before the holiday.
- Tatilden birkaç hafta önce sağ bacağını kırdı ve hastaneye kaldırıldı.
- My leg is broken.
- Bacağım kırık.
- This spider can have a leg span of up 6 inches.
- Bu örümceğin bacak açıklığı 6 inç kadar olabilir.
- I broke my leg in two places during a skiing mishap.
- Ben, bir kayak kazası sırasında iki yerden bacağımı kırdım.
- Tom thought his leg was broken.
- Tom bacağının kırıldığını düşündü.
- Tom stepped on a bear trap and was seriously injured in the leg.
- Tom ayı tuzağının üzerine bastı ve bacağından ciddi biçimde yaralandı.
- After a six month period, his leg was healed and is normal again.
- Altı aylık bir dönemden sonra bacağı iyileşti ve tekrar normale döndü.
- The doctors amputated Tom's left leg.
- Doktorlar Tom'un sol bacağını kesti.
- My right leg is broken.
- Sağ bacağım kırıldı.
- Sami started touching Layla's leg.
- Sami, Leyla'nın bacağına dokunmaya başladı.
- I think Tom's leg is broken.
- Sanırım Tom'un bacağı kırık.
- I had an operation on my left leg.
- Sol bacağımdan bir ameliyat geçirdim.
- Roger slipped on the ice and hurt his leg.
- Roger buz üzerinde kaydı ve bacağını incitti.
- On Christmas Day, Tom's right leg was still in a cast.
- Noel günü, Tom'un sağ bacağı hâlâ alçılıydı.
- My leg is aching.
- Bacağım ağrıyor.
- He squeezed her leg.
- Onun bacağını sıktı.
- He broke his right leg and was taken to hospital a few weeks before the holiday.
- Bayramdan birkaç hafta önce sağ bacağı kırılıp hastaneye kaldırıldı.
- When he broke his leg, he had to use crutches for 3 months.
- O, bacağını kırdığında üç ay koltuk değnekleri kullanmak zorunda kaldı.
- My leg was broken.
- Bacağım kırıldı.
- He had a little operation on his left leg.
- Sol bacağından küçük bir operasyon geçirdi.
- Tom lost a leg.
- Tom bir bacağını kaybetti.
- He was injured in his left leg in the accident.
- Kazada sol bacağından yaralandı.
- She was wounded by a shot in the leg.
- Bacağından vurularak yaralanmıştı.
- I had a leg cramp when swimming.
- Yüzerken bacağıma kramp girmişti.
- Tom broke his right leg and was taken to hospital a few weeks before Christmas.
- Noel'den birkaç hafta önce Tom sağ bacağını kırdı ve hastaneye götürüldü.
- She went to school in spite of the pain in her leg.
- Bacağındaki ağrıya rağmen okula gitti.
- When I was small and I broke my leg, I suffered a lot.
- Küçükken bacağımı kırdığımda çok acı çektim.
- Tom has a bruise on his right leg.
- Tom'un sağ bacağında bir çürük var.
- Tom rubbed his leg in obvious pain.
- Tom bariz bir acıyla bacağını ovuşturdu.
- His carelessness cost him a broken leg.
- Dikkatsizliği bacağının kırılmasına neden oldu.
- He fell down on the ice and hurt his leg.
- Buzun üzerine düştü ve bacağını incitti.
- After a six month period, his leg was healed and is normal again.
- Altı aylık bir sürenin ardından bacağı iyileşti ve tekrar normale döndü.
- Tom broke his right leg and was taken to hospital a few weeks before Christmas.
- Tom, Noel'den birkaç hafta önce sağ bacağını kırdı ve hastaneye kaldırıldı.
- Tom lost his leg in a shark attack.
- Tom bir köpekbalığı saldırısında bacağını kaybetti.
- Tell him I have a broken leg.
- Ona kırık bir bacağım olduğunu söyle.
- She went to school in spite of the pain in her right leg.
- Sağ bacağındaki ağrıya rağmen okula gitti.
- I got my right leg hurt in the accident.
- Kazada sağ bacağımı incittim.
- Tom pulled the arrow out of Mary's leg.
