post - Turc Anglais Dictionnaire

post

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "post" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 199 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
post n. makam
What we propose is a new post of Secretary of the Union for Foreign Affairs.
Bizim önerimiz, yeni bir Birlik Dışişleri Sekreterliği makamıdır.

More Sentences
post n. direk
I panicked and accidentally drove into a lamp post.
Panikleyerek yanlışlıkla bir lamba direğine çarptım.

More Sentences
post n. posta
The Internet, Minitel, the post are nothing more than the medium.
İnternet, Minitel, posta sadece birer araçtır.

More Sentences
post v. postalamak
Don't bother bringing the box yourself; just post it to the central office.
Kutuyu kendiniz getirmekle uğraşmayın; merkez büroya postalayın gitsin.

More Sentences
General
post n. kolon
The bridge is supported by 10 posts.
Köprü on kolonla destekleniyor.

More Sentences
post n. sütun
He bumped his head against a post.
Başını bir sütuna çarptı.

More Sentences
post n. mektup
I've read all of your posts.
Bütün mektuplarınızı okudum.

More Sentences
post n. yer
Remain at your post until relieved.
Rahatlayıncaya kadar yerinde kal.

More Sentences
post n. görev
The council offered the post of commercial attaché to Mr. Hastings.
Konsey, Bay Hastings'e ticari ataşelik görevini teklif etti.

More Sentences
post n. posta
The whole procedure may be completed by post.
Tüm prosedür posta yoluyla tamamlanabilir.

More Sentences
post n. gönderi
My post has been delivered to the wrong address.
Bana ait gönderi yanlış adrese teslim edilmiş.

More Sentences
post n. paylaşım
The politician apologized for his recent Facebook posts about gays and black people.
Politikacı, eşcinseller ve siyahlar hakkındaki son Facebook paylaşımları için özür diledi.

More Sentences
post n. posta toplama
I need to complete this letter before the first post.
Postalar toplanmadan önce bu mektubu tamamlamam gerek.

More Sentences
post n. gazete
I saw the news in the New York Post.
Haberi New York Post gazetesinde gördüm.

More Sentences
post n. kale direği
He was aiming for the lest corner of the post.
Direğin en alt köşesine nişan almıştı.

More Sentences
post v. bildirmek
Please post here if you experience any problems.
Herhangi bir sorun yaşarsanız buraya bildirin.

More Sentences
post v. aktarmak (kayıt)
I’ll try to post my experiences here.
Deneyimlerimi buraya aktarmaya çalışacağım.

More Sentences
post v. asmak (afiş)
Mary posted the picture on her wall.
Mary resmi duvarına astı.

More Sentences
post v. yerleştirmek
Police were posted around the stadium for security.
Stadyumun etrafına güvenlik amacıyla polis yerleştirildi.

More Sentences
post v. postalamak
Please don't forget to post the letter.
Lütfen mektubu postalamayı unutmayın.

More Sentences
post v. koymak
I think you must post a picture!
Bence bir resim koymalısın!

More Sentences
post v. ilan etmek
Even though the posted speed limit was 55 miles per hour, Tom was driving much faster.
İlan edilen hız sınırı saatte 55 mil olmasına rağmen Tom çok daha hızlı gidiyordu.

More Sentences
post v. göndermek
How often will you respond to questions and concerns posted to your page?
Sayfanıza gönderilen sorulara ve endişelere ne sıklıkla yanıt vereceksiniz?

More Sentences
post v. yollamak
My grandmother posted the letter this morning.
Ninem bu sabah mektubu yolladı.

More Sentences
post v. gönderilmek
He will be posted to Italy with the rest of the troops.
Diğer birliklerle birlikte İtalya'ya gönderilecek.

More Sentences
post v. (kar/zarar) açıklamak
That tech company posted a record loss for the last quarter.
Bu teknoloji şirketi son çeyrekte rekor bir zarar açıkladı.

More Sentences
post v. yayımlamak
She posted the image on the company website.
Resmi şirketin web sitesinde yayınladı.

More Sentences
post v. panoya asmak
The rules of the competition were posted on the announcement board.
Yarışma kuralları duyuru panosuna asıldı.

More Sentences
post v. paylaşmak
I deleted the post I posted on Facebook yesterday.
Dün Facebook'ta paylaştığım yazıyı sildim.

More Sentences
Trade/Economic
post n. görev
The Council has allowed itself 236 new posts in order to prepare for enlargement.
Konsey, genişlemeye hazırlanmak amacıyla kendisine 236 yeni görev vermiştir.

More Sentences
post n. görev yeri
In no case are you to leave your post.
Hiçbir durumda görev yerini terk etmeyeceksin.

More Sentences
Technical
post n. direk
Perhaps the reference to the posts is imprecise.
Belki de direklere yapılan atıf kesin değildir.

More Sentences
post n. posta
You can post letters and cards in the red postboxes you see in the street.
Sokakta gördüğünüz kırmızı posta kutularına mektup ve kart gönderebilirsiniz.

