| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | guard n. | nöbetçi | ||
|
How did you kill the guards? Nöbetçileri nasıl öldürdün? More Sentences |
||||
| Common Usage | guard n. | muhafız | ||
|
My grandfather was the guard of the queen. Büyükbabam kraliçenin muhafızıydı. More Sentences |
||||
| Common Usage | guard n. | koruma | ||
|
The victim was taken under the police guard. Kurban polis koruması altına alındı. More Sentences |
||||
| Common Usage | guard v. | korumak | ||
|
Two soldiers are guarding the vehicle. İki asker aracı koruyor. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | guard n. | gard | ||
|
The guard's job is to protect the quarterback from the incoming linemen. Gardın görevi oyun kurucuyu gelen yan oyunculardan korumaktır. More Sentences |
||||
| General | guard n. | biletçi (trende) | ||
|
John works as a train guard in England. John İngiltere'de tren biletçisi olarak çalışıyor. More Sentences |
||||
| General | guard n. | muhafızlar | ||
|
Magnificent guards loyal to the owner and his family. Sahibine ve ailesine sadık muhteşem muhafızlar. More Sentences |
||||
| General | guard n. | gardiyan | ||
|
Three guards died because of the revolt in prison. Hapishanedeki isyan nedeniyle üç gardiyan öldü. More Sentences |
||||
| General | guard n. | bekçi | ||
|
Tom is a guard, isn't he? Tom bir bekçi, değil mi? More Sentences |
||||
| General | guard n. | koruma | ||
|
The president's guard was taken under custody for the assassination attempt. Başkanın koruması suikast girişimi nedeniyle gözaltına alındı. More Sentences |
||||
| General | guard n. | koruyucu | ||
|
Face guard prices increased due to the demand caused by the pandemic. Pandeminin neden olduğu talep nedeniyle yüz koruyucu fiyatları artmıştı. More Sentences |
||||
| General | guard v. | korunmak | ||
|
In Greece, I am guarded by the anti-terrorist squad because I am considered to be a target for Greek terrorists. Yunanistan'da terörle mücadele ekibi tarafından korunuyorum çünkü Yunan teröristlerin hedefi olarak görülüyorum. More Sentences |
||||
| General | guard v. | himaye etmek | ||
|
Subsequently, the range of natural resources that any one protected area may guard is vast. Daha sonra, herhangi bir korunan alanın himaye edebileceği doğal kaynak aralığı çok geniştir. More Sentences |
||||
| General | guard v. | önlem almak | ||
|
Unfortunately this is all too true, but we must guard this stable door effectively now. Ne yazık ki bu çok doğru, ancak bizler söz konusu önlemleri alarak artık etkili bir şekilde korunmalıyız. More Sentences |
||||
| General | guard v. | gözetim altında tutmak | ||
|
They are recruiting women to guard the female prisoners. Kadın mahkumları gözetim altında tutmaları için kadınları işe alıyorlar. More Sentences |
||||
| General | guard v. | sır gibi saklamak | ||
|
The old is still guarding the secret ingredient of his recipe. Yaşlı adam hala tarifindeki gizli malzemeyi sır gibi saklyor. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | guard n. | bekçi | ||
|
This guard is very strong. Bu bekçi çok güçlü. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | guard n. | muhafız | ||
|
The National Guards entered the city to overthrow the dictator. Ulusal Muhafızlar diktatörü devirmek için şehre girdi. More Sentences |
||||
| Law | ||||
| Law | guard n. | koruma | ||
|
We still, of course, call on the Commission to perform its role as a guard against aid that distorts competition. Elbette Komisyon'u rekabeti bozan yardımlara karşı koruma görevini yerine getirmeye çağırıyoruz. More Sentences |
||||
| Law | guard v. | korumak | ||
|
But we can hardly expect the fox to guard the chickens. Ancak tilkinin tavukları korumasını bekleyemeyiz. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Technical | guard n. | koruma | ||
|
Tom is under guard. Tom koruma altında. More Sentences |
||||
| Technical | guard v. | korumak | ||
|
Unfortunately this is all too true, but we must guard this stable door effectively now. Ne yazık ki bu çok doğru, ancak şimdi bu sağlam kapıyı etkili bir şekilde korumalıyız. More Sentences |
||||
| Basketball | ||||
| Basketball | guard n. | gard | ||
|
Guards are usually the shortest players on the court. Gardlar genellikle sahadaki en kısa oyunculardır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | guard n. | nöbetçilik | ||
| General | guard n. | kolcu | ||
| General | guard n. | kondüktör | ||
| General | guard n. | gözetici | ||
| General | guard n. | müdafaa | ||
| General | guard n. | bakıcı | ||
| General | guard n. | gözetim | ||
| General | guard n. | derbent | ||
| General | guard n. | muhafızlık | ||
| General | guard n. | himaye | ||
| General | guard n. | boks gard | ||
| General | guard n. | nöbet | ||
| General | guard n. | uyanıklık | ||
| General | guard n. | savunma duruşu | ||
| General | guard n. | koruma görevlisi | ||
| General | guard n. | çavuş | ||
| General | guard n. | korkuluk | ||
| General | guard n. | siper | ||
| General | guard n. | korucu | ||