- Tom, Mary'nin bacağındaki oku çıkardı.
- Tom shot Mary twice in the leg.
- Tom, Mary'yi bacağından iki kez vurdu.
- His right leg was asleep.
- Sağ bacağı uyuşuyordu.
- He had an operation on his left leg.
- Sol bacağından ameliyat oldu.
- Roger slipped on the ice and hurt his leg.
- Roger buzda kaydı ve bacağını incitti.
- I got my leg hurt in the accident.
- Kazada bacağımı incittim.
- Tom's leg is healing.
- Tom'un bacağı iyileşiyor.
- Tom's leg had fallen asleep so he couldn't stand up.
- Tom'un bacağı uyuşmuştu bu yüzden ayağa kalkamadı.
- Tom has a huge bruise on his right leg.
- Tom'un sağ bacağında kocaman bir çürük var.
- The dog bit her leg.
- Köpek bacağını ısırdı.
- His leg is healing.
- Bacağı iyileşiyor.
- Show me your leg.
- Bana bacağını göster.
- Tom's right leg is broken.
- Tom'un sağ bacağı kırılmış.
- She went to school in spite of the pain in her leg.
- Bacağındaki ağrıya rağmen o, okula gitti.
- I got a cramp in my leg while swimming.
- Yüzerken bacağıma kramp girdi.
- Tom's right leg is broken.
- Tom'un sağ bacağı kırık..
- I had my leg hurt while playing football.
- Futbol oynarken bacağımı incittim.
- Raise your leg.
- Bacağını kaldır.
- On Christmas Day, Tom's right leg was still in a cast.
- Noel günü Tom'un sağ bacağı hâlâ alçıdaydı.
- Did you know that Tom only had one leg?
- Tom'un sadece bir bacağı olduğunu biliyor muydunuz?
- I would've never met you if I hadn't broken my leg.
- Bacağımı kırmasaydım seninle hiç tanışamayacaktım.
- My leg was bitten by that dog.
- Bacağım o köpek tarafından ısırıldı.
- His wounded leg began to bleed again.
- Yaralı bacağı tekrar kanamaya başladı.
- The hot water bottle is burning my leg.
- Sıcak su şişesi bacağımı yakıyor.
- Tom has a birthmark on his left leg.
- Tom'un sol bacağında bir doğum lekesi var.
- His leg will prevent him from participating in a tennis tournament.
- Bacağı onun tenis turnuvasına katılmasını engelleyecek.
- Tom broke his leg in a cycling accident.
- Tom bisiklet kazasında bacağını kırdı.
- She went to school in spite of the pain in her right leg.
- O, sağ bacağındaki ağrıya rağmen okula gitti.
- I broke my leg in a traffic accident.
- Ben bir trafik kazasında bacağımı kırdım.
- You experienced a pain in your leg, didn't you?
- Bacağında bir ağrı hissettin, değil mi?
- I got my leg hurt in the accident.
- Kazada bacağımı yaraladım.
- I wish my leg didn't hurt so much.
- Keşke bacağım bu kadar çok acımasa.
- A shark snapped the man's leg off.
- Bir köpekbalığı adamın bacağını kopardı.
- Tom has a broken leg.
- Tom'un bacağı kırık.
- Tom stepped on a bear trap and was seriously injured in the leg.
- Tom bir ayı tuzağına bastı ve bacağından ciddi şekilde yaralandı.
- Tom shot himself in the leg accidentally.
- Tom yanlışlıkla kendini bacağından vurdu.
- Tom's leg needs to be amputated.
- Tom'un bacağının kesilmesi gerekiyor.
- I had to amputate Tom's leg.
- Tom'un bacağını kesmek zorundaydım.
- Put some ice on your left leg.
- Sol bacağına biraz buz koy.
- Tom hurt his leg and can barely walk.
- Tom bacağını incitti ve zar zor yürüyebiliyor.
- Tom had an accident and broke his leg.
- Tom bir kaza geçirip bacağını kırdı.
- Tom shot himself in the leg.
- Tom kendini bacağından vurdu.
- Mary experienced a pain in her leg.
