private - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
private özel adj.
  • The foundation received donations from private individuals.
  • Vakıf özel kişilerden bağışlar almıştır.
  • Her private life is no one's business.
  • Onun özel hayatı kimseyi ilgilendirmez.
  • I'm warning you! You're trespassing on private property!
  • Sizi uyarıyorum! Özel mülke izinsiz giriyorsunuz!
Show More (360)
private gizli adj.
  • He would never admit his private feelings on the subject.
  • Bu konuya ilişkin gizli duygularını asla itiraf etmeyecekti.
  • Do you promise to keep my secrets private?
  • Sırlarımı gizli tutacağına söz veriyor musun?
  • Let's keep it private.
  • Bunu gizli tutalım.
Show More (3)
private kişisel adj.
  • We wish the people of Sri Lanka a speedy end to private feuding in the interests of peace.
  • Sri Lanka halkına barışın yararına olacak şekilde kişisel çekişmelere bir an önce son vermelerini diliyoruz.
  • We wish the people of Sri Lanka a speedy end to private feuding in the interests of peace.
  • Sri Lanka halkına, barışın yararına olacak şekilde kişisel çekişmelere bir an önce son vermelerini diliyoruz.
  • Private fireworks are banned in many countries.
  • Kişisel amaçla havai fişek atımı birçok ülkede yasaklanmıştır.
Show More (0)
private mahrem adj.
  • It's hard to even define what a private moment is.
  • Mahrem bir anın ne olduğunu tanımlamak bile zordur.
  • You should assume that email messages aren't private.
  • E-posta mesajlarının mahrem olmadığını kabul etmelisiniz.
  • Hey, have you ever seen a guy's privates before?
  • Hey, daha önce hiç bir erkeğin mahremini gördün mü?
Show More (0)
private er n.
  • Hopefully there will sooner or later be a genuine public and private partnership in this matter.
  • Umarım bu konuda er ya da geç gerçek bir kamu ve özel sektör ortaklığı kurulur.
  • No, Private Jackson, in this army we don't allow unlisted serial numbers.
  • Hayır, Er Jackson, bu orduda listelenmemiş seri numaralarına izin vermiyoruz.
Show More (-1)
private gözden uzak adj.
  • A booth would be more private than a table, don't you think?
  • Masadan ziyade bir kabin daha gözden uzak olur, değil mi?
Show More (-2)
private kişisel gizliliğe önem veren adj.
  • Luisa is a private person; I don't know anything about her.
  • Luisa kişisel gizliliğe önem veren biri; onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Show More (-2)
private hususi adj.
  • He was accused of eavesdropping on a private discussion.
  • Hususi bir görüşmeye kulak kabartmakla suçlanıyordu.
Show More (-2)