slim - English Turkish Sentences
English Turkish
slim zayıf adj.
  • A slim right-wing majority succeeded in removing any reference to market failures.
  • Zayıf bir sağcı çoğunluk, piyasa başarısızlıklarına yapılan atıfları kaldırmayı başardı.
  • There's little chance of keeping slim, unless you stick to a diet.
  • Diyet yapmadığınız sürece zayıf kalma şansınız çok az.
  • She's slim, but short.
  • Zayıf ama kısa.
Show More (18)
slim ince adj.
  • A slim young woman rushed into the building.
  • İnce, genç bir kadın koşarak binaya girdi.
  • You can find the best slim wallets on Amazon.
  • En iyi ince cüzdanları Amazon'da bulabilirsiniz.
  • He was very tall and slim, with long arms and legs.
  • Çok uzun boylu ve inceydi, uzun kolları ve bacakları vardı.
Show More (2)
slim zayıflatmak v.
  • If you want to be slim, follow this diet.
  • Zayıflamak istiyorsanız, bu diyeti uygulayın.
  • I am getting slim!
  • Zayıflıyorum!
Show More (-1)
slim düşük adj.
  • The chances of his winning were slim.
  • Kazanma ihtimali çok düşüktü.
Show More (-2)
slim zayıflamak v.
  • Owen started a new diet plan to slim down.
  • Owen zayıflamak için yeni bir diyet planına başladı.
Show More (-2)
slim az adj.
  • My chances of winning are slim.
  • Kazanma şansım çok az.
Show More (-2)
slim narin adj.
  • He is a slim child.
  • O narin bir çocuktur.
Show More (-2)