|
- In addition to those you mentioned, there are many other unsolved environmental issues.
- Bahsettiklerinize ek olarak, çözülmemiş pek çok çevre sorunu daha var.
- Fourthly, even the pension problems remain unsolved.
- Dördüncü olarak, emeklilik sorunları bile çözülmedi.
- Two out of four problems unsolved elicited a pitiless "unsatisfactory" from him.
- Çözülemeyen dört problemden ikisi ondan acımasız bir "yetersiz" cevabı almasına neden oldu.
- Fadil's death remained unsolved.
- Fadıl'ın ölümü çözülmemiş kaldı.
- Sami's murder has gone unsolved.
- Sami'nin cinayeti çözülmemiş kaldı.
- Tom's murder remains unsolved.
- Tom'un cinayeti hala çözülemedi.
- Our main problem remains unsolved.
- Asıl sorunumuz hala çözülmedi.
- The problem remains unsolved.
- Sorun hâlâ çözülememiştir.
- Layla's murder remains unsolved.
- Leyla'nın cinayeti çözülmemiş olarak kalmaya devam ediyor.
- We've got three unsolved burglaries.
- Çözülmemiş üç soygunumuz var.
- Layla's murder remains unsolved.
- Layla'nın cinayeti hâlâ çözülememiştir.
- The mystery remains unsolved.
- Gizem çözülmemiş kalıyor.
- Tom's murder remains unsolved.
- Tom'un cinayeti çözülmedi.
- Fully automatic story generation remains an unsolved problem for computer scientists.
- Tam otomatik hikaye üretimi bilgisayar bilimcileri için çözülmemiş bir problem olmaya devam ediyor.
- Sami's murder has gone unsolved.
- Sami'nin cinayeti çözülemedi.
- Tom's murder has remained unsolved.
- Tom'un cinayeti çözülemedi.
- Tom's murder has remained unsolved.
- Tom'un cinayeti çözülmemiş kaldı.
- Sami was working on an unsolved crime.
- Sami çözülmemiş bir suç üzerinde çalışıyordu.
- The mystery still remains unsolved.
- Gizem hala çözülemedi.
- The mystery remains unsolved.
- Gizem hâlâ çözülmedi.
Show More (17)
|