More Sentences
Computer
post n. gönderi
Our post also gets mixed up sometimes for the same reason.
Bizim gönderimiz de bazen aynı nedenle karışıyor.

More Sentences
post n. gönderi
So it is right to keep these posts, and the resources for them, in reserve.
Bu nedenle bu gönderileri ve bunlara ilişkin kaynakları yedekte tutmak doğru olacaktır.

More Sentences
post n. posta
The results of the research can be sent to you by post or downloaded via a website.
Araştırmanın sonuçları size posta yoluyla gönderilebilir veya bir web sitesi aracılığıyla indirilebilir.

More Sentences
post n. mesaj
I'm very delighted by your post, dear.
Mesajına çok sevindim canım.

More Sentences
post v. yayınlamak
I should like to call upon the Bank's president to post something on its web site in this connection.
Banka başkanına bu bağlamda web sitesinde bir şeyler yayınlaması çağrısında bulunmak istiyorum.

More Sentences
Automotive
post n. direk
Tom tied his horse to the hitching post.
Tom atını otağ direğine bağladı.

More Sentences
Marine
post n. posta
Would you be so kind as to post my letter?
Mektubumu postalar mısın?

More Sentences
Medical
post n. post
Too much post hoc justification of the fact and about-turns in policy.
Gerçeğin çok fazla post hoc gerekçelendirilmesi ve politikada geri dönüşler.

More Sentences
General
post n. postane
post n. orun
post n. sandalye
post n. ordugah
post n. mahal
post n. nokta
post n. hizmet
post n. nöbet yeri
post n. polis noktası
post n. kol
post n. menzil
post n. karakol
post n. garnizon
post n. yabancıların kurduğu alışveriş yeri
post n. dikme
post n. küçük ticaret merkezi
post n. posta kutusu
post n. nöbet
post n. devriye
post n. kurye
post n. destek
post n. iş
post n. vazife
post n. posta servisi
post n. kazık
post n. ahşap dikme
post n. kışla
post n. sınır işareti
post n. duyuru panosu
post n. at yarışında başlangıç noktasını gösteren direk
post n. at yarışında bitiş noktasını gösteren direk
post n. postacı
post n. kurye
post n. kargo arabası
post n. posta arabası
post n. kurye aracı
post n. bir ülkeye ait posta sistemi
post n. tekli posta gönderimi
post n. kargo
post n. kargo ile gelen ürün
post n. posta içeriği
post n. posta ücreti
post n. körebe oyununda oyunculara sabit kalmaları için söylenen ifade
post n. atın her uzun adımı sonrası eyer koltuğunda meydana gelen yükselme
post n. yerel bir gaziler örgütüne ait alt birim
post n. erkek izciler birliğine denk araştırmacı grubu
post n. beş veya daha fazla kişiden oluşan kaşif grubu
post n. atış pozisyonu
post n. (forumda) yazı
post v. postaya atmak
post v. posta ile göndermek
post v. atamak
post v. postayla göndermek
post v. yapıştırmak (ilan)
post v. postaya vermek
post v. vazifelendirmek
post v. afişe etmek
post v. bilgi vermek
post v. dikmek (nöbetçi)
post v. görevlendirmek
post v. afişle ilan etmek
post v. ilan yapıştırmak
post v. günlük defterden ana deftere geçirmek (kayıtları)
post v. tayin etmek
post v. yerleştirmek (asker)
post v. aydınlatmak
post v. kamuya sunmak
post v. kamu önünde suçlamak
post v. halk nazarında ihbar etmek
post v. (herkese açık listeye) isim girmek
post v. (herkese açık listeye) isim eklemek
post v. (mülkiyet çevresine yerleştirilen tabelalar ile) mülkiyete izinsiz girişi yasaklamak
post v. (bir başarı ile) tanınmak
post v. (skor veya performans hususunda) tanınırlık kazanmak
post v. posta atı ile gitmek
post v. acele etmek
post v. acele ile hareket etmek
post v. acele ile gitmek
post v. (at ayağını yere vurduğunda) eyer koltuğunda yükselmek
post v. (ulusal bayrağı) resmi bir şekilde taşımak
post v. (nöbet yerine) nöbetçi tayin etmek
post v. (para veya depozito) yatırmak
post v. ortaya para koymak
post v. (yetkili makama) senet sunmak
post v. (mülke) izinsiz geçiş yazılı uyarılar asmak
post v. adını kötüye çıkarmak
post v. ayıplamak
post v. kötü şöhret kazandırmak
post adj. at yarışı başlangıcına ait
post adj. at yarışı başlangıcıyla ilgili
post adj. köpek yarışı başlangıcına ait
post adj. köpek yarışı başlangıcı ile ilgili
post adj. (köpek/at yarışında) başlangıç direğine ait veya ilgili
post adv. çabucak
post adv. hemen sonrasında
post adv. hızla
post adv. arkada
post adv. arkaya bakarak
post adv. geride kalarak
post adv. postayla
post adv. kuryeyle
post adv. kargoyla
post pref. sonra
post pref. sonrası
Trade/Economic
post n. iş
post n. memuriyet
post n. ticaret merkezi
post n. yerleşim
post n. borsa faaliyetlerinin yürütüldüğü platform
post v. yevmiye maddesini büyük deftere işlemek
Law
post v. vazifelendirmek
Technical
post n. kaydetme
post n. kazık
post n. buğu önleyici kask vizör pimi
post n. bağlama konektörü
post n. kağıt tutucu spiral
post n. el yapımı ıslak kağıt topu
post n. eritme ocağına maden yükleme
post n. batarya kutbu
post n. pil kutbu
Computer
post n. gönderi paylaşma
post n. paylaşım yapma
post v. internet sitesine metin yerleştirmek
post v. internet sitesine görsel eklemek
post v. gönderi paylaşmak
post expr. postala
Architecture
post n. söve
post n. kapı dikmesi
Lighting
post n. iğne
Automotive
post n. akü kutup başı
post n. kutup başı
Aeronautic
post n. payanda
Marine
post n. ıskarmoz
post n. kaburga
post n. kıç bodoslama
Mining
post n. maden kafesinde kullanılan dikey tahta
Dentistry
post n. kök kanalına yerleştirilen uzun ince bir parça
Marine Biology
post n. bodoslama
Geography
post n. teksas eyaletinde şehir
Military
post n. kışla
post n. silahın ön tarafını oluşturan yukarı yönlü metal bıçak
post n. (ingiliz ordusunda) borazan çağrısı
Sport
post n. futbol kalesi
post n. kale direği
Basketball
post n. oyuncunun aldığı savunma pozisyonu
Chess
post v. (satranç taşını) kareye koymak
Wagering
post v. kör bahis oynamak
Music
post n. uzatılan son melodi notası
Archaic
post n. hara
post n. atların değişim için bekletildiği yer
post n. yan yana iki hara arasındaki mesafe
post n. kademe
post v. (birini) aceleyle göndermek
post adv. posta atıyla
Slang
post n. ölüm sonrası
post n. otopsi
post v. (vücuda) otopsi uygulamak
post v. otopsi yapmak

