picket - Turco Inglés Diccionario

picket

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "picket" en diccionario turco inglés : 36 resultado(s)

Inglés Turco
General
picket n. kazık
There's a white picket fence around Tom's house.
Tom'un evinin etrafında kazıktan yapılmış beyaz bir çit var.

More Sentences
picket n. bir grup grev gözcüsü
picket n. ileri karakol
picket n. grev gözcüsü
picket n. çit kazığı
picket n. nöbetçi asker
picket n. posta
picket n. gözcü
picket n. bir grup nöbetçi asker
picket n. nöbetçi
picket n. küçük kazık
picket n. piket
picket n. bir yerde vizesinden uzun kalanları geri getirme görevi
picket n. karakol gemisi
picket n. üç direkli yelkenli gemi
picket v. kazıklarla çevirmek
picket v. kazıklarla etrafını çevirmek
picket v. karakol koymak
picket v. grev gözcülüğü yapmak
picket v. gözcü dikmek
picket v. nöbetçi dikmek
picket v. nöbetçi koymak
picket v. kazığa bağlamak
picket v. kazıkla etrafını çevirmek
picket v. grev yapmak
picket v. greve gitmek
Trade/Economic
picket n. grev gözcüsü
picket n. grev görevlisi
picket v. grev gözcülüğü yapmak
Technical
picket n. ufak kazık
picket v. sabitlemek
picket v. uçağı bağlamak
Military
picket n. suçlunun ceza olarak üzerinde tek ayak durduğu kazık
picket n. kazık üzerinde tek ayak durma cezası
picket n. uzun mermi
picket n. (17. yüzyıl britanyası'nda) küçük sivri bir kazığa basarak tek ayak üzerinde durma cezası

Significados de "picket" con otros términos en diccionario inglés turco: 36 resultado(s)

Inglés Turco
General
picket fence n. bahçe çiti
Tom wants a house with a big yard and a white picket fence.
Tom büyük avlulu ve beyaz bahçe çitli bir ev istiyor.

More Sentences
Trade/Economic
picket line n. grev hattı
I doubt that Tom has the courage to cross the picket line.
Tom'un grev hattını geçecek cesareti olduğundan şüpheliyim.

More Sentences
General
picket fence n. kazık çit
picket fence n. kazıklardan yapılmış çit
picket fence n. daraba
picket sign n. pankart
picket duty n. grev
picket duty n. eylem
picket duty n. nöbet
picket line n. at veya katırların bağlandığı halat
enclose (a place) with a picket fence v. çit çekmek
Colloquial
flying picket n. bir yerden diğerine hızlıca hareket edecek şekilde organize olmuş grev gözcüsü
Trade/Economic
form a picket line v. grev gözcülüğü yapmak
Technical
fence picket n. çit direği
picket snow fence n. kar siperi
picket fence n. kazıklı çit
Military
aerial picket n. hava karakolu
screw picket n. burgulu kazık
air picket n. hava ileri karakolu
picket boat n. karakol gemisi
picket ship n. karakol gemisi
radar picket escort ship n. radar karakolu refakat gemisi
radar picket n. radar algılama menzilini artırmak amacıyla korunan kuvveten uzak bir yere yerleştirilen gemi, uçak veya araç
picket guard n. tetikte bekleyen muhafız
picket guard n. hazır bekleyen gözcü
picket guard n. nöbetçi
picket line [rare] n. şarampol
picket line [rare] n. kazıklar ile yapılmış set
inlying picket n. askeri birliğin ayrılması
inlying picket n. askeri birliğin dağılması
Star Wars
agave-class picket ship n. agave-sınıfı nöbetçi gemi
enforcer-class picket cruiser n. infazcı-sınıfı nöbetçi kruvazör
fw'sen-class picket ship n. fw'sen-sınıfı nöbetçi gemisi
series iv picket ship n. seri iv nöbetçi gemi
tavya-class armored picket n. tavya-sınıfı zırhlı nöbetçi
vanguard picket n. öncü nöbetçi