- Mary bacağında bir ağrı hissetti.
- I've got pins and needles in my leg.
- Bacağımda karıncalanma var.
- I was bitten in the leg by that dog.
- O köpek tarafından bacağımdan ısırıldım.
- Tom was shot in the leg.
- Tom bacağından vuruldu.
- A dog bit her leg.
- Bir köpek bacağını ısırdı.
- Tom was shot in his left leg.
- Tom sol bacağından vuruldu.
- He broke his leg in the baseball game.
- Beyzbol maçında bacağını kırdı.
- Tom lost his leg in a shark attack.
- Tom bir köpek balığı saldırısında bacağını kaybetti.
- Lift your right leg.
- Sağ bacağını kaldır.
- Tom had only one leg.
- Tom'un sadece bir bacağı vardı.
- He experienced a pain in his leg.
- Bacağında bir ağrı hissetti.
- Fadil only had one leg.
- Fadıl'ın sadece bir bacağı vardı.
- I've got pins and needles in my leg.
- Bacağım uyuştu.
- My brother's broken his leg and has to use crutches for three weeks.
- Erkek kardeşim bacağını kırdı ve üç hafta koltuk değnekleri kullanmak zorunda.
- Tom has only one leg.
- Tom'un sadece bir bacağı var.
- I suppose this car has cost you an arm and a leg.
- Sanırım bu araba size bir kol ve bir bacağa mal oldu.
- My right leg was injured in that accident.
- O kazada sağ bacağım yaralandı.
- I can't move my right leg.
- Sağ bacağımı hareket ettiremiyorum.
- He has had surgery on his left leg.
- Sol bacağından ameliyat oldu.
- I broke my leg in a traffic accident.
- Bir trafik kazasında bacağımı kırdım.
- She fell down and broke her left leg.
- Düştü ve sol bacağını kırdı.
- Tom has a huge bruise on his right leg.
- Tom'un sağ bacağında büyük bir morluk var.
- I knew that my leg was broken.
- Bacağımın kırık olduğunu biliyordum.
- Tell them I have a broken leg.
- Onlara kırık bir bacağım olduğunu söyle.
- He felt something crawl up his leg.
- Bacağında bir şeyin gezindiğini hissetti.
- How did Tom get that bruise on his leg?
- Tom'un bacağındaki o bere nasıl oldu?
- Tom's leg was badly burned.
- Tom'un bacağı çok kötü yanmış.
- Tom doesn't have a leg to stand on.
- Tom'un dayanacak bir bacağı yok.
- On his birthday, his right leg was still in a cast.
- Doğum gününde sağ bacağı hâlâ alçıdaydı.
- Do storks really stand on one leg?
- Leylekler gerçekten tek bacak üzerinde mi dururlar?
- You experienced a pain in your leg, didn't you?
- Bacağınızda bir ağrı hissettiniz, değil mi?
- She experienced a pain in her leg.
- Bacağında bir ağrı hissetti.
- When he broke his leg, he had to use crutches for 3 months.
- Bacağını kırdığında, 3 ay boyunca koltuk değneği kullanmak zorunda kaldı.
- Who told you Tom broke his leg?
- Tom'un bacağını kırdığını sana kim söyledi?
- He broke one of the bones in his leg.
- Bacağındaki kemiklerden birini kırdı.
- Can you get this arrow out of my leg?
- Bu oku bacağımdan çıkarabilir misin?
- I wish my leg didn't hurt so much.
- Keşke bacağım bu kadar ağrımasaydı.
- Tom felt something crawling up his leg.
- Tom bacağına tırmanan bir şey hissetti.
- I slipped on the paper and hurt my leg.
- Kağıda basıp kaydım ve bacağımı incittim.
- Tom experienced a pain in his leg.
- Tom bacağında bir ağrı hissetti.
- Tom had a cramp in his leg.
- Tom'un bacağına kramp girdi.
- A ball hit her right leg.
- Bir top sağ bacağına çarptı.
- Tom thinks his leg is broken.
- Tom bacağının kırıldığını düşünüyor.
- Tom hurt his leg while playing football.