Sens de "post" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 17 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
post hide n.
This jacket is made of cowhide leather.
Bu ceket sığır postundan alınan deriden yapılmıştır.

More Sentences
General
post fleece n.
Mary had a little lamb whose fleece was white as snow.
Mary'nin postu kar gibi beyaz olan küçük bir kuzusu vardı.

More Sentences
post coat n.
We cannot wash the coat of the bear which the WTO has become without getting the animal itself wet.
DTÖ'nün dönüştüğü ayının postunu, hayvanın kendisini ıslatmadan yıkayamayız.

More Sentences
post pelt n.
It is illegal to sell animal pelts in the region.
Bölgede hayvan postu satmak yasa dışıdır.

More Sentences
Technical
post hide n.
Yanni was wearing a cow hide.
Yanni bir inek postu giyiyordu.

More Sentences
Medical
post post n.
It is very clear that we need both ex ante and ex post regulation.
Hem ex ante hem de ex post düzenlemeye ihtiyacımız olduğu çok açık.

More Sentences
General
post guard hair n.
post woolfell n.
post fell n.
post skin n.
post fur n.
post hackle [dialect] [uk] n.
post pell [obsolete] n.
Technical
post fur n.
post skin n.
post pelt n.
Zoology
post hair n.

Sens de "post" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
post office n. postane
Democratic investments have to be made to preserve a democratic post office.
Demokratik bir postaneyi korumak için demokratik yatırımlar yapılmalıdır.

More Sentences
General
post office building n. postane binası
The Old Post Office Building is located on Pennsylvania Avenue.
Eski Postane Binası Pennsylvania Bulvarı üzerinde yer almaktadır.

More Sentences
post-delivery n. teslimat sonrası
That no delivery or post-delivery experience is the same.
Hiçbir teslimat veya teslimat sonrası deneyim aynı değildir.

More Sentences
post office box n. posta kutusu
Get the correct post office box number.
Doğru posta kutusu numarasını alın.

More Sentences
parcel post n. paket postası
Are you going to send this by parcel post?
Bunu paket postasıyla mı göndereceksin?

More Sentences
post card n. kartpostal
I felt like I was in a post card.
Kendimi bir kartpostalın içinde gibi hissettim.

More Sentences
post-mortem n. otopsi
We already know the facts, we do not need a post-mortem.
Gerçekleri zaten biliyoruz, otopsiye ihtiyacımız yok.

More Sentences
scratching post n. tırmalama tahtası
I need to buy a good scratching post before my cat destroys my sofa.
Kedim kanepemi mahvetmeden iyi bir tırmalama tahtası almalıyım.

More Sentences
post-exercise adj. egzersiz sonrası
Post-exercise pain is an indicator of muscle damage or debilitating injuries.
Egzersiz sonrası ağrı, kas hasarının veya zayıflatıcı yaralanmaların bir göstergesidir.

More Sentences
post-apocalyptic adj. kıyamet sonrası
The film is set in a post-apocalyptic, dystopian future.
Film kıyamet sonrası, distopik bir gelecekte geçer.

