The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.
|
Inglés |
Turco |
|
| 1 |
slim |
zayıf |
adj. |
|
- A slim right-wing majority succeeded in removing any reference to market failures.
- Zayıf bir sağcı çoğunluk, piyasa başarısızlıklarına yapılan atıfları kaldırmayı başardı.
- Beth is slimmer than her sister now.
- Beth şimdi kız kardeşinden daha zayıftır.
- He is a slim child.
- Zayıf bir çocuk.
- How does Tom manage to stay so slim?
- Tom nasıl bu kadar zayıf kalmayı başarıyor?
- She's slim and sexy.
- Zayıf ve seksi.
- Laurie is slim.
- Laurie zayıf.
- How does Tom manage to stay so slim?
- Tom bu kadar zayıf kalmayı nasıl başardı?
- My uncle is slim, but my aunt is fat.
- Amcam zayıf fakat teyzem şişman.
- She's slim, but short.
- O zayıf ama kısa.
- She's slim, but short.
- Zayıf ama kısa.
- My uncle is slim, but my aunt is fat.
- Amcam zayıf, ama teyzem şişman.
- There's little chance of keeping slim, unless you stick to a diet.
- Diyet yapmadığınız sürece zayıf kalma şansınız çok az.
- Beth is slimmer than her sister now.
- Beth şimdi kız kardeşinden daha zayıf.
- He's tall and slim.
- O uzun ve zayıf.
- My chances of winning are slim.
- Kazanma şansım zayıf.
- She's blond and slim.
- O sarışın ve zayıf.
- She's blond and slim.
- Sarışın ve zayıf.
- She's tall and slim.
- O uzun boylu ve zayıf.
- Laurie is slim.
- Laurie zayıftır.
Show More (17)
|
| 2 |
slim |
ince |
adj. |
|
- A slim young woman rushed into the building.
- İnce, genç bir kadın koşarak binaya girdi.
- You can find the best slim wallets on Amazon.
- En iyi ince cüzdanları Amazon'da bulabilirsiniz.
- This blue blazer has a more modern, slim design and black buttons.
- Bu mavi blazer daha modern, ince bir tasarıma ve siyah düğmelere sahip.
- Walking is a good form of exercise to remain slim and fit.
- Yürüyüş, ince ve formda kalmak için iyi bir egzersiz şeklidir.
- Alexa, who is the real slim shady?
- Alexa, gerçek ince gölgeli kim?
- All girls and women want to have slim and beautiful legs.
- Bütün kızlar ve kadınlar ince ve güzel bacaklara sahip olmak ister.
- But super slim and powerful laptops can be expensive.
- Ancak süper ince ve güçlü dizüstü bilgisayarlar pahalı olabilir.
- Young girls' desire for slim figures is strong.
- Genç kızların ince vücut arzusu güçlüdür.
- He was very tall and slim, with long arms and legs.
- Çok uzun boylu ve inceydi, uzun kolları ve bacakları vardı.
Show More (6)
|
| 3 |
slim |
az |
adj. |
|
- The entity's new government was elected on Tuesday (28 February) by a slim margin.
- Tarafın yeni hükümeti 28 Şubat Salı günü az bir farkla seçildi.
- My chances of winning are slim.
- Kazanma şansım çok az.
Show More (-1)
|
| 4 |
slim |
düşük |
adj. |
|
- The chances of his winning were slim.
- Kazanma ihtimali çok düşüktü.
Show More (-2)
|
| 5 |
slim |
zayıflamak |
v. |
|
- Owen started a new diet plan to slim down.
- Owen zayıflamak için yeni bir diyet planına başladı.
Show More (-2)
|
| 6 |
slim |
narin |
adj. |
|
- He is a slim child.
- O narin bir çocuktur.
Show More (-2)
|