- Tom futbol oynarken bacağını incitti.
- Jim pulled a muscle in his leg while skiing.
- Jim, kayak yaparken bacağındaki bir kası fazla çekerek incitti.
- How did you lose your leg?
- Bacağını nasıl kaybettin?
- He has a scraggly beard and a bum leg.
- Dağınık bir sakalı ve sakat bir bacağı var.
- His carelessness cost him a broken leg.
- Dikkatsizliği ona kırık bir bacağa mal oldu.
- Tom has a nasty cut on his leg.
- Tom'un bacağında kötü bir kesik var.
- My brother fell off a tree and broke his leg.
- Erkek kardeşim bir ağaçtan düştü ve bacağını kırdı.
- After my leg heals, I'll be able to move around again.
- Bacağım iyileştikten sonra tekrar hareket edebileceğim.
- Tom broke his leg in a cycling accident.
- Tom bir bisiklet kazasında bacağını kırdı.
- My dog bit Tom's leg.
- Köpeğim Tom'un bacağını ısırdı.
- Tom said Mary's dog bit his leg.
- Tom, Mary'nin köpeğinin bacağını ısırdığını söyledi.
- His leg will prevent him from participating in a tennis tournament.
- Bacağı tenis turnuvasına katılmasına engel olacak.
- You broke your leg.
- Bacağını kırdın.
- My leg's gone to sleep, so whatever you do, don't touch my leg now.
- Bacağım uyudu, ne yaparsan yap, şimdi bacağıma dokunma.
- Tom shot himself in the leg accidentally.
- Tom kazara kendini bacağından vurdu.
- Everybody knows that he lost his leg in the war.
- Savaşta bacağını kaybettiğini herkes biliyor.
- I'd go camping with you if my leg didn't hurt.
- Bacağım incimeseydi seninle kamp yapmaya giderdim.
- Tom has a black bruise on his right leg.
- Tom sağ bacağında siyah bir çürüğe sahip.
- Tom says his left leg hurts.
- Tom sol bacağının ağrıdığını söylüyor.
- I don't want to risk breaking my leg.
- Bacağımı kırma riskini almak istemiyorum.
- I have a broken leg.
- Kırık bir bacağım var.
- I had to amputate Tom's leg.
- Tom'un bacağını kesmek zorunda kaldım.
- Tom was wounded in the leg.
- Tom bacağından yaralandı.
- How did Tom get that bruise on his leg?
- Tom'un bacağındaki o çürük nasıl oldu?
- Tom hurt his left leg.
- Tom sol bacağını incitti.
- I feel a sort of spasm in my left leg.
- Sol bacağımda bir tür spazm hissediyorum.
- I remember the day Tom broke his leg.
- Tom'un bacağını kırdığı günü hatırlıyorum.
- The rooster is pecking at my leg.
- Horoz bacağımı gagalıyor.
- I accidentally shot myself in the leg.
- Yanlışlıkla kendimi bacağımdan vurdum.
- Tom said Mary's dog bit his leg.
- Tom, Mary'nin köpeğinin onun bacağını ısırdığını söyledi.
- Tom's leg needed to be amputated.
- Tom'un bacağının kesilmesi gerekiyordu.
- Tom's cat snuggled against his leg.
- Tom'un kedisi bacağına sokuldu.
- Tom pulled the arrow out of Mary's leg.
- Tom oku Mary'nin bacağından çekti.
- The pistol bullet pierced his leg.
- Tabanca kurşunu bacağını deldi.
- Tom shot Mary twice in the leg.
- Tom, Mary'yi bacağından iki kere vurdu.
- Is your left leg still hurting?
- Sol bacağın hala acıyor mu?
- I can't move my leg.
- Bacağımı kımıldatamıyorum.
- The soldier was wounded in the leg.
- Asker bacağından yaralandı.
- Has Tom ever told you how he lost his leg?
- Tom sana bacağını nasıl kaybettiğini anlattı mı?
- I broke my leg while skiing.
- Kayak yaparken bacağımı kırdım.
- My brother fell off a tree and broke his leg.
- Kardeşim ağaçtan düştü ve bacağını kırdı.