More Sentences
post-truth adj. gerçek ötesi
It is about a world lost in post-truth and fake identities.
Gerçek ötesi ve sahte kimlikler içinde kaybolmuş bir dünya hakkında.

More Sentences
post-election adj. seçim sonrası
On Monday, two men were killed during post-election celebrations.
Pazartesi günü, seçim sonrası kutlamalar sırasında iki kişi öldürüldü.

More Sentences
post- pref. sonrası
The post-Christmas sales are a great opportunity to find discounted items.
Noel sonrası satış dönemleri, indirimli ürün bulmak için harika bir fırsattır.

More Sentences
p.m. (post meridiem) abrev. öğleden sonra
Will that now be at around 3.30 p.m.?
Şimdi öğleden sonra 3.30 civarında mı olacak?

More Sentences
Trade/Economic
parcel post n. paket postası
Are you going to send this by parcel post?
Bunu paket postayla mı göndereceksiniz?

More Sentences
post-retirement n. emeklilik sonrası
Learn why your post-retirement job should be that of a security guard.
Emeklilik sonrası işinizin neden bir güvenlik görevlisi olması gerektiğini öğrenin.

More Sentences
General
post coach n. posta arabası
ex post facto n. daha önceki olaya uygulanabilen
ex post facto n. yürürlüğe girmesinden önceki olaylara uygulanabilen kanun
a plum post n. herkesin istediği bir iş
post office department n. ptt bakanlığı
post box n. posta kutusu
command post n. komutanlık
post horse n. posta atı
military post n. kışla
a plum post n. çok iyi bir iş
totem post n. totem
military guard post n. askeri karakol
local post office n. mahalli postane
ex post facto n. makabline şamil
post industrial society n. sanayi sonrası toplum
lamp post n. fener direği
incident command post n. olay komuta mahalli
finger post n. ima
king post truss n. çatı makası
post chaise n. posta arabası
police post n. nokta
post commitment hearing n. akıl hastanesine yerleştirdikten sonra duruşma
observation post n. gözcü yeri
gate post n. kapı babası
post road n. posta yolu
newel post n. baba
command post n. kumandanlık
official post n. memuriyet
king post n. baba
post secondary n. lise sonrası
post office clerk n. postane memuru
rail post n. korkuluk babası
lamp post n. lamba direği
pigeon post n. posta güvercini
fence post n. parmaklık babası
stern post n. kıç bodoslaması
pigeon post n. güvercin postası
key post n. kilit kadro
post parcel n. posta paketi
general post office n. merkez postanesi
letter post n. mektup postası
post office buildings n. postane yapıları
guard post n. korumanın durduğu yer
guard post n. sancak
trading post n. ticaret merkezi
military post n. askeri garnizon
lighting post n. aydınlatma direği
post moderation n. post moderasyon
post flag n. direk bayrağı
fence post n. çit kazığı
fence post n. parmaklık dikmesi
post-office box n. posta kutusu
post-school time n. okulsonrası
post-war political scene n. savaş sonrası politik sahne
post-communism n. post-komünizm
post-cold-war world n. soğuk savaş sonrası dünyası
post-installation n. yükleme sonrası
post-traumatic stress disorder n. travma sonrası stres bozukluğu
post-graduate n. ihtisas yapan öğrenci
post-industrial society n. sanayi sonrası toplum
post industrial society n. post-modern toplum
post-tension n. gerilim sonrası
post-production n. üretim sonrası
post-office department n. ptt bakanlığı
post-mortem examination n. otopsi
post-marketing n. pazarlama sonrası
post-impressionism n. post-empresyonizm
travelling post office n. gezici postane
post meridian n. öğleden sonra
post mark n. posta pulu
registered post n. taahhütlü posta
post master n. posta müdürü
post officer n. posta
vineyard post n. üzüm bağı direği
vinestock post n. üzüm bağı direği
meeting post n. köşe dayağı
meeting post n. karşılama desteği
newel-post n. tırabzan babası
pendant post n. sarkıtma baba
post-solarium n. öğleden sonra güneşlenmeliği
post and lintel design n. karkas tasarım
telegraph post n. telefon direği
teaching post n. öğretmenlik vazifesi
teaching post n. öğretmenlik görevi
post-authorization n. yetkilendirme sonrası
post-authorisation n. onay sonrası
post-authorisation n. yetkilendirme sonrası
post-authorization n. onay sonrası
post-blast residue n. patlama kalıntısı
post-eternity n. ebed
post-pay card n. kullan-öde tipi kart
post-war period n. savaş sonrası dönem
post-acquaintance friend request n. tanışma sonrası arkadaşlık isteği
post-acquaintance friend request n. biriyle tanıştıktan hemen sonra gönderilen arkadaşlık isteği/talebi
post scriptum n. metin bittikten sonra yazılan not
