picket - Turc Anglais Dictionnaire

picket

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "picket" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 38 résultat(s)

Anglais Turc
General
picket n. nöbetçi asker
I was on picket duty at the time.
O sırada ben nöbetçi asker olarak görevliydim.

More Sentences
picket n. kazık
There's a white picket fence around Tom's house.
Tom'un evinin etrafında kazıktan yapılmış beyaz bir çit var.

More Sentences
picket v. gözcü dikmek
The commander picketed two soldiers in front of the tent.
Komutan çadırın önüne iki askeri gözcü dikti.

More Sentences
picket v. grev yapmak
A hundred workers were picketing the factory.
Yüz işçi fabrikanın önünde grev yapıyordu.

More Sentences
picket n. bir grup grev gözcüsü
picket n. ileri karakol
picket n. grev gözcüsü
picket n. çit kazığı
picket n. posta
picket n. gözcü
picket n. bir grup nöbetçi asker
picket n. nöbetçi
picket n. küçük kazık
picket n. piket
picket n. bir yerde vizesinden uzun kalanları geri getirme görevi
picket n. karakol gemisi
picket n. üç direkli yelkenli gemi
picket n. protesto eylemi
picket n. protestocu
picket v. kazıklarla çevirmek
picket v. kazıklarla etrafını çevirmek
picket v. karakol koymak
picket v. grev gözcülüğü yapmak
picket v. nöbetçi dikmek
picket v. nöbetçi koymak
picket v. kazığa bağlamak
picket v. kazıkla etrafını çevirmek
picket v. greve gitmek
Trade/Economic
picket n. grev gözcüsü
picket n. grev görevlisi
picket v. grev gözcülüğü yapmak
Technical
picket n. ufak kazık
picket v. sabitlemek
picket v. uçağı bağlamak
Military
picket n. suçlunun ceza olarak üzerinde tek ayak durduğu kazık
picket n. kazık üzerinde tek ayak durma cezası
picket n. uzun mermi
picket n. (17. yüzyıl britanyası'nda) küçük sivri bir kazığa basarak tek ayak üzerinde durma cezası

Sens de "picket" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 36 résultat(s)

Anglais Turc
General
picket fence n. bahçe çiti
Tom wants a house with a big yard and a white picket fence.
Tom büyük avlulu ve beyaz bahçe çitli bir ev istiyor.

More Sentences
Trade/Economic
picket line n. grev hattı
Tom didn't want to cross the picket line.
Tom grev hattını geçmek istemedi.

More Sentences
General
picket fence n. kazık çit
picket fence n. kazıklardan yapılmış çit
picket fence n. daraba
picket sign n. pankart
picket duty n. nöbet
picket line n. at veya katırların bağlandığı halat
picket duty n. grev
picket duty n. eylem
enclose (a place) with a picket fence v. çit çekmek
Colloquial
flying picket n. bir yerden diğerine hızlıca hareket edecek şekilde organize olmuş grev gözcüsü
Trade/Economic
form a picket line v. grev gözcülüğü yapmak
Technical
picket fence n. kazıklı çit
fence picket n. çit direği
picket snow fence n. kar siperi
Military
radar picket escort ship n. radar karakolu refakat gemisi
screw picket n. burgulu kazık
air picket n. hava ileri karakolu
picket ship n. karakol gemisi
picket boat n. karakol gemisi
radar picket n. radar algılama menzilini artırmak amacıyla korunan kuvveten uzak bir yere yerleştirilen gemi, uçak veya araç
aerial picket n. hava karakolu
picket guard n. nöbetçi
picket line [rare] n. kazıklar ile yapılmış set
picket line [rare] n. şarampol
picket guard n. tetikte bekleyen muhafız
picket guard n. hazır bekleyen gözcü
inlying picket n. askeri birliğin dağılması
inlying picket n. askeri birliğin ayrılması
Star Wars
agave-class picket ship n. agave-sınıfı nöbetçi gemi
enforcer-class picket cruiser n. infazcı-sınıfı nöbetçi kruvazör
fw'sen-class picket ship n. fw'sen-sınıfı nöbetçi gemisi
series iv picket ship n. seri iv nöbetçi gemi
tavya-class armored picket n. tavya-sınıfı zırhlı nöbetçi
vanguard picket n. öncü nöbetçi