Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | daydream n. | hayaller | ||
Lost in her daydream, she didn't notice the time passing by. Hayallere dalınca zamanın nasıl geçtiğini fark etmedi. More Sentences |
||||
General | daydream v. | hayale dalmak | ||
Stop daydreaming. Hayale dalma. More Sentences |
||||
General | daydream v. | hayal kurmak | ||
You cannot just daydream about good health if people are denied their basic right to clean water. İnsanların en temel hakkı olan temiz sudan mahrum bırakıldıkları sürece sağlıkla ilgili hayaller kuramazsınız. More Sentences |
||||
General | daydream v. | hayallere dalmak | ||
During the lecture, he daydreamed about his upcoming vacation. Ders sırasında yaklaşan tatiliyle ilgili hayallere daldı. More Sentences |
||||
General | daydream n. | gündüz hayali | ||
General | daydream n. | hulya | ||
General | daydream n. | düş | ||
General | daydream n. | dalıp gitme | ||
General | daydream n. | ayakta uyuma | ||
General | daydream n. | dalgınlık | ||
General | daydream n. | hayal | ||
General | daydream v. | düş kurmak | ||
General | daydream v. | dalmak | ||
General | daydream v. | hülyaya dalmak | ||
Irregular Verb | ||||
Irregular Verb | daydream v. | daydreamed/daydreamt - daydreamed/daydreamt | ||
Idioms | ||||
Idioms | daydream v. | başında kavak yelleri esmek | ||
Psychology | ||||
Psychology | daydream n. | gündüz düşü | ||
Psychology | daydream n. | hayal |
Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | daydream about someone or something v. | hayallere/hülyalara dalmak | ||
Phrasals | daydream about someone or something v. | düş kurmak | ||
Phrasals | daydream about someone or something v. | ayakta rüya görmek | ||
Idioms | ||||
Idioms | daydream about v. | hakkında ayakta rüya görmek | ||
Idioms | daydream about v. | hakkında hayallere/hülyalara dalmak | ||
Idioms | daydream about v. | hakkında düş kurmak | ||
Psychology | ||||
Psychology | active daydream technique n. | aktif hayal kurma tekniği |