command post n. kumanda yeri
command post n. geçici karargah
foot post n. yaya devriye
foot post n. yaya posta dağıtımı
foot post n. yaya posta
post-mortem n. ölüm sonrası
post-editing n. makine çevirisi sonrası düzeltme
post-colonialism n. sömürgecilik sonrası
regular post n. normal posta
post-coital test n. ilişki sonrası test
scratching post n. kedilerin tırmalamak için kullandıkları hazır olarak da satılan sütun
guard post n. bekçi kulübesi
high post n. yüksek mevki
goal post n. futbol kalesi
internal post n. iç posta
air observation post n. gözcü yeri
knight of the post n. hilebaz kimse
knight of the post n. hayatını duruşmalarda sahte deliller sunarak veya sahte kefillerle kazanan kimse
hinging post n. kapıyı bağlayıp destekleyen iki direkten her biri
hinging post n. kapının üzerine kapandığı direk
hinging post n. kapının asıldığı direk
post-it note n. yapışkanlı not kağıdı
post hoc ergo propter hoc n. alakasız iki olayın birbirinin nedeni veya sonucu olabileceği safsatası
clothes post n. giysi askılığı
penny post n. büyük britanya'da kurulan eski bir postacılık sistemi
penny post n. postacı
penny post n. koloni amerikası'nda yerel bir kurye servisi
penny post n. londra'da kurulan bir postacılık sistemi
penny post n. posta görevlisi
penny post n. bir peniye posta taşıyan sistem
post office n. postacı taklidi yapan oyuncuların ödeme olarak birbirini öpmesiyle oynanan bir oyun
post bill n. posta müdürü tarafından postalanan bildirim kağıdı
post [obsolete] n. posta görevlisi
post [obsolete] n. postaları taşımakla yükümlü kimse
post hackney n. kiralık posta atı
post [obsolete] n. posta atlarının değişiminden sorumlu kimse
post hole n. direk sabitlemek için açılan çukur
post town [uk] n. posta kasabası
post hour n. posta saati
post town n. şehir merkezi
post town n. merkez posta ofisi bulunan kasaba
post hole n. direk çukuru
post road n. posta güzergahı
post house n. atlı postacıların da konakladığı bir tür turist pansiyonu
post road n. atlı postacılar ve turistler için konaklama sunan pansiyonların bulunduğu yol
post-horse n. posta atı
post entry n. (yarış/müsabaka) son dakikada giriş
post-it n. yapışkanlı not defteri
post-it n. yapışkanlı not kağıdı
post-office box number n. posta kutusu numarası
finger post n. parmak işaretli tabela
finger post n. üzerinde işaret parmağı bulunan yön tabelası
finger post n. kılavuz
finger post n. yönerge
finger post n. gösterge
finger post n. ipucu
finger post n. parmak sembollü işaret direği
shutting post n. (kapının üzerine kapandığı) kapı dikmesi
post-office box number n. posta kutusu numarası
post-office box number n. posta numarası
sub-post office [uk] n. postane şubesi
lamp post n. lamba direği
lamp post n. sokak aydınlatma direği
give a post v. destek vermek
post a letter v. mektup atmak
be incapable of holding (a job/post) v. dikiş tutturamamak
run from pillar to post   v. mekik dokumak  
post (any paper material) v. afiş asmak
be reinstated in one's post v. yeniden görevine geri getirilmek
remove from a post v. el çektirmek
post up v. bilgi vermek
post items in a ledger v. kayıtları nakletmek
set up a post v. direk dikmek
erect a post v. direk dikmek
post a notice v. bildirim yapmak
post a notice v. bildirim göndermek
drive (someone) from pillar to post v. sürüm sürüm süründürmek
be driven from pillar to post v. sürüm sürüm sürünmek
post a notice v. genelge çıkarmak
post a legal notice v. yasal bildirimde bulunmak
post-date v. sonraki bir tarihi atmak
send by post v. postayla göndermek
take something (a post etc) over (from somebody) v. birinin yerine geçmek (görev değişikliği)
post a letter v. mektup göndermek
relegate an officer to a post in east v. bir memuru doğuya sürmek
relegate an officer to a post in east v. bir memuru doğuya sürdürmek
send through the post v. postayla göndermek
post a bail bond v. kefalet ödemek
take up one’s post a week earlier than expected v. görevine beklenenden bir hafta önce başlamak
post the notice on the door v. ilanı kapıya iliştirmek/yapıştırmak
post something on the internet v. internette yayımlamak
travel post v. at arabası değiştirerek seyahat etmek
post (up) v. intikal kaydı yapmak
post (up) v. (defteri) eski defterlerdeki bilgileri ekleyerek doldurmak
post [obsolete] v. ivedilikle yollamak
post [obsolete] v. hızlı şekilde iletmek
post [obsolete] v. hızlıca göndermek
post (up) v. (birini) bilgilendirmek
post (up) v. (birini) haberdar etmek
tall as a post adj. direk gibi