- I banged my leg on the coffee table.
- Bacağımı sehpaya çarptım.
- Tell Tom I've a broken leg.
- Tom'a kırık bir bacağım olduğunu söyle.
- This table is unusable since it is missing a leg.
- Bir bacağı eksik olduğu için bu masa kullanılamaz.
- Tom bandaged my leg.
- Tom bacağımı sardı.
- Sami's leg had to be amputated.
- Sami'nin bacağı kesilmek zorunda kaldı.
- He was injured in the leg.
- Bacağından yaralandı.
- Tom shot me in the leg.
- Tom beni bacağımdan vurdu.
- My leg's gone to sleep, so whatever you do, don't touch my leg now.
- Bacağım uyuştu, bu yüzden ne yaparsan yap, şimdi bacağıma dokunma.
- Tom broke his leg last year and has limped ever since.
- Tom geçen yıl bacağını kırdı ve o zamandan beri topallıyor.
- Tom has a scar on his right leg.
- Tom'un sağ bacağında bir yarası var.
- My leg hurts.
- Bacağım ağrıyor.
- Tom fell and hurt his leg.
- Tom düştü ve bacağını incitti.
- Tom has had his leg in a cast for a few weeks now.
- Tom'un bacağı birkaç haftadır alçıda.
- Tom thinks his leg is broken.
- Tom bacağının kırık olduğunu düşünüyor.
- When he broke his leg he was screaming out in pain.
- O bacağını kırdığında acıdan bağırıyordu.
- How did Tom break his leg?
- Tom bacağını nasıl kırdı?
- I think my leg is broken.
- Sanırım bacağım kırıldı.
- He had an accident and fractured his leg.
- Bir kaza geçirdi ve bacağı kırıldı.
- I have a bruise on my left leg.
- Sol bacağımda bir çürük var.
- Everybody knows that he lost his leg in the war.
- Herkes onun savaşta bacağını kaybettiğini biliyor.
- My leg hurts now.
- Şimdi bacağım ağrıyor.
- I think I broke my leg.
- Sanırım bacağımı kırdım.
- Tom hacked Mary's leg off with a rusty machete.
- Tom paslı bir pala ile Mary'nin bacağını kesti.
- Layla had a wound to her right leg.
- Layla'nın sağ bacağında bir yara vardı.
- The wrestler had his right leg broken in a bout.
- Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.
- Not only did Tom break his leg, he got badly burned.
- Tom sadece bacağını kırmakla kalmadı, fena halde de yandı.
- I think Tom's leg is much better now.
- Sanırım Tom'un bacağı şimdi çok daha iyi.
- My leg's gone to sleep, so I don't think I can stand up right away.
- Bacağım uyuştu, bu yüzden hemen ayağa kalkabileceğimi sanmıyorum.
- My leg had to be amputated.
- Bacağımın kesilmesi gerekiyordu.
- Tom slipped on the ice and hurt his leg.
- Tom buzda kaydı ve bacağını incitti.
- My right leg hurts.
- Sağ bacağım ağrıyor.
- Tell Tom I've broken a leg.
- Tom'a bacağımı kırdığımı söyle.
- Lift your left leg.
- Sol bacağını kaldır.
- Tom's leg had gone to sleep so he was unable to stand up.
- Tom'un bacağı uyuşmuştu bu yüzden ayağa kalkamadı.
- After my leg heals, I'll be able to move around again.
- Bacağım iyileştikten sonra tekrar gezinebileceğim.
- While I was swimming, I got a cramp in my leg.
- Yüzerken bacağıma kramp girdi.
- My leg is fine now.
- Bacağım şimdi iyi.
- My left leg is broken.
- Benim sol bacağım kırık.
- This table is missing a leg.
- Bu masanın bir bacağı eksiktir.
- My leg was broken.
- Bacağım kırılmıştı.
- Tell him I have a broken leg.
- Ona bacağımın kırık olduğunu söyle.
- Tom had his left leg amputated.
- Tom sol bacağını kestirdi.
- I have a cramp in my leg.
- Bacağıma kramp girdi.
Show More (365)
|