significant - Inglés Turco Frases
The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

Inglés Turco
significant önemli adj.
  • There were significant changes in the agreement.
  • Anlaşmada önemli değişiklikler oldu.
  • The difference between ‘may’ and ‘must’ has significant implications for ports and dockers in Europe.
  • 'Olabilir' ve 'olmalı' arasındaki farkın Avrupa'daki limanlar ve liman işçileri için önemli sonuçları vardır.
  • The difference between ‘may’ and ‘must’ has significant implications for ports and dockers in Europe.
  • "Olabilir" ve "olmalı" arasındaki ayrımın Avrupa'daki limanlar ve liman işçileri açısından önemli sonuçları vardır.
Show More (303)
significant anlamlı adj.
  • That is a significant and important start.
  • Bu önemli ve anlamlı bir başlangıçtır.
  • It is an important and highly significant achievement.
  • Bu önemli ve son derece anlamlı bir başarıdır.
  • Every word is significant.
  • Her söz anlamlıdır.
Show More (5)
significant kayda değer adj.
  • Nevertheless, we have failed to make significant progress on rail transport.
  • Bununla birlikte demiryolu taşımacılığı konusunda kayda değer bir ilerleme kaydedemedik.
  • Nevertheless, we have failed to make significant progress on rail transport.
  • Bununla birlikte, demiryolu taşımacılığı konusunda kayda değer bir ilerleme sağlayamadık.
  • Over the years, negotiations between the GAM and the Indonesian military have never delivered anything significant.
  • Yıllar boyunca GAM ve Endonezya ordusu arasındaki müzakereler hiçbir zaman kayda değer bir sonuç vermemiştir.
Show More (2)
significant belirli adj.
  • It can have a significant impact, but only under certain conditions.
  • Önemli bir etkisi olabilir, ancak yalnızca belirli koşullar altında.
  • It can have a significant impact, but only under certain conditions.
  • Önemli bir etkiye sahip olabilir ancak yalnızca belirli koşullar altında.
Show More (-1)
significant hatırı sayılır adj.
  • A significant part of the yoga community is vegan.
  • Yoga topluluğunun hatırı sayılır bir kısmı vegan.
Show More (-2)
significant manidar adj.
  • I caught him casting me a significant smile.
  • Onu bana manidar bir gülücük atarken yakaladım.
Show More (-2)
significant ciddi adj.
  • We fear that self-handling would simply be an excuse for significant social dumping.
  • Kendi kendini idare etmenin ciddi bir sosyal çöplük için bahane olmasından korkuyoruz.
Show More (-2)
significant dikkate değer adj.
  • On this opportunity, I want to reemphasize that these projects are significant in all respects.
  • Bu vesileyle bu projelerin her açıdan dikkate değer olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum.
Show More (-2)