deaf as a post adj. tamamen sağır
post cold war adj. soğuk savaş sonrası
post festum adj. şenlikten sonra
as deaf as a post adj. duvar gibi sağır
easy to post adj. yapıştırması kolay
deaf as a post adj. duvar gibi sağır
post graduate adj. yüksek lisans
pre and post adj. öncesi ve sonrası
ex-post adj. nihai
post-school adj. okulsonrası
post-disaster adj. afet sonrası
post-dialectic adj. diyalektik sonrası
post-defined adj. sonradan tanımlı
post-approval adj. onay sonrası
post-free adj. posta ücreti ödenmiş
post-free adj. posta ücretsiz
post-factum adj. olay sonrası
post-free adj. posta ücretine tabi olmayan
post free adj. posta ücretsiz
post- adj. sonra
post nuptial adj. evlilik sonrası
post-event adj. olay sonrası
post-workout adj. egzersiz sonrası
post­tax adj. vergi sonrası
post-reading adj. okuma sonrası
post-mortem adj. öldükten sonraki
post-consumer adj. kullanıldıktan sonra geri dönüşümle işlem görüp başka bir ürün için kullanılan
post-consumer adj. tüketici tarafından atılmış/elden çıkarılmış
post-consumption adj. tüketim sonrası
post-truth adj. nesnel hakikatlerin belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirlemede duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olması durumu
post-truth adj. gerçeğin ve olguların geçerli olmaması durumu
post-truth adj. gerçek-sonrası
post-truth adj. gerçek-ötesi
post-truth adj. post-gerçek
post-truth adj. gerçeğin bükülmesi
post-truth adj. post-olgusal
post-truth adj. gerçek ötesi veya hakikat sonrası
post-religious adj. din sonrası
post-antibiotic adj. antibiyotik sonrası
post-glacial adj. buzul sonrası
post hoc adj. post hoc safsatası ile ilgili
post-election adj. seçim sonrası meydana gelen
post ictal adj. (epilepsi) ani nöbet sonrası oluşan
post hoc adj. post hoc safsatası içeren
post hoc adj. gerçekleşmiş alakasız bir durumun neticesi olarak kabul edilen
post ictal adj. postiktal
post meridiem adj. öğleden sonra gerçekleşen
post mortem adj. ölüm sonrası uygulanan
post meridiem adj. öğleden sonra olan
post mortem adj. ölüm sonrası gelişen
post hoc adj. olgu sonrası formüle edilen
post-election adj. seçim sonrası gelişen
post-free adj. bedava
post-free adj. posta ücretsiz
post-prep adj. hazırlık sonrası
from pillar to post adv. bir güçlükten diğer bir güçlüğe
from pillar to post adv. oradan oraya
from pillar to post adv. kapı kapı (dolaşma)
from pillar to post adv. bir yerden başka bir yere
by return post adv. gelecek posta ile
post facto adv. sonradan
by return post adv. ilk posta ile
by return of post adv. ilk posta ile cevap
by post adv. postayla
by return of post adv. ilk posta ile
p.m. (post meridiem) adv. öğlen 12 ile gece 12 arasındaki zaman dilimi
post meridiem adv. ös
post meridiem adv. öğleden sonra
by post adv. posta ile
per post adv. postayla
post mortem adv. ölümden sonra
by yesterday's post adv. dünkü postayla
post-haste adv. apar topar
post-haste adv. çabucak
post-haste adv. ivedilikle
post-haste adv. alelacele
post-haste adv. hızla
post-paid adv. posta ücreti ödenmiş olarak
post-haste adv. acele ile
post-haste adv. çok acele
post-haste adv. büyük bir hızla
post-haste adv. süratle
post hoc adv. bundan böyle
post hoc adv. bundan sonra
post-free [uk] adv. (posta) ön ödemeli
post-free [uk] adv. önceden ödenmiş
post-mortem adv. ölümden sonra
post- pref. daha sonra anlamına gelen ön ek
post- pref. geri anlamına gelen ön ek
post- pref. peşi sıra anlamına gelen ön ek
post- pref. arkasında anlamına gelen ön ek
post- pref. müteakip anlamına gelen ön ek
post- pref. arka anlamına gelen ön ek
lp (large post) abrev. büyük posta
gpo (general post office) abrev. genel postane
rpc (reply post card) abrev. cevap kartpostalı
p.c. post cibum (after meals) abrev. öğünlerden sonra
p.c. post cibum (after meals) abrev. yemeklerden sonra
pob (post office box) abrev. posta kutusu
fap (first-aid post) abrev. ilkyardım noktası
Phrasals
post something to someone v. birine bir şey postalamak
post over v. acele etmek
post off v. ertelemek
post off v. geciktirmek
post something up v. hesaba işlem tanımlamak
post off [obsolete] v. postaya vermek
post off [obsolete] v. postayla göndermek
post off [obsolete] v. postalamak
post something up v. hesapta işlem yapmak
post on v. gönderi paylaşmak
post on (something) v. (sosyal bir alanda/platformda) belli bir bilgiyi paylaşmak
post on v. -de bir bilgi yayımlamak
post on (something) v. (sosyal bir alanda/platformda) bilgi paylaşmak
post (something) to (one) v. (birine bir şey) postalamak