| General | guard n. | karakol | ||
| General | guard n. | nöbetçi asker | ||
| General | guard n. | müdafaa eden kimse | ||
| General | guard n. | müdafi | ||
| General | guard n. | (körling veya çim topunda) bir diğerini hücumdan koruyacak şekilde hareket ettirilen kuka veya taş | ||
| General | guard n. | (futbolda) merkezin her iki yanında bulunan iki oyuncudan biri | ||
| General | guard n. | mağlup bir kimseye sadık olan grup | ||
| General | guard n. | zamanı geçmiş bir ilkeye sıkı sıkıya bağlı grup | ||
| General | guard n. | (krikette) oyuncunun kaleye ulaşacağı belli olan bir topu durdururken sopasının durdurma noktasında aldığı dik pozisyon | ||
| General | guard n. | bir başka yüzüğün kaymasını önleyici yüzük | ||
| General | guard n. | tetik mahfazası | ||
| General | guard n. | çamurluk | ||
| General | guard n. | kaybolmaması için saat veya bileziğe takılan küçük kayış | ||
| General | guard n. | değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük | ||
| General | guard n. | şeref kıtası | ||
| General | guard n. | merasim kıtası | ||
| General | guard n. | yaklaşan tehlikeleri, zararları veya yaralanmaları önlemek için alınan tedbir | ||
| General | guard v. | muhafaza altına almak | ||
| General | guard v. | gözetmek | ||
| General | guard v. | nöbet tutmak | ||
| General | guard v. | beklemek | ||
| General | guard v. | bekçi kalmak | ||
| General | guard v. | kontrol etmek | ||
| General | guard v. | denetlemek | ||
| General | guard v. | tedbirli olmak | ||
| General | guard v. | vikaye etmek | ||
| General | guard v. | kenarına süslü bordür veya dantel geçirmek | ||
| General | guard v. | oyunlarda kart veya taşı korumak | ||
| General | guard v. | korkuluk takmak | ||
| General | guard v. | siper takmak (kitap, makine, pencere) | ||
| General | guard v. | bağlayarak tutturmak | ||
| General | guard v. | sarmak | ||
| General | guard v. | kuşatmak | ||
| General | guard v. | (cihaz veya objeyi) insanlara zarar vermemesi için belirli bir parça ile teçhiz etmek | ||
| General | guard v. | savunma | ||
| Law | ||||
| Law | guard n. | himaye | ||
| Law | guard v. | himaye etmek | ||
| Technical | ||||
| Technical | guard n. | koruyucu | ||
| Technical | guard n. | korkuluk | ||
| Technical | guard n. | korumalık | ||
| Technical | guard n. | koruma tertibatı | ||
| Technical | guard n. | siper | ||
| Technical | guard n. | tente | ||
| Technical | guard v. | beklemek | ||
| Technical | guard v. | önlem almak | ||
| Computer | ||||
| Computer | guard n. | programın yürütülmeye devam etmesi için "doğru" sonucunu vermesi gereken boole ifadesi | ||
| Automotive | ||||
| Automotive | guard n. | koruyucu | ||
| Railway | ||||
| Railway | guard n. | frenci | ||
| Marine | ||||
| Marine | guard n. | puntel | ||
| Marine Biology | ||||
| Marine Biology | guard n. | gaga burun | ||
| Marine Biology | guard n. | belemnitlerin kabuğunun arka kısmında oluşan kalkerli sert parça | ||
| Tobacco | ||||
| Tobacco | guard n. | muhafaza | ||
| Military | ||||
| Military | guard n. | kolluk nöbeti | ||
| Military | guard n. | müfreze | ||
| Military | guard n. | nöbet | ||
| Military | guard n. | temel amacı ana kuvveti korumak olan güvenlik harekatı | ||
| Sport | ||||
| Sport | guard n. | ofansif koruyucu (amerikan futbolu) | ||
| Sport | guard n. | yaralanma, lekelenme, bozulma, hırsızlık ve kayba karşı koruma oluşturması için tasarlanmış sabit eşya veya ek parça | ||
| Sport | guard n. | kılıç kabzasının eli koruyan kısmı | ||
| Sport | guard n. | balçak | ||
| Sport | guard n. | kabza siperi | ||
| Sport | guard v. | konumunu koruyarak rakibin etkisini azalmak | ||
| Sport | guard v. | (satrançta veya satranç temalı kartlarla oynanan bir kart oyununda) taşını veya kartını bir başkası ile korumak | ||
| Sport | guard v. | (körling ve çim topunda) kendi taşını veya kukasını rakiple taşı veya kukası arasına koyarak korumak | ||
| Basketball | ||||
| Basketball | guard n. | takımının hücum sistemini yöneten oyuncu | ||
| Boxing | ||||
| Boxing | guard n. | yumruklaşma duruşu | ||
| Chess | ||||
| Chess | guard n. | bir diğerini koruyan taş | ||
| Card | ||||
| Card | guard n. | daha değerli kartla birlikte tutulan aynı takımdan kart | ||
| Bookbindery | ||||
| Bookbindery | guard n. | kitabın yapraklarına tutturulmuş, üzerinde harita gibi materyaller bulunan kabartmalı kağıt veya kumaş şerit | ||
| Bookbindery | guard n. | tam sayfaya obje tutturulması için konulmuş yaklaşık 1. 27 cm'ye 1.90 cm ölçülerinde dar yaprak | ||
| Bookbindery | guard n. | kitap yapraklarının kırılmış katlarını yeniden ciltlemek için dikişten önce kullanılan destekleyici kağıt | ||
| Bookbindery | guard n. | mukavemet kazandırması için kitabın ilk ve son bölümüne eklenen kağıt veya kumaş şerit | ||
| Archaic | ||||
| Archaic | guard v. | koruma amaçlı eşlik etmek | ||
| Archaic | guard v. | koruma amaçlı refakat etmek | ||
| Engineering | ||||
| Engineering | guard n. | cihazın kazara aktive olmasını veya verinin muğlak şekilde yorumlanmasını önleyen sinyal | ||