post on v. yorum yapmak
post on (something) v. (sosyal bir alanda/platformda) gönderi paylaşmak
post on v. belli bir bilgiyi paylaşmak
post on v. ilan asmak
post on (something) v. (sosyal bir alanda/platformda) post atmak
post (something) to (one) v. (birine) postayla (bir şey) göndermek
post on v. duyuru yapmak
post on v. bir şeyi sosyal bir alanda/platformda duyurmak/paylaşmak
post on (something) v. (sosyal bir alanda/platformda) ilan asmak
post on (something) v. bir şeyi sosyal bir alanda/platformda duyurmak/paylaşmak
post on v. bilgi paylaşmak
post on (something) v. (sosyal bir alanda/platformda) duyuru yapmak
post on (something) v. (sosyal bir alanda/platformda) yorum yapmak
post on (something) v. (sosyal bir alanda/platformda) bir bilgi yayımlamak
post on v. post atmak
Phrases
without any requirement to post a bond or other security expr. kefalet ödeme ve diğer teminatlara gerek kalmaksızın
without being required to post a bond or other security expr. kefalet ödeme ve diğer teminatlara gerek kalmaksızın
in the post [uk] expr. postaneye
in the post [uk] expr. posta kutusuna
in the post [uk] expr. postanede
in the post [uk] expr. posta dağıtım merkezinde
in the post [uk] expr. postada
in the post [uk] expr. posta dağıtım merkezine
in the post [uk] expr. gönderim sürecinde
in the post [uk] expr. posta kutusunda
in the post [uk] expr. posta ulaştırma sürecinde
Colloquial
post-and-rail tea [australia] n. iri yapraklı bir çay çeşidi
post someone (somewhere) v. birini (bir yerde) görevlendirmek
post someone (somewhere) v. birini (bir yere nöbetçi, gözcü olarak) vermek
post someone (somewhere) v. birini (bir yere) dikmek
post someone (somewhere) v. birini (bir yere nöbetçi, gözcü olarak) yerleştirmek
(as) deaf as a post expr. hiç duymaz
(as) deaf as a post expr. duvar gibi sağır
(as) deaf as a post expr. tamamıyla sağır
from pillar to post expr. oradan buraya
from pillar to post expr. bir yerden bir yere
iawtp (I agree with the/this post) expr. bu gönderiye/yazılanlara katılıyorum
ifypfy (I fixed your post for you) expr. senin yerine düzelttim
ifypfy (I fixed your post for you) expr. yazdığın/söylediğin şeyi düzelttim
Idioms
dumb as a post n. çok aptal
first past the post [uk] n. hedefe ilk ulaşan kimse
first past the post [uk] n. kazanan kimse
first past the post [uk] n. birinci gelen kimse
go from pillar to post v. mekik dokumak
rush from pillar to post v. mekik dokumak
be pipped at the post v. az farkla/kıl payıyla yenilmek
be pipped to the post v. az farkla/kıl payıyla yenilmek
be pipped to the post v. az farkla/kıl payıyla kaybetmek
be pipped at the post v. az farkla/kıl payıyla kaybetmek
be as deaf as a post v. tamamen sağır olmak
be as deaf as a post v. duvar gibi sağır olmak
be first past the post v. (bir şeyi) ilk yapan olmak
be first past the post v. (bir yarışmayı) kazanan olmak
send someone from pillar to post v. birini oradan oraya koşturmak
pip at the post v. kıl payı ile yenmek
pip (someone) at the post v. kıl payı yenmek
pip (someone) at the post v. az farklı yenmek
ride post v. hızla sürmek
pip somebody to the post v. birini az farkla yenmek
pip somebody at the post v. birini az farkla yenmek
pip somebody at the post v. birini son anda yenmek
pip (someone) to the post v. (birini) son anda yenmek
pip (someone) to the post v. (birini) kıl payı yenmek
pip somebody to the post v. birini son anda yenmek
pip somebody to the post v. birini kıl payı yenmek
pip (someone) to the post v. (birini) az farkla yenmek
pip somebody at the post v. birini kıl payı yenmek
be left at the post v. baştan beri kazanma şansı olmamak
be left at the post v. yenileceği baştan belli olmak
be left at the post v. daha en baştan geride kalmak
be driven, pushed from pillar to post v. oradan oraya itilmek
be driven, pushed from pillar to post v. oradan oraya yollanmak
be driven, pushed from pillar to post v. oradan oraya seyahat etmek zorunda bırakılmak
be pushed from pillar to post v. oradan oraya gönderilmek
be pushed from pillar to post v. oradan oraya itilmek
be pushed from pillar to post v. oradan oraya yollanmak
be driven, pushed from pillar to post v. oradan oraya gönderilmek
be pushed from pillar to post v. oradan oraya seyahat etmek zorunda bırakılmak
be driven, pushed, from pillar to post v. oradan oraya sürüklenmek
be driven, pushed, from pillar to post v. oradan oraya gönderilmek
be driven, pushed, from pillar to post v. oradan oraya yollanmak
be driven, pushed, from pillar to post v. oradan oraya itilmek
send from pillar to post v. oradan oraya koşturmak/göndermek
as dumb as a post adj. aşırı geri zekalı
dumb as a post adj. aşırı geri zekalı
beaten at the post adj. çok az bir farkla mağlup olmuş
beaten at the post adj. son saniyelerde mağlup olmuş
beaten at the post adj. son dakikada/saniyelerde yenilmiş
beaten at the post adj. çok az bir farkla yenilmiş
beaten at the post adj. çok az bir farkla kaybetmiş
beaten at the post adj. burun farkıyla yenilmiş
pipped at the post adj. kıl payı kaybetmiş
beaten at the post adj. kıl payı kaybetmiş
beaten at the post adj. son dakikada/saniyelerde yenilmiş
pipped at the post adj. son dakikada/saniyelerde yenilmiş
beaten at the post adj. az farkla mağlup olmuş
pipped at the post adj. az farkla mağlup olmuş
pipped at the post adj. burun farkıyla yenilmiş
first past the post adj. oy çokluğuna dayalı (sistem)
first past the post adj. oy çoğunluğuna dayalı (sistem)
first past the post adj. çoğunluk oyuna dayalı (sistemi)
pillar-to-post adj. baştan sona önde
pillar-to-post adj. baştan sona kadar liderliği elden bırakmadan
pillar-to-post adj. baştan sona lider konumda
post haste adv. alelacele
post haste adv. çok acele
post haste adv. apar topar
post haste adv. büyük bir hızla
post haste adv. çabucak
post haste adv. süratle
post haste adv. acele ile
post haste adv. hızla
post haste adv. ivedilikle
as deaf as a post expr. duvar gibi sağır
deaf as a post expr. duvar gibi sağır
between you and me and the bed post expr. aramızda
between you and me and the bed post expr. yalnız ikimizin arasında
between you and me and the bed post expr. laf aramızda
between you and me and the bed post expr. kimseler duymasın ama
as dumb as a post expr. çok aptal
as dumb as a post expr. aşırı aptal
dumb as a post expr. aşırı aptal
by return post expr. bu postaya/maile cevaben
by return post expr. cevap mailiyle/postasıyla
by return post expr. cevap mailiyle
by return (of post) expr. ilk postayla
by return post expr. geri dönüş mailiyle
by return post expr. geri dönüş mailiyle/postasıyla
by return (of post) expr. (bu postaya/maile) cevaben
by return post expr. bu postaya/maile cevaben
by return post expr. bu postaya/maile geri dönüş yaparak
by return (of post) expr. (bu postaya/maile) geri dönüş yaparak
by return post expr. bu postaya/maile geri dönüş yaparak
by return (of post) expr. hızlı bir geri dönüşle (posta/mail)
pillar to post [uk] expr. baştan sona kadar liderliği elden bırakmadan
pillar to post [uk] expr. baştan sona önde
pillar to post [uk] expr. baştan sona lider konumda
Formal
post-holder n. belirli bir görevi olan kimse
post-holder n. belirli bir meslek mensubu kimse
post-holder n. kadrolu kimse
Speaking
how do I get to the post office? expr. postaneye nasıl gidebilirim?
how do I get to the post office? expr. postaneye nasıl gidilir?
how do I get to the post office? expr. postaneye nasıl giderim?
I work at a post office expr. bir postanede çalışıyorum
Trade/Economic
administration of post offices n. posta idaresi
ex post n. gerçekleşen anlamında sıfat
ex post investment n. gerçekleşen yatırım
overseas post n. yurt dışı mevki
parcel post receipt n. paket postası makbuzu
ex post facto n. geriye dönük işlem yapma
ex post real rate of interest n. gerçekleşen reel faiz oranı
post acquisition n. birleşme sonrası
parcel post n. paket postahanesi
post production and 3d trainer n. post prodüksiyon ve 3d eğitmeni
ex post investment n. dönem sonu yatırımı
post hoc, ergo propter hoc fallacy n. bir olay diğerinden önce ortaya çıkıyorsa onu ikinci olayın nedeni olarak gösterme yanlışı
post cheque n. posta çeki
post audit n. sonradan denetim
salary attaching to a post n. işin ücreti
post warranty n. garanti sonrası
customs border post n. sınır gümrük idaresi
general ledger post closing trial balance n. genel kesin mizan
post production and 3d assistant trainer n. post prodüksiyon ve 3d asistan eğitmen
air post n. uçak postası
post entry n. ek bildiri
vacant post n. münhal yer
civil service post n. memuriyet
post-employment benefit plans n. işten ayrılma sonrasında fayda sağlayan planlar
post-trade equilibrium n. ticaret sonrası denge
post-balance sheet events n. bilanço tarihinden sonraki olaylar
post-keynesian economics n. post keynesci iktisat
post-audit n. sonradan denetim
post-shipment n. sevkiyat sonrası
post-closing balance sheet n. dönem sonu bilançosu
post-formation approvals n. kuruluş sonrası onaylar